Dünyanın zirvelerindeki ilk ve tek Türk kadını
.
Füsun Saka
Dünyanın 8 zirvesine tırmanan ilk ve tek Türk, yüksek irtifa dağcısı Gülnur Tumbat, 17 yaşından itibaren dağcılık yapan Tumbat, 13 Temmuz’da Okyanusya kıtasında yer alan (4 bin 884 m.) Carstenz zirvesini tırmanmak üzere yola çıkacak. Tumbat, bu zirveyi tırmanan ilk ve tek Türk olarak tarihe geçecek.
Vaktinin birçoğu akademik araştırmalar, üniversitede verdiği dersler ve sporla geçen, San Francisco State Üniversitesinde doçent Gülnur Tumbat, bugüne kadar Güney Amerika kıtasının en yüksek zirvesi (6962m) Aconcagua’yı, ve Kuzey Amerika’nın en yüksek zirvesi Mckinley’ i tırmanan ilk ve tek Türk kadını. Bu zirvelere ek olarak Afrika kıtasının en yüksek zirvesi (5963 m) Kilimanjaro’yı, Avrupa’nın en yüksek zirvesi (5642 m) Elbrus’u tırmandı. Tumbat dünyanın 8 zirvesinden 4’ünü tamamladı. Gülnur Tumbat’la Carstenz zirvesine tırmanışı öncesi görüştük.
Dağların zirvelerine çıkmak isteği sizde nasıl gelişti? Dağlara nasıl aşık oldunuz?
ODTÜ’ye başladığım 17 yaşımdan itibaren Dağcılık sporuyla ilgileniyorum. Dağcılıkla başladığım günden bu güne hiçbir zaman kopmadık. Çünkü hep kendimi gerçekten kendim gibi hissettim dağlarda ve o yüzden hep geri gitmek istedim. Dağlar hem fiziksel hem de mental yetkinliğimi kullanabildiğim yerler. Ayrıca insana kendisinin aslında bu büyük evrende ne kadar önemsiz olduğunu hatırlatan yerler. Dağlardan sonra normal şehir hayatıma döndüğümde kendimi daha güçlü hissetmişimdir hep bu yüzden.
Bir kadın olarak tırmanırken zorlanıyor musunuz?
Büyük tırmanışlar tahmin edileceği üzere güç gerektiren aktiviteler. Ama sadece fiziksel güçten bahsetmiyorum. Çok büyük bir kısmı mental bir aktivite. Yani yoruluyorsunuz, acı çekiyorsunuz vs ama acıyı sadece bir veri olarak algılayabilmek ve devam edebilmek çok önemli. Acı çektiğinizde her şeyi bırakmamak, o’nun varlığını kabul etmek, sadece kabul edebilmek ve de yolunuza devam etmek. Ebetteki elleriniz ayaklarınız donuyorsa duracaksınız ve geri döneceksiniz o ayrı ama genel olarak anlatmaya çalıştığım şey sebat etmek ve kararlı olmak. Bir diğer önemli konu da hiçbir zaman sadece ve sadece hedefe kilitlenmemek… Sadece ve sadece hedefi düşünmek çok yıpratıcı, hayatin her alanında da bu böyle… Dağcılığın bir başka önemli yani da sürekli bana kendimle ilgili bir şey göstermesi ve öğretmesi.
Zirve için nasıl hazırlanıyorsunuz?
Güç antrenmanlarının, duvar tırmanışlarının yanı sıra, son 5-6 yıldır da ciddi olarak ultra maraton koşuları yapıyorum, 50 km - 100 km kategorilerinde yarışlara katılıyorum ve derecelerim var. Sınırları zorlayıp aslında aklımın ve vücudumun nelere kadir olabildiğini keşfediyorum.
Okyanusya’ya gidiyor
Şimdiye kadar kaç zirveye tırmandınız?
Geçtiğimiz yıllarda 7 zirveler olarak bilenen projeye Okyanusya kıtasında yer alan Carstenz zirvesi de eklendi. Böylece proje 8 zirveler adını aldı. Bu zirvelerden 4’ünü kendi imkânlarımla tamamladım. Güney Amerika’nın kıtasının en yüksek zirvesi (6962m)Aconcagua’yı, ve Kuzey Amerika’nın en yüksek zirvesi Mckinley’ i tırmanan ilk ve tek Türk kadınıyım. Bu zirvelere ek olarak Afrika kıtasının en yüksek zirvesi (5963m) Kilimanjaro’yı, Avrupa’nın en yüksek zirvesi (5642m) Elbrus’u tırmandım. 8 zirvelerin 5’incisi olarak Okyanusya kıtası (4884m) Carstenz’i tırmanacağım.
Everest ile aramızda güçlü bir bağ var
Dünyada çıkmayı istediğiniz başka bir zirve var mı?
Geçen sene Everest’e Nepal tarafından tırmanmak için gitmiştim ama tarihinin en büyük çığ kazasına şahit olduktan sonra ve de dağ kapatılınca yakınlardaki başka bir dağa gidip küçük bir tırmanış yaptım. Bundan sonraki en büyük hedefim ise Everest’e tekrar gidebilmek. 2004’ten beridir aramızda çok güçlü bir bağ var.
Spor benim hayatım
Şehirdeki yaşamınızdan bize biraz bahseder misiniz?
San Francisco State Üniversitesi’nde doçentlik yapıyorum. Vaktimin çoğu akademik araştırmalar, üniversitedeki dersler ve sporla geçiyor.
Çocuğunuz var mı ya da evli misiniz?
Bekarım, çocuğum yok.