İşkenceyle fuhuş yaptırılan kadınlar konuştu
.
Lübnan güvenlik güçlerinin geçen hafta insan tacirlerinin elinden kurtardığı hapis ve işkenceyle fuhuşa zorlanan Suriyeli kadınlar yaşadıkları acıyı Anadolu Ajansı'na (AA) anlattı.
Lübnan'da geçen cuma günü iç güvenlik birimlerinin evlere düzenlediği baskın sonucu ortaya çıkan, insan ticareti yapan şebekenin ağına düşürdüğü çoğu Suriyeli 75 kadının yaşadıkları Lübnan kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
Olayın ardından, kürtajın yasak olduğu Lübnan'da, şebeke ile iş birliği yaparak fuhuşa zorlanan kadınlara kürtaj yaptığı iddia edilen doktor tutuklandı ve sağlık bakanlığı tarafından meslekten men edildi. İnsanlık dışı muameleye maruz kalan, hapsedilen mağdurların ifadelerinde yer alan ve Suriye'den gelen kadınları şebekenin ağına düşüren İmad Rihavi ve ortağı Ali Hassan ise hala aranıyor.
Ülkedeki siyasetçilerinden Sosyalist İlerlemeci Parti Lideri Velid Canbolat, ülke gündemini sarsan olaya dair sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Çete yıllardır bu işi yapıyordu ve yetkililer bunun farkındaydı." iddiasında bulundu.
"Aynı yer 6 ay önce de basılmış, sorumlular serbest bırakılmıştı"
AA muhabirine konuşan mağdurlar, çalıştıkları yerin altı ay önce "ruhsata uygunsuzluk" nedeniyle basıldığını, emniyete götürüldüklerini, çetenin başındaki Rihavi'nin de sorgu esnasında müşteri gibi davrandığını söyledi. Mağdurlar, emniyette durumlarını açıklamaya çalışmalarına rağmen söylediklerinin dinlenmediğini, serbest bırakılıp tekrar çetenin eline düştüklerini aktardı.
Çalıştırıldıkları restoranların bodrumunda dış dünyayla iletişim olmadan hapsedilen mağdurlar, kaçmamaları için her gün başlarında koruma dedikleri kişilerin beklediğini kaydetti.
"Müşteriler fark etmesin diye ayaklarımızın altına kırbaçla vururlardı"
İki buçuk yıldır şebekenin hapsettiği Sali (27) lakaplı Suriyeli kadın, şebekenin aranan ismi İmad ile evlilik amacıyla tanıştığını belirterek, "Bana evlenince birlikte yaşayacağımız evi tamamlamak için üç ay bir yerde garson olarak çalışmam gerektiğini söyledi. İlk akşam, restorana gittiğimde içeride çalışan kadınların kıyafetini görünce şaşırdım ve burada çalışmak istemediğimi söyledim." dedi.
Sali, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İmad, o akşam orada kalmamı istedi. Ertesi gün çıkmak istediğimde ise kapılar kapalıydı. Korumalar, dışarı çıkmak için İmad'dan izin almam gerektiğini söyledi. İmad geldiğinde, elinde kırbaç vardı ve diğer kızlara seslenerek 'ben gitmek isteyenlere ne yaparım' dedi. Ben de korktum, vazgeçtim. Ancak 15 gün sonra dayanamadım ve 'gitmek istiyorum' dedim. O zaman beni sandalyeye oturtup 'artık gitmek istemiyorum' diyene kadar kırbaçladı. Müşteriler fark etmesin diye ayaklarımızın altına kırbaçla vururlardı."
Sali, şebekenin çökertilmesini sağlayan olaya dair ise "Ben ve beraberimdeki birkaç kız kaçmayı planladık. Kaçmaya çalışırken korumalar üçümüzü yakaladı ancak beş kişi kaçtı. İmad, beni yatağa bağlayıp kamçılamaya başladı. Ancak çok kamçılamadı çünkü cumartesi günüydü ve çalışmamız gerekiyordu. Seni 'pazartesi günü döveceğim' dedi. Ancak dövemedi pazar günü evi bastılar. Gün ışığını, arabaların ve sokakların nasıl olduğunu unutmuşum." ifadelerini kullandı.
"İşkence ve darp edildikten sonra razı oldum"
Suriye'nin Süveyda bölgesinde yaşarken, ülkesindeki iç savaştan kaçarak Lübnan'a sığınan Rana (24) da amcasının evine geldiğini ancak amcasının yanından ayrıldıktan sonra Cünye bölgesinde birkaç kızla kalmaya başladığını anlattı.
İmad isimli kişiyle restoranda iş bulacak diye tanıştığını ancak işin içeriğini öğrendikten sonra reddettiğini ifade eden Rana, "İşkence ve darp edildikten sonra razı oldum. Daha sonra hamile kaldım ve beni kürtaja götürmediler, dört ayın sonunda kürtaj zorlaştı. Bana ilaç verip cenini öldürdüler. Çalıştığımız yere baskın yapıldığında ben kürtajdan yeni gelmiştim. Emniyette, bayılıp duruyordum. İmad, hakkında müşteriymiş gibi rapor tuttular. Burada, bize hiçbir şey sormadılar. Bildiklerini yazdılar. Biz bir şeyler anlatmak istediğimizde de bize copla vuruyorlardı." şeklinde iddiada bulundu.
Lübnan güvenlik güçlerinin, geçen hafta "fuhuşa zorlanan ve dövülen" çoğu Suriyeli 75 kadını, "ülkenin en tehlikeli" insan taciri şebekesinin elinden kurtardığı bildirilmişti.