Latin Amerika siyaseti Brezilya dizisine döndü
.
Yeni cumhurbaşkanı ABD muhbiri çıktı
Brezilya’da yolsuzluk soruşturması nedeniyle görevden azledilen Dilma Rousseff’in yerine devlet başkanı olan Michel Temer’in ABD için muhbirlik yaptığı ortaya çıktı
Brezilya’da seçimleri kazanabilmek için bütçede yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılmasının ardından görevden alınan Dilma Rousseff’in yerine devlet başkanlığı koltuğuna oturan yardımcısı Michel Temer’in Amerikan muhbiri olduğu öne sürüldü.
Sızıntı sitesi Wikileaks’in önceki gün yayınladığı Amerikan Dışişleri’ne ait yeni belgeler, Temer’in ABD istihbaratına bilgi verdiğini ve Amerikalı yetkililerle görüşmeler yaptığını ortaya koydu. 2006 tarihli belgelerden birisinde Temer, dönemin Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın iktidarında Brezilya siyasetinde yaşanan gelişmeleri anlatıyor. 2006’daki seçimler öncesinde gönderilen mesajlarda Temer, lideri olduğu Brezilya Demokratik Hareket Partisi’nin seçimlerde büyük başarı elde edeceğini beklediğini, başkanlık seçiminin sonucu ne olursa olsun, kazanan kişinin kendilerine sormadan adım atamayacağını vurguluyor.
Rousseff suçlamıştı
2011’den bu yana Devlet Başkan Yardımcılığı yapan Temer, Rousseff hakkındaki azil davası süreci sona erene dek 6 aylığına devlet başkanlığı görevini üstlenmişti. Temer’in devlet politikalarıyla ilgili karar sürecinde yeterince yer alamadığı gerekçesiyle Rousseff’le ters düştüğü söyleniyordu. Rousseff, Temer’i ABD’nin desteğini alarak kendisine karşı darbe girişiminde bulunmakla suçluyordu.
Venezuela’da olağanüstü hal
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD veya herhangi bir ülkeden gelecek bir ‘dış müdahale’ olasılığına karşılık ülkede 60 günlük olağanüstü hâl ilân ettiğini açıkladı. Maduro yaptığı açıklamada, Petrol İhraç Eden Ülkeler (OPEC) içerisinde de kendisini devirmeye yönelik komploların olduğuna inandığını belirtti.
‘Devrilebilir’
Amerikan istihbaratı geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir raporda, ekonomide yaşanan çalkantılar ve ve enerji krizi nedeniyle zor günler yaşayan Venezuela’da, Devlet Başkanı Maduro’nun başkanlık süresini doldurmadan görevinden ayrılabileceği’ öngörüsünde bulunmuştu.
Ülkede yüksek enflasyon, temel ihtiyaç maddeleri eksikliği ve günde 15 saati bulan elektrik kesintileri nedeniyle toplumsal huzursuzluk, hükümet karşıtı gösteriler ve grevler hız kazanıyor. Maduro ise ülkesindeki ‘faşist sağın’ istekleri doğrultusunda ABD’nin Venezuela’ya yaptırım uyguladığını, Brezilya’daki ‘darbe sürecinin’ de buna katkı sağladığını iddia etmişti.
‘Oğlumu Hizbullah öldürmüş olabilir’
Arjantin’in ‘El Turco’ (Türk) lakaplı eski Devlet Başkanı Carlos Menem, oğlunun Hizbullah örgütü tarafından öldürüldüğüne inandığını söyledi. Menem, 21 yıl önce helikopter kazasında hayatını kaybeden oğlu Carlos Facundo Menem’in ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten yargıca verdiği ifadede, dönemin Dışişleri Bakanı Guido Di Tella’nın, yabancı ülke büyükelçiliklerinden olayda Hizbullah’ın dahli olduğunu duyduğunu kendisine aktardığını belirtti.
Cristina Kirchner devleti dolandırmakla suçlandı
Eski Arjantin Devlet Başkanı Cristina Kirchner, iktidarı döneminde ülkedeki dolar piyasasını hileyle kontrol ettiği iddiasıyla devleti dolandırmakla suçlandı. Federal Hakim Claudio Bonadio, Fernandez’in görevden ayrılmadan önce Merkez Bankası’nı, doları suni biçimde düşük fiyattan satmaya yönlendirdiğini savundu. Bonadio, Arjantin pesosunu şişirmek amacıyla türev ürünlerin piyasa değerinin altında satılması planının, Fernandez’in onayı olmadan hayata geçemeyeceğini vurguladı.
Düşük fiyatlı satışların devlete maliyetinin 5,2 milyar dolar olduğu, eski Ekonomi Bakanı Axel Kicillof, eski Merkez Bankası Başkanı Alejandro Vanoli ve dönemin diğer 12 hükümet görevlisinin daha dolandırıcılıkla suçlandığı kaydedildi.
2007-2015 yılları arasında iktidarda olan Kirchner, yanlış bir şey yapmadığını ve siyasi zulmün kurbanı olduğunu savundu. Kirchner yargılanması ve suçlu bulunması halinde 5 ila 20 yıl arasında hapis cezasına çarptırılabilir.