Çocuklar Duymasın’da canlandırdığı Tutku karakteriyle dikkatleri üzerine çeken Gülin İyigün rolü için saçlarını kestirip sarıya boyattı. Bu kararıyla ilgili İyigün, “Saçımı kesip boyatmam cesur bir karar değil, olması gerekendi” diyor.
ABONE OL
Melis Güvenç (mguvenc@gazetevatan.com)
Birçok reklam ve dizide rol aldınız ama en çok şu an Çocuklar Duymasın’da ki Tutku rolüyle dikkat çektiniz. Bu durum nasıl hissettiriyor?
Çocuklar Duymasın 17 yıldır ekranlara devam eden, herkes tarafından çok sevilen ve benimsenmiş bir proje. Bu kadar önemli bir işin parçası olduğum için şanslıyım ve mutluyum.
İzleyenler Tutku’yu hiç sevmedi, rolünün bitirilmesini bile isteyenler oldu. Bu tepkiler size ne düşündürdü?
Tutku genel çerçevede kimse tarafından özellikle kadınlar tarafından onaylanacak ve sevilecek şeyler yapmıyor. Bu kadar büyük tepkilerle karşılaşmak rolüm adına beni sevindirdi. İyi olan bir karakteri oyandığımda da, o yönde tepkiler alıyorum. Örneğin Çocuklar Duymasın’dan hemen önce Seksenler dizisinde Funda karakterini oynamıştım. İyi kalpli herkese sevgi dağıtan bir karakterdi. Her iki yapıdaki karakter için de aynı şekilde heyecanlanıyorum.
Kötü bir karakterle dikkat çekmiş olmak, benzer rol tekliflerini getiri kaygısı taşıdınız mı hiç?
Her proje, her karakter kendine özeldir. Oynadığım hiçbir rolün yapısıyla ilgili korku beslemiyorum, hepsini seviyorum. Bir karakter yapısının üstüme yapışmasından korku duymak sadece bir varsayım olur… Bundan sonra oynayacağım rolü yine projenin içeriğine göre değerlendireceğim.
Bundan sonrası için nasıl bir işte nasıl bir rolle olmak istersiniz?
Benim için en önemli hedef hissedebilmek ve hissettirebilmek. Bu mesleğe aşık olmamdaki nedenlerden pek çok farklı duygu ve karakter yapısına tanıklık edebilmeyi ve başkalarına da ayna tutabilmeyi, duygularına eşlik edebilmeyi hikayelerle sunuyor olması. Bu büyüleyici. Kariyerimde hep bu bakış açımla ilerliyorum. Buna bağlı olarak her rol kıymetli benim için. Dönem işi de olabilir, fiziksel yeteneklerimi kullanabileceğim aksiyon projeleri de olabilir, tatlı bir romantik komedi de olabilir… Açıkçası bunu hayat bilir…
Rolüm için gereken neyse onu yaparım
Bu dizide gördük ki rol için yapamayacağınız değişiklik yok, öyle mi? Saçınızı kestirip, boyattınız cesur bir karar mıydı sizin için?
Rolümün hikayeye hizmet edebilmesi için elimden geleni yaparım. Kendi hayatımda her zaman doğallıktan yanayım. Gerekmedikçe makyaj yapmam, saçlarımı boyatmam. Tutku yoluna Alev’e dönüşerek devam ediyor ve tanınmamayı hedefliyor, dolayısıyla görüntümü tamamen değiştirip tam zıttına gitmemiz gerekiyordu. Benim için tek önemli nokta bu değişimi gerçekleştirmekti. Dolayısıyla cesur bir karar değil, olması gerekendi sadece.
Oyunculuğa kendimi adadım
Oyunculuğa ne zaman ve nasıl başladınız biraz anlatır mısınız?
Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Sektörde birkaç yıl çalıştıktan sonra kurumsal hayatın bana göre bir yapı olmadığına karar verdim. O sırada hayatıma sağlık sektöründen bambaşka bir iş geldi. Uzun saatler eğitim veriyordum. Eğitim verirken sahneyi nasıl daha iyi kullanabilirim diye düşünürken tamamen kendi kişisel gelişimim için oyunculuk eğitimi almaya başladım ve aşık oldum. Tüm zamanımı oyunculuğa adadım. Hem oyunculuk dersleri hem de fiziksel yeteneklerimi geliştirmek için farklı alanlarda eğitim almaya başladım.Rol alanımı genişletmek için sürekli çalışıyorum. Daha sonra menajerimle tanıştım ve deneme çekimlerine yönlendirmeye başladı. O dönem özellikle reklam piyasası çok yoğundu bütün seçmelere gidiyordum. Bunu da eğitimin bir parçası olarak görüyorum. Reklam filmlerinde, dizi filmlerde ve sinema filminde görev almaya başladım. Oyunculuğun her anını çok seviyorum. Bu mesleğin tüm sancılı ve verimli süreçlerine hayranım. Bence içinde bir sürü yaşam terbiyesi ve mucize barındırıyor.
Yoga ruhumu disipline etti
Aynı zamanda yogayla da ilgileniyorsunuz. Yoga üzerine neler yapıyorsunuz?
2009 yılında yoga derslerine girmeye başladım ve benim için temelde kalıcı bir disiplin oldu. Kendi yaşamımda fiziksel ve ruhsal olarak pek çok faydasını gördüm. Başkaları da faydalansın diye insanlara sürekli yoga yapın diye anlatıyordum. Sonra bunu artık anlatmaktan çok uygulamalıyım dedim ve ikinci bir meslek edindim. Düzenli olarak devam eden kişisel pratiğimin yanında, hocalık eğitimi aldım ve ders vermeye başladım. Set programıma göre düzenlediğim bir ders programım var, her ikisini bir arada yürütüyorum.