Kumaşın dokusu yün kalitesi ve gramajı önemli
.
57 yıldır Beyoğlu'nda dev markalara direniyor İliya Gülerşen. 1958’de açtığı mağazasında ünlü markaların lüks kumaşlarını satıyor. "Başka yere taşınmayı veya şube açmayı düşünmedim. Dört nesil benden kumaş aldı" diyor.
1958 yılında Beyoğlu Solakzade sokakta, Altınyıldız kumaş ve terzi levazımatı satışı ile işe başlamış İliya Gülerşen. 1984 yılında ithalatın serbest olmasıyla İngiltere'nin en önemli kumaş markası olan Dormeuil ile anlaşma yapıp, dünyanın en iyi kumaşlarını mağazasında satmaya başlamış. Aynı aileden 4 farklı nesile kumaş vermek özellikle de günümüzde takdire şayan. İliya Gülerşen bu işe başlama hikayesini şöyle anlatıyor: "Ailem yıllar önce İspanya’dan gelmiş. 1932’de Şişhane’de yedi kardeşin dördüncüsü olarak doğdum. Babam Ovadia, Beyoğlu’ndaki balık pazarında balık satardı. Ben de ilkokuldan sonra çalışmaya başladım. Kitapçıda, matbaada, döşemecide çıraklık yaptım. Boş kalan zamanımda babamın balık pazarındaki tezgahına giderdim. Babam balıkçıydı ama tezgahta çalışırken bile ceket giyer, kravat takardı. Kıyafeti gözüksün diye iş önlüğü bile takmazdı.
Çünkü müşterileri aristokratlar, zenginler ve İstanbul’daki yabancı ülkelerin temsilcileriydi. Benim de ceket giymemi isterdi. Bir gün yine babama yardım ederken, bir müşterimiz beni izlemiş. Babama ‘Bu çocuğu benim yanıma ver, onu yetiştireyim’ dedi. Babam da hiç düşünmeden ‘Al götür’ diye cevap verdi. Böylece kumaş ve terzilerle geçecek 50 yılın ilk günleri başlamış oldu." İliya Gülerşen’i yanına alan kişi, dönemin ünlü esnaflarından Acımanlar’dı. Onların Avrupa Pasajı’ndaki dükkanında yetişti. 10 yıl yanlarında çalıştı. Askere gidip gelince 1958’de Beyoğlu Solakzade Sokak’ta kendi işyerini açtı. Gülerşen, yıllar boyu yanına ne ortak almış, ne de başka bir şube açmayı düşünmüş. "Kendimi bu mağazada mutlu hissediyorum" diyor. "Çok zengin olmak gibi bir derdim de yok. 57 yıldır dükkanın yeri değişmedi ama aynı aileden 4 neslin kumaşlarını ben verdim."
Ceket yakaları daraldı; pantolon boyları kısaldı
Erkek giyiminin bütün çeşitleri mağazada bulunuyor. Mesela; yüzde 100 kaşmir, yüzde 100 yün, yüzde 100 pamuk, yün ipek, kaşmir ipek gibi 40'a yakın kaliteli kumaş çeşitleri mevcut. "Kumaşın dokusu, yün kalitesi ve gramajı çok önemli. Bunlara ilave olarak apre görüntüsü kaliteyi yansıtır" diyor. Aslında sadece kumaş satıyorlar ancak müşterilerine yardımcı olup takım elbise de dikiyorlar. Mağazaya gelmeye vakit bulamayan müşterileri için personel ofise gidip servis yapıyor. Gülerşen müşterileri arasında üst düzey yöneticiler, iş adamları, özellikle giyinmeyi sanat haline getiren kişiler olduğunu söylüyor.
İyi bir takım elbise nasıl anlaşılır diye sorduğumuz Gülerşen, "Kumaşın kalitesi, bedenin yapısına göre desen ve renk seçimi çok önemlidir" diyor. Şu anki trendin takım elbiselerde tek düğme, sivri yaka, çift yırtmaç ve yelek olduğunu belirtiyor. Spor kıyafetlerde ise 3'lü renk kombinasyonu revaçta; ceket, pantolon ve yelek ayrı renklerden oluşmalı. "Ceketlerde model olarak geniş olan yakalar daraldı, pantolon boyları kısaldı" diyor.