Anlaşma dediğin bu mu David?

Brüksel’de kıran kırana müzakereler sonunda AB’nin 28 ülkesiyle İngiltere arasında uzlaşmaya varıldı. İngiltere Başbakanı David Cameron, ‘AB’nin şu anki yapısıyla birliğe üye olarak kalmak istemiyoruz’ diyerek taviz istemiyle Brüksel’e gitmişti. 48 saatlik pazarlık sonunda İngiltere ve Avrupa Birliği, Londra’nın birlik içinde kalmak için talep ettiği düzenlemelerle ilgili nihai karar alındı. Cameron anlaşmanın İngiltere’ye “özel bir statü” verdiğini söyledi. Cameron, bunun, İngiltere’nin birlik içinde kalmasını önermesi için yeterli olduğunu belirtti. AB referandumunda “canla başla AB’de kalınması için kampanya yürüteceğini” söyledi.

Referandum Haziran’da

İngiltere bu karar sonrasında 23 Haziran’da AB’den çıkış için referanduma gidecek. AB’den ayrılmak için yürütülen kampanyanın lideri Matthew Elliott, “Cameron’ın şimdi bir zafer kazandığını ilan edeceğini ancak bunun tam olarak içinin boş olduğunu” söyledi. AB’den çıkış için kampanya yürüten kesimler, ‘Bize ekmek vaad etti kırıntılarla döndü’ diyerek anlaşmaya tepki gösterdi. İngiltere’de AB’den çıkışı destekleyen gazetelerin başında gelen Daily Mail de, ‘Sen buna anlaşma mı diyorsun Dave?’ manşetini attı.

‘Brüksel’i sevmiyorum’

Cameron AB ile varılan anlaşmayı açıklarken “Brüksel’i sevmiyorum, İngiltere’yi seviyorum” ifadelerini kullandı. AB Konseyi Başkanı Tusk ise buna karşılık konuşmasını “Brüksel’i seviyorum, İngiltere’yi seviyorum” diye noktaladı. AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de konuşmasına, “Brüksel’i Avrupa’nın diğer kısımlarından daha çok seviyorum” diyerek başladı.

%52

Independent gazetesinin manşetinden duyurduğu ORB anketinin sonuçlarına göre AB’den çıkışı isteyen İngilizler’in oranı ilk kez yüzde 52’ye çıktı.

İşte anlaşma

- İngiltere, AB’den gelen göçmenlere verilen sosyal yardımlarla ilgili ‘emniyet freni’ne sahip olacak. Bu sisteme göre AB üyesi ülkelerinden İngiltere’ye gelen göçmenler sosyal yardımlardan 4 yıl ardından yararlanmaya başlayacak. Bu uygulama yedi yıl boyunca geçerli olacak.

- AB ülkelerinden gelen göçmenlerin İngiltere dışındaki çocukları için verilen çocuk yardımı, söz konusu ülkelerin yaşam maliyeti üzerinden hesaplanacak. Bu uygulama, ülkeye yeni gelenler için hemen devreye sokulacak. Şu anda yardımdan faydalanmakta olanlar içinse uygulama 2020’den itibaren geçerli olacak.

- Avrupa Birliği’nin yetkilerini artıracak düzenlemeler İngiltere’yi kapsamayacak. Bu, İngiltere’nin hiçbir zaman ‘siyasi entegrasyona zorlanamayacağı’ anlamına geliyor.

- İngiltere’nin bir ‘acil koruma sistemini’ devreye sokma hakkı olacak. Bu sistem, Londra’nın korunmasını, İngiliz şirketlerinin Avrupa içine taşınmaya zorlanmasının durdurulmasını ve İngiliz işletmelerinin Euro bölgesi dışında olduğu için ‘ayrımcılığa’ uğramamasını sağlamayı amaçlıyor.