Hannibal beni hiç terk etmeyecek
Türkiye’nin dizi kültürü dergisi Episode’a konuşan Hannibal dizisinin başrol oyuncusu Mads Mikkelsen, “Hannibal bizim kortuğumuz şeylerde bile güzellik görüyor. O bir melek” diyor
Dr. Hannibal Lecter’ı ilk defa, 1991 yapımı “Kuzuların Sessizliği”nde Anthony Hopkins’in unutulmaz performansyıla izlemiştik. Thomas Harris’in ünlü romanından uyarlanan film milyonlarca insanın kabusu haline gelmişti. 2013’te Bryan Fuller tarafından yaratılan, üç sezonluk macerada, özel ajan olan Will Graham’ın (Hugh Dancy), ülkenin ileri gelen psikiyatrlarından biri olan Dr. Hannibal Lecter’dan (Mads Mikkelsen) yardım istemesiyle başlayan ortaklığın hikayesini izledik...
Anthony Hopkins’in oynadığı bir karakteri yeniden canlandırmak büyük sorumluluk olsa gerek. Hopkins ile iletişime geçtiniz mi hiç?
Eminim diziyi izlemiştir, bana iyi dileklerini yollamıştı en başta. Ama ikimiz Hannibal’ın farklı dönemlerini ve farklı yönlerini canlandırdık. Onun aksine ben polislere parmaklıklar ardından göz kırpamadım çünkü hapiste değildim, dışarıda gerçek arkadaşlar ediniyordum.
Thomas Harris’in kitabından karaktere neler aktardınız?
Hannibal’a göre psikopatlar sıkıcı, sıradan. Hepsinin öldürmek için geçerli sebepleri var. Mesela sorunlu bir anne ya da baba ya da işte bir travma. Bana göre Hannibal gökten düşmüş bir melek. Yeryüzündeki şeytan o. Bizim korkuyla baktığımız şeylerde güzelliği gören biri. Ya da en azından benim Hannibal’ın temelinde gördüğüm bu.
Böyle sıra dışı bir karakteri canlandırmanın en güzel yanı neydi?
Çok yetenekli isimlerle çalıştık. En tepeden en aşağıya herkes inanılmaz profesyonel ve yetenekliydi. Uzun süre aynı karakteri canlandırınca sıkılacağını düşünüyorsun ama hiç öyle olmadı. Hannibal, içinde olmaktan çok keyif aldığım bir roldü. Onunla üç senemi geçirmek olağanüstü bir hediyeydi. Hannibal beni hiç terk etmeyecek. En azından aktör yanımın yanında olacak hep.
Setin hırsızı Mikkelsen
Hannibal setinden anı olarak alıp sakladığınız bir şey var mı?
Ne zaman bir iş yapsam mutlaka bir şey çalmaya çalışıyorum setten. Hannibal’da giysiler şahaneydi. Takımlardan birini çalmaya kalkıştım, gri-kırmızı olanı. Çaldıktan bir hafta sonra beni arayıp setteki takımlardan birini bana hediye etmek istediklerini söylediler ve hangisini istediğimi sordular. “Gri-kırmızı olanı,” dedim. “Tamam, biz size yollayacağız,” dediler. “Gerek yok, o zaten bende,” dedim ve hırsız damgası yemekten kurtuldum.