Yıldız Tilbe ile kıyaslanmak şahane bir şey
Beyefendi şarkısıyla dikkat çeken Gökçe Türk, müzik yolculuğunda iddialı.. Yaza özel bir sahne showu hazırlığında olan şarkıcı yeni çalışması için ‘Bu şarkı benim bayramım olacak’ diyor..
Melis Güvenç (mguvenc@gazetevatan.com)
Gökçe Türk'ün bugüne kadarki serüveni nasıl ilerledi? Ne zamandan beri müziğin içindesiniz?
11 Ocak 1985 Samsun doğumluyum. Aslında iletişim fakültesi mezunuyum ama çocukluğumdan beri konservatuara gidiyorum. 8 yaşımdan beri hem şan hem keman dersi aldım. 8 yaşımda kafamı çamaşır makinesine sokup şarkı söylüyormuşum. Saçlarım buhardan tiftik tiftik olurmuş. Annem çekermiş bacaklarımdan 'hadi kızım çık artık' diye. Açıklamam da şu: ekosu çok güzel. Bacak kadar boyumla Türk Sanat Müziği söylerdim bir de. Şarkı söylemeye bayılıyorum gerçekten. İstanbul'a geldiğimden beri de müzikle ilgilenmeyi bırakmadım. Çift iş yaptım hep; müzikle ilgilenmeye devam ederken kurumsal bir kimliğim de vardı. Büyük Kulüp, Moda Deniz Kulübü gibi kurumsal yerlerde sahne aldım ve bugünlere kadar geldim. Şimdi de single çalışmamız ve remix versiyonuyla karşınızdayız.
Beyefendi'nin hazırlık süreci nasıl gerçekleşti? Kimlerle çalıştınız?
Yaklaşık bir senedir bu single çalışması için hazırlıktaydık. Mithat'la ( Mithat Can Özer) yollarımız kesişti. Ardından Onun vasıtasıyla Süheyla Yengi ile tanıştım ve eğitmenim oldu. Kendisinden şan dersleri almaya başladım. Çok çalıştık ve çok emek verdik hakikaten. Söz müzik Emre Olgun, düzenleme İlker Bayraktar ve Ayda Tun Boyacı'ya ait. Stüdyo Lonca'dan çıktı. Klibimizi de Volkan Günsür yönetmenliğinde çektik.
Yıllardır sahne almanıza rağmen single için beklemenizin nedeni neydi?
Doğru zamanla ilgili galiba. Artık içimdekileri bastıramayıp bir şey yapmam gerektiğini anladım.
Kadınlarda 30 yaşında daha "kendini" bulma ve daha "kadın" hissetme durumu oluyor. Sizin için de öyle mi?
Kesinlikle. Değişimi hissediyorum ve yıllardır kurumsal hayatta da varım ya, bu kurumsal hayatta yönetici de olsanız birine hizmet ediyorsunuz. Artık şunu anladım: Kurumsal hayatın hırçınlığından vazgeçmem ve bütün yatırımları başkasına değil kendime yapmam gerekiyor. Bu yüzden de şimdi doğru zaman diye düşünüyorum.
Sizin için yazılmışsa sizin bir beyefendiniz olduğunu mu düşünmeliyiz?
Aslında bütün kadınlara ve ayrılık acılarına yazılmış olsa gerek bu şarkı. Herkesin bir beyefendisi var. Benim de var tabii.. Beyefendilere sesleniyoruz ama bu şarkıyı beyefendiler de çok sevdi. Bu da inanılmaz mutlu etti bizi.
Yıldız Tilbe'nin delikanlı serzenişinin yeni versiyonu olarak bahsedenler olmuş şarkından. Ne dersin buna? Ağlak ayrılık şarkılarından farklı bir sitem havası var. Size ne hissettiriyor?
Şarkının adının 'Beyefendi' olması bile değişik aslında. Küfretmek istiyorsun ama beyefendi diyorsun. O yüzden de ayrı bir havası var. Delikanlım tarafı var bu işin, aşkın, ya da acının. Bir de beyefendi tarafı var yani. Ben çok hissederek söyledim. Eğer Yıldız Tilbe'yle kıyaslanıp benzetiliyorsa da benim için şahane bir şey ama tabii ki herkesin bir çıkış noktası var. Ben de kendi yolumu bulmak isterim.
Bundan sonrası için pop şarkılarla mı devam edeceksiniz yoksa ters köşe yapıp yeni şarkıda insanları şaşırtabilir misiniz?
İnsanları şaşırtmayı çok seviyorum. Değişime bayılıyorum. Aşk şarkıları okumayı ve romantik olmayı da çok seviyorum. Beyefendi’nin remix versiyonunu birkaç gün önce dinleyiciyle buluşturduk. Şimdi de gençlerin çok sevdiği Emir Can İğrek’in söz ve müziğini yaptığı harika bir yaz şarkısıyla geliyoruz! Adı bayram. Bu şarkı benim de bayramım olacak!
Single çıktığında onca yıllık çabanı nihayete ermiş görmek size neler hissettirdi?
DMC bana şu gün çıkacak dediği an itibariyle hiç uyumadım. Çok tuhaf bir şey bunu nasıl anlatayım bilmiyorum. Kendiniz için yaptığınız bir şey var hayatta ve sonucu ne olursa olsun gurur duyuyorsunuz kendinizle. Ailem ve sevdiklerim İlkin Hanım, Elif, Süheyla Hoca, Stüdyo Lonca, Emre Olgun başta olmak üzere çok insan bana çok destek oldu. Single çıktıktan sonra eyvah dedim önce. Bir sürü insanın içinden sıyrılıp kendinizi bir yere oturtmanız lazım.
