Özgürlüğümü seviyorum star olmak istemedim

15 yıl aradan sonra yeni albümle karşımızdasınız. Neden bu kadar zaman beklediniz?

Aslında buna beklemek denmez çünkü hiçbir şey yapma niyetinde değildim. Sezen Aksu’m ve yakın çevrem bu işi yapmam için çok ısrar etti. Ben de 90’lı yıllarda yaptığım her albümden birer şarkının olduğu arşiv niteliğinde bir albümüm olsun istedim. Şarkıların orijinalliklerini bozmadan güncellemeye çalıştık.

Şarkılarda yapılan yenilikler beğenildi mi gözleminiz nedir?

‘Hovarda eskiden daha güzeldi’ dediklerinde üzülüyorum. Bu bence bağnazlık. Kendi yaşıtlarım, müzik eleştirmenleri bu albüme bayıldı ama gençler itiraz ediyor. Nostaljiye daha düşkünler ve sahiplenmiş durumdalar. “Eski şarkılara dokunmayın” diyorlar. Bu durum iyi mi , kötü mü bilmiyorum.

SALDIRGAN VE VAHŞİ TARAFIM VARDI

Çok enerjik görünüyorsunuz?

Enerjik görüyorum ama aslında enerjik değilim. Belli bir saatten sonra yorgun oluyorsun artık. Bir de bir adım geride kalıp, başkalarına albüm yapmayı daha çok seviyorum. Yeni birilerine, yeni şeyler yapmak bana daha çok keyif veriyor.

Neden?

Benim bir misyonum var. Herkes çok alakasız konularda beni arar. Ama her arayan üzerimde baskı yaratıyor çünkü o kişinin meselesi artık benim sorunum oluyor. Eğer onu çözemezsem ya da başarısız olursam dünyanın en mutsuz insanı oluyorum. Ama başarırsam en mutlusuyum. Küçüklüğünüzden bugüne gelene dek sizde çok şeyler değişti mi?

Çok yaramazdım, çok adaletliydim. Haksızlığa asla tahammül edemem. Tepkimi hemen gösteririm. Yalanı asla kabul etmem. Yalan söylendiğinde bunu kendime, zekama ve iyi niyetime hakaret olarak algılıyorum. Büyüdüğümde yaramazlığım eksilmedi. Hep saldırgan ve vahşi tarafım vardı. Araba kullanmam bile başkaydı. Ama şimdi onların hiçbirini yapamam hepsi cahil cesaretiymiş.

Siz hiç yalan söylemediniz mi?

Çok az. Benim yalanlarım birini kırmamak üzere söylenmiş beyaz yalanlardır. Bir yere gitmek istemediğimde en büyük yalanım, evde yokum olur.

Pollyanna tarafınız var mıdır?

Hayır Pollyanna değilim. Aksine pesimist biriyimdir. Çok negatifimdir. Ama arkadaşlarım beni çok motive eder. Kimse hakkımda ne düşünür diye bakmam. Her şey, herkesindir, hiçbir şey kimsenin malı değildir kafasındayım. Böyle geldim, böyle gidiyorum.

Hiç değişmeye çalıştınız mı?

Çok çalıştım. Hatta bazen başardım. Mesela dünyanın en kıskanç insanıydım. Eşim bir çiçeğe çok güzel desin, o çiçeği yolmak için dört dönerdim. Ruh hastası gibi bir şeydim. Kıskançlıktan bir akşam, eşim iki arkadaşıyla gülüp benden çok eğlendi diye gece 03.00’te kendimi sokaklara atmışlığım vardır. Ama sonra eşim Oğuz beni çok eğitti. Bunları Oğuz’la ve Sezen’le aştım.

Star olmak konusunda ne düşünüyorsunuz?

Özgürlüğü çok severim, hiçbir zaman star olmam. Star olmak istemem çünkü ben mahallelerde büyümüş, boş zamanlarında pazara giden biriyim elimden bu özgürlüğüm alındığında yaşayamam. Mesela star olup özgürlüğü kısıtlananların durumuna üzülüyorum. Michael Jackson’a bak ne biçim yaşadı gitti. Ne yapayım öyle hayatı?

ZİRVEDEYKEN SESSİZCE BIRAKTIM

Zirvedeyken geri çekildiniz

1994 yılında bu konuya asılmayı bıraktım çünkü sıkıldım. Çalışma temposundan dolayı sağlığımla ilgili endişe duymaya başlamıştım. Büyük farenjit sorunu yaşadım. O dönemde yavaş yavaş kendimi geri çektim. Zaten kendime 40 yaşına kadar kota koymuştum ve sessizce bıraktım.

Peki hayatta nelere karşısınız?

Yarışma ve yarıştırılmaya, insanların birbirlerinin hayatlarına karışmalarına karşıyım. Özellikle sosyal medyada herkes birbirine ahlak dersi veriyor, vermesinler herkes kendi işine baksın. Kötülükle beslenmesinler.

Aşk bu dönemde hayatınızın neresinde?

Aşk kadını değilim. Hayatta bir kere aşık olmuşumdur. Ben dostlukların kadınıyım. Bunu karamsarlık olsun diye söylemiyorum ama belli bir yaştan sonra aşka inanmıyorsun. Önceliklerin farklı oluyor. Aşk bana artık inandırıcı ve doğru gelmiyor. Benim için tarih olmuş bir şey. Yani o sayfa benim için kapandı. Hormonların bile aşka uygun değil neyi zorluyorsun. Böyle yaşamaktan memnunum tek sorumluluğum kızıma böylesi daha rahat.