Hayri Kozakçıoğlu, 1938 Alaşehir doğumlu. Kenan Evren'le hemşehri. 1955’te İzmir Atatürk Lisesi'nden mezun oldu. Daha sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt yaptıran Kozakçıoğlu 1959’da mezun oldu ve aynı yıl, İçişleri Bakanlığı’nda Kaymakam adayı olarak göreve başladı.1978'de Erzurum Valisi, ardından İstanbul Emniyet Müdürü oldu. Adana ve Sakarya Valisi olduktan sonra adını 1987'de, ‘‘Süper Vali’’ olarak Olağanüstü Hal Bölge Valisi'yken duyurdu. 8 ili kapsayan Olağanüstü Hal Valisi PKK ile çatışmaların bütün hızıyla devam ettiği dönemde görev yaptı. Kimi zaman OHAL Bölgesindeki insan hakları ihlalleri ve infazlar, kimi zaman adının ve kişisel hesaplarının karıştığı yolsuzluklar konuşuldu. o yıllarda Vali gazetecilere Güneydoğu'yu milli maç gibi izlemelerini tembihliyordu.. Oldukça kanlı çatışmaların yaşandığı 4 yıllık bir görev süresinin ardından 19 Ağustos 1991’de İstanbul Valiliği'ne atanarak ödüllendirildi. Hayri Kozakçıoğlu’nun İstanbul'da Valilik yaptığı dönemde İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir’di… İstanbul’da özellikle Dev-Sol’a yönelik sert operasyonlar düzenlendi ve bu operasyonlar hep ‘yargısız infaz’ iddialarıyla gündeme geldi. Yıl 1993 Eylül'ü. Gazetelerin manşetlerinde Hayri Kozakçıoğlu. Milliyet gazetesi sürmanşetten soruyor: ‘‘Bu 7 milyar ne!’’ Süper Valilik'teki 2 milyarlık Birleşmiş Milletler fonunu, İstanbul'a gelirken özel hesabına aktarmakla suçlanıyor. Kozakçıoğlu, ‘‘Valilik hesabında. Diyarbakır'a geri gitti. Vakıflar bankası Sirkeci Şubesi'nde hesabım yok’’ diyor. Ama şubedeki hesaplarında toplam 7 milyar lirası olduğu ortaya çıkıyor. Üstelik bu beş ayrı hesaptaki paranın aynı tarihlerde ve hep bir aylık vadeyle yatırıldığı saptanıyor. Mehmet Ağar, Ünal Erkan, Hayri Kozakçıoğlu sonraki yıllarda DYP'de biraraya gelseler de ‘‘Hesaptaki para’’ yüzünden epey kavga ediyorlar. Hayri Kozakçıoğlu, hakkındaki haberlere karşılık iki klasör dolusu belgeyle basın toplantısı yapıyor, ‘‘Erkan ve Ağar'ın komplosu’’ diyor. Mehmet Ağar'ın İstanbul'daki görevinden alınmasını kendisine bağladığını, Ünal Erkan'ın da gözünü kendisinin koltuğuna diktiği için ‘‘Çeşitli organizasyonlara girdiklerini’’ söylüyor. Kozakçıoğlu açıklamasının devamında ‘‘Amaç, Köşk'ü yıpratmak’’ diyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel devreye giriyor. İlksan'da olduğu gibi taraf oluyor ve duruma el koyuyor ve Hürriyet gazetesine açıklama yapıyor. ‘‘Bu insanı savunmak benim için vicdan borcudur. Ben bu işe karışırım ve kelle koltukta çalışan bu insanı korurum’’ diyor. Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar da Kozakçıoğlu'na destek veriyor. ‘‘Kozakçıoğlu için zimmetli veya zimmetsiz suçlamaların kenarından bile bahsedilmesi haksızlıktır.’’ Fonun özel hesaptan çıkması, Birleşmiş Milletler'i de karıştırıyor. Yine de Köşk'ten aldığı destekle ve Vakıfbank tarafından incelenen hesaplarda ‘‘suiistimal yok’’ denmesiyle görevinde kalan Kozakçıoğlu rahatlıyor. İçişleri eski Bakanı İsmet Sezgin ‘‘Bu paralar kendi paraları değil ki. Örtülü ödenekten gönderilen, İstanbul'daki terör ve anarşiyle mücadelede kullanılan paralar bunlar. Vali bunu söyleyemez mi?’’ diyor. Kozakçıoğlu'nun banka hesabı olayından bir yıl önce, küçük kızı Faika için Çırağan Oteli'nde yaptığı düğün de basını epey meşgul etmişti. Kozakçıoğlu, düğün masraflarını damat tarafının ödeyeceğini söyledi. ‘‘Valinin kızı olduğu için bu düğünden herhangi bir kar sağlanmayacak. İndirimli tarife uygulanacak.’’ Damat, bugünlerde çok meşhur olan tekstilci Selçuk Alan'dı. Derken aradan yıllar geçti. Sular duruldu. İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, 1 Kasım 1995 yılında görevinden istifa etti. Çünkü DYP'den milletvekili adayı olacaktı. Mehmet Ağar ve Ünal Erkan da Kozakçıoğlu'yla aynı anda istifa edip DYP saflarına katılmaya karar vermişlerdi bile. Kozakçıoğlu, Ağar ve Erkan'ın Güneydoğu'da çalışmalarının ödülü olarak milletvekili dokunulmazlığı verilmişti. Birkaç yıl sonra Damat Selçuk Alan Silivri'deki villasında, manken Rana Yörük'e tecavüze yeltenmek iddiasıyla tutuklandı. 18 yıl hapsi istendi. Kozakçıoğlu, yaptığı basın toplantısında damadını savundu. Rana Yörük'ün evli bir erkekle hangi amaç için villaya gittiğini gazetecilere sordu.