NATO Genel Sekreteri: En çok Türkiye etkileniyor!
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası açıklama yapan, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki şiddet ve karışıklıktan en çok etkilenen müttefikimiz olduğunu anlamamız gerekiyor" dedi
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye'nin kendini savunma ve darbe girişiminin arkasında olanları yargılama hakkı olduğunu, ancak bunun hukukun üstünlüğü ilkesine uygun bir şekilde yapılması gerektiğini belirterek, bu çerçevede Ankara ile Avrupa Konseyi arasındaki irtibatı memnuniyetle karşıladığını bildirdi.
NATO ülkelerinin dışişleri bakanları Brüksel'deki NATO Karargahında bir araya geldi. Stoltenberg, Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temsil ettiği toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu. Toplantıda, 25 Mayıs'ta yeni NATO Karargahında yapılacak olan Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi gündemine ilişkin ciddi bir ilerleme kaydettiklerini ifade etti.
Mayıs ayındaki zirvenin iki ana başlığa odaklanacağını kaydeden Stoltenberg, "Öncelikle, adil yük paylaşımı yoluyla transatlantik bağı nasıl güçlendirebileceğimizi ele alacağız. Hepimiz, 2014'te savunma yatırımları konusunda kararlaştırdığımız şeyleri uygulamak zorunda olduğumuz konusunda hemfikiriz." dedi.
Geçen yıl Avrupalı müttefikler ve Kanada'nın savunma harcamalarında 10 milyar dolarlık artış sağladığını vurgulayan Stoltenberg, "Ancak bu ivmeyi sürdürmeliyiz. İncelemekte olduğumuz seçeneklerden biri, yaptığımız taahhütleri yerine getirmek için ulusal planların hazırlanması." diye konuştu.
"Hepimize karşı yapılan bir saldırıydı"
Toplantıda, NATO'nun terörle mücadeledeki rolünü de ele alacaklarını anlatan Stoltenberg, "Geçen hafta Londra'da düzenlenen saldırıda, 11 farklı ülkeden insanlar öldü veya yaralandı. Bu, müttefiklerin son aylarda yaşadığı birçok saldırıdan biriydi. Yine hepimize karşı yapılan bir saldırıydı ve çabalarımızı hızlandırmamız gerektiğini hatırlattı." değerlendirmesinde bulundu.
NATO'nun kendi etrafındaki bölgenin istikrara kavuşturulmasına yardımcı olduğunu ifade eden Stoltenberg, Afganistan, Balkanlar, Ege Denizi'nde ortakların desteklendiğini belirtti.
Terörle mücadelede en iyi yöntemlerden birinin, yerel güçleri eğitmek, kendi yeteneklerini kurmalarını sağlamak olduğunu vurgulayan Stoltenberg, ittifakın bu kapsamda Irak güçlerine patlayıcı imha eğitimi verdiğini hatırlattı.
Mayıs ayındaki zirve öncesi NATO'nun terörle mücadele potansiyeli konusunda bir dizi fikri değerlendireceklerini belirten Stoltenberg, "Batı Balkanlar'daki durumu da ele aldık ve Avrupa güvenliğinde kilit öneme sahip bu bölgede mevcudiyetimizi, oraya odaklanmamızı ve girişimlerimizi sürdürmemiz gerektiğinde mutabıkız." diye konuştu.
Rusya ile diyalogda savunma ve caydırıcılık
AB, Finlandiya ve İsveç'in katılımıyla Rusya konusunu da ele aldıklarını belirten Stoltenberg, "Savunma ve caydırıcılık Rusya ile diyaloğumuzda güçlü bir temel oluşturuyor ve dün yapılan NATO-Rusya Konseyi Toplantısı diyaloğa olan bağlılığımızın açık bir göstergesiydi." dedi.
Bugün aynı zamanda NATO-Ukrayna Komisyonu Toplantısı da yaptıklarını kaydeden Stoltenberg, ittifakın Ukrayna'yı güçlü olarak desteklediğini açıkladı.
"Anlamamız gerekiyor"
Stoltenberg, Türkiye'deki gözaltı ve tutuklamalara ilişkin bir soru üzerine ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"NATO, demokrasi, hukukun egemenliği, kişisel özgürlükler gibi bazı temel değerler üzerine kurulu. Bu değerlere büyük önem verdiğimi daha önce bir çok kez ifade ettim. Aynı zamanda, Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki şiddet ve karışıklıktan en çok etkilenen müttefikimiz olduğunu anlamamız gerekiyor. Birçok kez terör saldırısına maruz kaldılar. Yüzlerce insanın öldüğü bir darbe girişimi yaşadılar. Milletvekilleri içerideyken Meclis bombalandı. Elbette ki Türkiye'nin kendini savunma ve darbe girişiminin arkasında olanları yargılama hakkı var. Ancak bunun hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde yapılması gerekiyor. Bunu daha önce birçok kez söyledim. Ayrıca Avrupa Konseyi ile Türkiye arasında diyalog kurulmasını memnuniyetle karşıladığımı ifade ettim. Çünkü, Avrupa Konseyi, Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde araç ve sorumlulukları olan bir Avrupa kuruluşu. Bu yüzden de bu sorunları ele almak için Avrupa Konseyi ve Türkiye arasında doğrudan diyalog kurulmasını memnuniyetle karşılıyorum."