"O beyfendi"yi geride bıraktı yola kaldığı yerden devam ediyor

* Yeni albümünüzde bu kez iki tane de İngilizce şarkı söylemişsiniz. Bunun ilk çalışmanızdan farkı ne?
Benim kontrolümde bir albüm oldu. Ruhumdan çıkan bir albüm.

* Ama sadece iki İngilizce şarkı var diyorsunuz. Bu nasıl albüm?
İki CD veriyoruz; biri seyretmek, diğeri dinlemek için. Ben hepsinde dans ediyorum.

* "Türkiye'nin ilk şov kadını olacağım" demişsiniz? Nedir bu?
Bir Shirley Bassey, bir Rafaella Carra gibi kadınlar şov kadınıdır.

* Yani Ajda Pekkan ya da Nükhet Duru şov kadını değil mi?
Türkiye'de gerçek showggirl'lük bilinmiyor. Sahneye çıkıp şarkı söylemek showgirl'lük sanılıyor.

* Yorumculuklarını tartışmazsanız, Ajda ile Shirley Bassey'in ne farkı var?
Sahnede birkaç kostüm değiştirmeliyim, birkaç dilde şarkı söylemeliyim ve sahne şovu hazırlamalıyım.

* Bu yapılmamış bir şey değil ki?
Nükhet Duru'nun Michael Jackson kılığına girip şarkı söylediğini görmedim. Whitney Houston ya da Marilyn Monroe'nun şarkısını söylüyorsam, onların kılığına girmeliyim.

* Bizde bunların karşılığı Ajda Pekkanlar, İbrahim Tatlısesler var. Onların kılığına girmeyi dener misiniz?
Böyle bir şov yapacaksam Barbra Streisand olmak isterim.

* Onlar kadar iyi söyleyeceğiniz konusunda da iddialı mısınız?
Şarkıcılıkta o kadar iddialı değilim, ama şovda iddialıyım. Herkesin yaptığı işi yapabilirim, ama herkes benim yaptığım işi yapamaz. Mutfağa girsem çok iyi bir aşçı olabilirim, şoför olabilirim ama bunların hiçbiri benim mesleğimi yapamaz.

* Peki dansözlük yapmak aklınıza nereden geldi?
Bizim evimizde oryantal müziğin "o" su bile çalınmazdı. Ama nasıl oldu ben de anlamadım.

* Dansözlük biraz burun kıvrılan bir şeydir. Bu sizi hiç rahatsız etti mi?
Bence bazı şeyleri insanlar kendileri yaratıyor. Eskiden bazı dansözler "Beni taciz ediyorlar" filan derdi. Peki ben oynarken neden kimse saldırmıyor?

* Siz de kurşunlandınız...
Ben sahnedeki tacizden bahsediyorum. İlk çıktığım günden beri insanlar yemeği bırakıp beni izler. Dansözlük mesleğini çok güzel bir yere getirdiğime inanıyorum.

* İşin başındayken çektirdiğiniz çıplak fotoğraflar için de şöyle bir açıklama yapmışsınız: "Ya çıplaklıkla gündeme gelecektim. Ya zengin bir adamın metresi olacak, onun desteğiyle bir şeyler yapacaktım ya da..."
Ya da ünlü bir yönetmenin yatak odasından geçecektim... Evet.

* Başka seçenek yok muydu?
O dönemde yoktu.

* İlle de böyle bir yaşam seçmek zorunda mıydınız?
Eğer sanatçı olacaksam yoktu. Ben dünyaya bir daha gelsem, üniversiteyi de bitirsem, yine dansöz olurdum. Sanatçı olmak istiyordum. Dansözlüğüm de çok iyiydi.

* Mesela ben İdil Biret'in ya da Leyla Gencer'in böyle fotoğraflarını hatırlamıyorum.
Önce şu sanatçı tabirini bir yerine oturtalım isterseniz. Sanatçı bir şey üretendir. Başkasının yaptığının üstüne konan sanatçı değildir. Ben de bir tarz yarattım.

* O müziklerin bestelerini siz mi yapıyorsunuz?
Bu albümde iki bestem var. Dansımı da üretiyorum, koreografiler hazırlıyorum ve sunuyorum. Sıfırdan gelen bir sanatçı, bir dansöz olarak kendinizi duyurmak için siz olsanız ne yaparsınız?

* Ben hemen bir televizyoncunun yatağına girerim. Eğer kabul ederse.
Kabul etmediler diyelim ya da siz etmediniz. O zaman ne yaparsınız?

* Zengin bir adamın metresi olurum.
O da işinize gelmiyor..

* Benim çıplak fotoğrafımı kimse basmayacağına göre bu şansı baştan kaybettim demektir! Şaka bir yana, dikkat çekmek için çıplak fotoğraf çektirdim diyorsunuz değil mi?
Evet, başka yolu yok. Ben bir büyüğüme söyledim, o da bir gazeteci arkadaşına söylemiş. "Üniversitenin ilk sınıfını bitirmiş bir kızımız var, tutturdu dansöz olacağım, gel bir fotoğrafını çek" demiş. O gazeteci de "Tamam" demiş. Ben de bütün abiye ve spor kıyafetlerimi aldım gittim. Adam elbiselere baktı; "Sen manyak mısın kızım. Ben bu resimleri 'yılın öğrencisi' diye mi basacağım. Ya doğru dürüst iç çamaşırı filan giyersin ya da ben çekmem" dedi. İşte o gün benim bittiğim gündür.

* Ortada daha dansözlük filan yok ama, soyununca sizi "dansöz" diye mi bastılar gazeteye.
Evet, ama sahneye çıksam canavar gibi oynarım.
* Hangi gazetede çıktı ilk fotoğraf?
İlk Hürriyet'te çıktı yanılmıyorsam. Sonra fotoğraflar devam etti.