Bu açıdan müzik piyasası yeni isimler için deli işi. Bu noktada korkuların var mı?
Ben gerçekten şükürler olsun ki çok donanımlı insanlarla çalışıyorum ve onlara çok güveniyorum. Bir şey bilmeyen insanlarla bir işe girişince yolda kalıyorsunuz. Çalıştığım isimlerin karşıma çıkması ve bu birliktelikler güzel ve az önce bahsettiğim anlamlı tesadüfler benim için. Bu konuda kendimi çok şanslı görüyorum. Elbette kendime de güveniyorum. Müzik yapabilmeniz için biraz bu işi biliyor olmanız yani müzik geçmişiniz olması gerektiğine inanıyorum. Doğuştan bir şeyler de olmalı bence. Çünkü stüdyoda filtre yaparak sesi yukarı çekip pürüzleri silerek bu işin bir yere kadar olacağını düşünüyorum. Türkiye'de bunun kıymetinin ne kadar bilindiğiyle ilgili şüphelerim var benim de ama olsun. Varsın böyle olsun. İçim çok rahat çünkü yapacaklarımın bir yere geleceğine inanıyorum. Bu anlamda popüler değil pop müzik tarafında görüyorum kendimi. Pop müziğin daha oturmuş, daha kendine yer edinmiş tarafında. Elbette bu iş uzun vadeli bir iş ve sıkmadan, bıkmadan, göğsümüzü gere gere, kaliteli bir duruşumuzun olması ve bu şekilde devam edebilmek çok önemli.
Mirkelam sahnesine de çıktınız..
Koşa koşa gittim. İnanılmaz bir geceydi. Çok sevdiğim Erenköy şarkısını söyledim. Mirkelam’a zaten hayranım ama dinleyicisinin enerjisi de bambaşka. Dilerim yolum Mirkelam gibi uzun ve böyle güzel olur.
Sahnede seni izleyenler nasıl bir Gökçe'yle karşılaşacak?
Sahnede harika bir şov yapacağız. Benim sahneme gelip de eğlenmeden kimse evine dönmeyecek. Süheyl Atay ile birlikte hazırladığımız bir proje var. Hem pop, hem arabesk, hem türkü, her şey olacak.
Bu yolculukta nihai hedefleriniz neler?
Hani köpekler yer yer ama açlık hissi bitmez ya; birgün öyle olmaktan korkuyorum ama olmam galiba. Geçmişiniz çok önemli. Bu yolu birden tırmanmak var, bir de zorluklarla tırmanmak.. "Gerçekten sevmek zorluklarla elde ettiğini her gün şükrederek sevmekmiş." diye bir söz var. Ben burayı zorluklarla elde ettiğimi düşünüyorum. Bundan sonrası için de gözümü kapattığımda kendimi, pop müzikte hakikaten çok iyi şarkı söyleyen, çok iyi sahnesi olan ve çok iyi insanlarla ilerleyen, duruşu, karakteri sağlam biri olarak görmek istiyorum.
Müzik endüstrisiyle ilgili sizi en çok rahatsız eden şey ne?
Sesi yok ama bir şekilde çok sahne yapıyor, çok kazanıyor mesela.. Herkesin rızkı başka; kazansın, onda gözüm yok ama hakikaten çok iyi şarkı söyleyen bir sürü genç var. Çok iyi çalabilen, hem çalıp hem söyleyip hem çok iyi dans edebilen bir sürü genç var. Dolayısıyla onlara şans verilmezken, stüdyoda saatlerce ses düzeltenlerin daha iyi bir yerde olması düşündürüyor ama yapacak bir şey yok. Biz yolumuza bildiğimiz gibi devam ediyor.
Pistlerde çalıştığınız ikinci bir mesleğiniz de varmış single çalışmasından önce..
Evet pazarlama yöneticisi olarak çalıştım yıllarca. Sabah 6'da kalktığım bir işim vardı ve otomobil konusunda hiçbir bilgim yokken kendimi biranda yarış pisti içinde bulmuştum. Kurumsal hayat zor ama herkes plazalardayken sesleri içinde mail cevapladığın çok değişik bir atmosfer oluyordu. Benim için pistin tozundan sonra sahne tozu yutulur diye bir slogan bulmuşlardı. Sırada sahnelerin tozunu attırmak var yani.
Nasıl beyefendilerden hoşlanıyorsunuz peki? Ve sizi nasıl etkiliyor aşk?
Onun da bir mahareti olsun isterim. Ben Ondan ziyade bir şeyi çok güzel yapmasına aşık olayım istiyorum.. Ben onu takdir edeyim; bu çok çeker beni. Çok iyi şarkı söylesin mesela ve hayranlıkla bakayım. Körkütük aşık olurum ve ayrılıkta da öyleyim. Griden nefret ederim. Belirsizlik hiç bana göre değil. Ya evet ya hayır..
Giden bir beyefendinin arkasından ne yaparsın?
Ayrılık, tuhaf bir his.. Bir saat önce canına soktuğunu, bir saat sonra öldürmeye çalışıyorsun içinde.. Hiç aramam, asla. Kendi bilir deyip "beyefendi"yi söylerim.