İşin içine petrol girdi!
İsrail, BM kararına rağmen rezervi paylaşmıyor
Büyük bölümü Filistin topraklarında yer alan 350 milyar dolarlık petrol rezervi bulan İsrail, BM kararına rağmen, iki ülkeyi ayıran Yeşil Hat üzerindeki rezervi paylaşmıyor. Krizin barış görüşmelerine sekte vurmasından endişe ediliyor.
İsrail-Filistin arasında 2010 yılında askıya alınan ve Temmuz ayında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin yoğun uğraşları sonucunda yeniden başlatılan barış görüşmeleri, sınır anlaşmazlığı ve tanınma krizinin ardından şimdi de petrol nedeniyle zora giriyor. 1948 yılında Birleşmiş Milletler kararına göre, Filistin ve İsrail topraklarını ayıran ‘Yeşil Hat’ üzerinde bir petrol kuyusu bulan İsrail, beklenilenin çok üstünde olduğu tahmin edilen rezervi Filistin yönetimi ile paylaşmıyor.
250 km karelik alan
İsrailli araştırmacılar Ekim ayında buldukları yeni petrol rezervi sayesinde, ülke ekonomisini dünyanın üst sınıf petrol zengini ülkeleri arasına sokmayı başardı. Yaklaşık 250 kilometre karelik bir alanda, 3.53 milyar barillik bir rezervden bahseden uzmanlar, kuyunun Batı Şeria’nın kuzeybatısında, İsrail ve Filistin topraklarının tam ortasında yer aldığını bildirdi. 1993 yılında yapılan Oslo Anlaşması’na göre, iki ülkeyi ayıran Yeşil Hat üzerinde yer alan her türlü doğal kaynağın, iki ülke arasında görüşülmesi gerekirken, İsrail rezervi tek başına sahiplenmek için kuyunun kendi topraklarında olduğunu iddia ediyor.
Yeşil Hat üzerinde
Çıkarılacak petrol ile, dünyanın en büyük petrol ülkesi Katar ile rekabet edebilecek olan İsrail, bulunan yeni kuyunun büyük bölümün Filistin toprağı olan Batı Şeria’da yer aldığını doğruladı. İki ülkenin, mevcut durumda İsrail işgali altında olan Batı Şeria’da, şimdi de doğal kaynak için karşı karşıya gelmesinden korkuluyor. BM’nin çizdiği Yeşil Hat’tı kendi çıkarlarına göre genişleten İsrail, 2011 yılından itibaren de ‘Migad 5’ adı verilen petrol kuyusu nedeniyle Filistin ile karşı karşıya. İki yıl içinde 40 milyon dolar değerinde petrol çıkaran İsrail, Migad 5 kuyusu için, Yeşil Hat’tı onlarca metre aşarak, Filistin topraklarından çıkarılan petrolü de tek başına kullanıyor.
İşgal 65 yıldır sürüyor
Dünya Bankası raporlarına göre, Birleşmiş Milletler anlaşması ile 1948 yılında Filistin toprağı olarak kabul edilen Batı Şeria’daki İsrail işgali nedeniyle zor durumda kalan Filistin, sadece siyasi olarak değil, ekonomik olarak da büyük baskı altında. Son olarak Katar’dan 150 milyon dolar borç alan Filistin, Mısır’ın, Gazze-Mısır arasındaki tünelleri kapatması nedeniyle de ekonomik olarak büyük bir krizin içinde. Memur maaşlarını bile ödeyemediği ortaya çıkan Filistin yönetimi, İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği ve Batı Şeria’nın yüzde 30’unu kaplayan yerleşkeleri engelleyemiyor. İsrail Batılı ülkeler de dahil olmak üzere, birçok devletin karşı çıkmasına rağmen yeni yerleşkeler inşa etmeye de devam ediyor. Dünya Bankası bu işgal durumunun Filistin halkının ekonomik olarak kalkınmasının önündeki engel olduğunu da açıklarken, toprakların sadece yüzde 0.7’si Filistinliler’e ait.
Katar’a rakip olacak rezerv
Yeşil Hat üzerinde Batı Şeria’nın kuzeybatısında bulunan petrol rezervi, Oslo Anlaşması gereği iki ülke arasında paylaştırılmalı. Rezervde 3.53 milyar varil petrol olduğu düşünülüyor. Şuanda petrolün varili 100 dolar olduğu için, İsrail yaklaşık 350 milyar dolarlık rezerve sahip olacak. Bu büyüklükte bir kuyu, Katar’ın toplam petrol rezervinin yedide birine denk gelirken, İsrail bu sayede dünyada petrol zengini ülkeler arasına girecek.
KERRY YENİDEN KUDÜS’TE
Yaz aylarında Amman ile Batı Şeria arasında mekik dokuyan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Filistin ve İsrailli tarafları masaya oturmaya ikna etmişti. Temmuz ayından bu yana 15 toplantı yapan ama çok büyük adım atamayan taraflar, aksine çatışma haberleri ile uzaklaşıyor. Önceki gün İsrail askerleri ile Hamas Gazze sınırında karşı karşıya gelirken, çıkan çatışmada 4 Filistinli hayatını kaybetmiş, 5 İsrail askeri de yaralanmıştı. Geçen haftalarda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Roma’da görüşen Kerry, bu hafta da Kudüs ve Ramallah’ı ziyaret edecek. Barış görüşmeleri üzerine taraflarla buluşacak olan lider, iki ülkeyi sınır güvenliği üzerine anlaşmaya varmaya ikna etmeye çalışacak.