* Sonra İbrahim Tatlıses'in arkasında mı dans etmeye başladınız?
Hayır, önce Özcan Deniz'in televizyon programına çıkıyordum. Sonra söz ettiğiniz beyefendinin programına transfer oldum.

* O beyefendi ile beraberliğiniz o zaman mı başladı?
Bu olaylardan beş sene sonra.

* Neden?
Herhalde gaza gelmiştir. Kovulduktan sonra namını yürüdü. Mick Jagger'a, Bill Clinton'a dans ettim.

* Siz ne uğruna savaşıyorsunuz?
Özgürlük ve başarı.

* Bu savaş için dans etmeyi silah olarak mı kullanıyorsunuz?
Dans ettiğim zaman kendimi çok özgür hissediyorum. Benim sahneye çıkışım da külkedisi gibi. Geceyarısına kadar prensi öptü öptü, öpmedi, balkabağına dönüşür ya... Ben de saat on ikiye kadar şovumu yapıyorum, sonra eski halime dönüyorum.

* Külkedisi ayakkabısını unutur...
Unutmadım ben.

* Yanlış prense gitmiş ayakkabı.
Aldım ayakkabıyı elinden. Kendime o kadar güzel bir hayat çizdim ki. Bu yola tek başıma başlamıştım, koşarken önüme bir bariyer çıktı ve düştüm. Sonra iyileştim ve tekrar koşmaya başladım. O cıvıl cıvıl kendimle mücadele ettiğim günlere, o günlerdeki yaşama sevincine geri döndüm...

Dayak yiyenlerin sesi oldum
* Kaynana Semra Hanım sizin için "İbrahim Bey bu kızda ne buluyor anlamıyorum, katır suratlı, at dişli" demiş. Aslında gerçekten çok ayıp etmiş. Tepkiniz nasıl oldu?
Avukatım arayıp söyledi. Mahkemeye verdik.

* Semra Hanım ertesi hafta da İbo Şov'a konuk oldu. Bu bir rastlantı mı sizce?
Benden uzak olsunlar da ne yaparlarsa yapsınlar. Hayatımda müthiş bir temizlik yaptım.

* Bu pek kolay olmadı galiba?
Temizlik bayağı uzun sürdü... Deterjan yoktu!

* Bir söyleşinizde "İbrahim Bey'in filmlerini fazla seyretmekten ben de diğer genç kızlar gibi dünyayı toz pembe gördüm. Her şey filmlerdeki gibi zannettim. Ama film işte!" demişsiniz. İyi de sizin gibi üniversiteye giden bir genç kız o filmlerde anlatılanlara nasıl inanır?
Başka kanal yoktu ki! Onlarla büyüyorduk. Sanatçılara bu kadar kolay ulaşamıyordu insanlar.

* Olayın bu kadar büyümesinin nedenlerinden biri de bunun bir kadın sorunu olarak ele alınmasıydı yanılmıyorsam?
Öyle. Aslında büyütülmedi, şu oldu: Normal kadınları, zavallı ev kadınlarını dövüyor insanlar; "Bir sanatçı bu devirde nasıl bu duruma düşer" diye büyüdü olay.

* Nasıl yani? Normal kadınları dövmek doğal bir şey mi?
Onu söylemek istemedim. Dayak yiyen bir sürü kadına ünlü olmadıkları için insanlar yardımcı olamıyor. Çünkü sesleri çıkmıyor, çıksa bile duyulmuyor. Ben o kadınların sesi oldum.

Mick Jagger sadece göbeğime dokundu
* Mick Jagger'la nasıl dans ettiniz?
İstanbul'daki konserinden sonra özel bir davet verildi. Tina Turner'ın doğum günü için İsviçre'ye gittim.

* Neden sizi seçiyorlar?
Yabancı dil bildiğim için.

* Dans ederken konuşuyor musunuz ki?
İlk neden çok iyi oynamam, ikincisi fiziğimin düzgün olması, üçüncüsü kültürel durumum. Mick Jagger geldi, "Kimsin, nesin, nerede yaşıyorsun" diye sordu. Bunlara cevap verebilmek lazım.

* Mick Jagger size asıldı mı?
Göbeğime dokundu sadece. Bu da asılmak sayılmaz.

* Peki Bill Clinton? Onun bu konuda namı malum...
O tam bir protokol davetiydi. On dakika dans ettim.

* Tina Turner'ın doğum gününe gittim diyorsunuz. O nasıl bir organizasyondu?
İsviçre'de bir arkadaşı ona doğum günü partisi hazırlamış. Bizim jet şet'ten ünlü bir işadamı beni tavsiye etmiş.

* Biz Tina Turner'ı rock'çı filan diye bilirdik. Jet-Set deyince biraz şaşırdım.
Bu işler şöyle oluyor. Mesela ben Tina Turner'im, siz de Richard'sınız. "Richard, benim doğum günümde ne yapacaksınız" diyorum size.

* Richard dediğiniz Richard Gere ise teşekkür ederim.
Siz daha yakışıklısınız! Siz de diyorsunuz ki "Ben buna sürpriz bir doğum günü hazırlayayım. Bir de dansçı getirelim." Bir arkadaşınıza soruyorsunuz. O bir başkasına soruyor.

* Sıra Türk jet set'e gelince o da, "Bizim Asena var" diyor..
Evet. Ama kadın hiçbir şey bilmiyor.

* Pastadan çıkmadınız herhalde?
Ben direkt çıktım. Dansımı çok beğenmiş. Biraz konuştuk, birlikte fotoğraf çektirdik. Çok önemli bir kadın aslında.