'Doğuştan oyuncuyum '
.
Henüz genç bir isim olsa da Zengin Kız Fakir Oğlan gibi iyi projelerde yer alan Semra Güzel, “Hayatla oynayıp mutsuzluktan mutluluk çıkartırım” diyor. Güzel, şu sıralar TV8’de yayınlanan Hom Ofis adlı sit-com’da rol alıyor.
Hom Ofis adlı diziye nasıl dahil oldunuz? Bu dizide sizi çeken neydi peki?
Çok güzel bir tesadüf sonucu ve çekimlere son derece az bir zaman kala dahil oldum bu dizi ekibine. Kainatın her insana sunduğu sürprizler vardır. Bu tesadüfün de bana sunulan bir sürpriz hediye olduğunu düşünüyorum. Güzel insanlarla ve değerli bir projede çalışacak olmak ve daha önce sitcom deneyimim olmaması beni hem heyecanlandırdı hem de çok çekici geldi. Bu proje benim için farklı bir deneyim olacak.
Oyunculukta nelere dikkat edersiniz?
Oyunculuk ben oldum dediğin anda sabun köpüğü gibi bir anda ayağını kaydırabilir. Bu sevginin karşılıksız güzelliğin farkında olduğum için kendimi disiplinli tutuyorum. Kendi kendime sohbet eden biriyim. Her zaman daha dikkatli olup sevginin karşılığında daha fazla emek vermeliyim diye düşünürüm. Daha yolunda başındayım ama buna rağmen beni seven bir kitle var. Bu yüzden ben de onların sevgisine karşılık daha düzgün dikkatli olmaya özen gösteriyorum.
Çok okuyan biriyim
Kaç sene Almanya’da yaşadınız?
10 sene Almanya’da bulundum. Fakat sürekli Türkiye’ye gidip geldim. Küçük yaşta yurtdışına gidenler oranın diline ve kültürüne adapte olup Türkçesini ve diksiyonunu kaybedebiliyor. Ben orada bulunduğum süre içinde çok kitap okudum. Oradaki Türk projelerinde yer aldım. Çok konuşan, çok okuyan ve çok yazan biri olduğum için Türkçemi korudum.
Radyolucuk deneyiminiz olmuş. Biraz bahseder misiniz?
Radyoculuk çok keyifli bir deneyim oldu benim için. Bir arkadaşım radyoda çalışıyordu. Onu ziyarete gittim. Sizi görmeyen, tanımayan insanlar sizin paylaşımlarınızı seviyorlar. Bu beni çok etkiledi. Konuşmayı da çok seven biri olduğum için o gün radyoda çalışmaya karar verdim. Benim hep böyledir hikayelerim. Hep başkalarının vesilesi ile kendimi değişik işlerde bulurum. Henüz okuduğum bir dönemdi. Daha çocuktum. Sabah programı yapmaya başladım. Farkında olmadan çok tutulan bir sohbet programım oldu. Aslında esmer olmama rağmen herkes beni sarışın bir kız olarak hayal etti. Dinlediğim zaman hala güldüğüm hatıralarım oldu.
Kick-boks biliyorum ama kullanmama gerek kalmadı
Makyözlük de yapmışsınız...
14-15 yaşlarında başkalarına makyaj yapmaya başladım. Almanya’ya gittiğimde dil kursuna yazıldım. Dilimi geliştirirken aynı zamanda sevdiğim bir şey yapmak istedim. Bir güzellik merkezinde çalışmaya başladım. Okul masraflarımı karşılamak için girdiğim işte daha fazla para kazanmaya başladım. Daha sonra bu işin eğitimini almaya karar verdim. Kalıcı makyaj uzmanı olup, Berlin, Münih ve Hamburg’ta çalıştım. Tedavi görüp iyileşmiş kanser hastalarının, kaşlarına ve kipriklerine kalıcı makyaj yaptım. Çok tatmin ediciydi. Bir kadının kendi makyajını kendi yapması çok güzel bir şey.
Oyunculuğa ne zaman başladınız?
Ben doğuştan oyuncu olanlardanım. Hayatla oynayıp mutsuzluktan mutluluk çıkartırım.
Kick boks yaptığınızı biliyoruz. Kendinizi savunmak için kick boks tekniklerini kullanmak zorunda kaldınız mı?
Emin Boztepe’nin yerinde kick boks yapıyorum. Fakat ben konuşarak kendimi koruyabildiğim için kick boksa gerek kalmıyor açıkçası.
Babam siyasetçi olduğu için daha da dikkatliyim
Türkiye’de İdol olarak gördüğünüz sanatçı kimdir?
İlk olarak izleyenleri kendine defalarca hayran bırakmış Türkan Şoray geliyor tabii ki herkesin aklına. Fakat Yeşilçam’dan birçok oyuncuyu kendime örnek alıyorum.
Bir siyasetçi olan Tahsin Güzel'in kızı olmak nasıl bir duygu?
Babam ticaret yapan, aynı zamanda yazarlıkta yapan, bunun yanında siyasi kimliği de olan çok yönlü bir adam. Babamın siyasi kimliği nedeniyle tabii ki her hareketime daha fazla dikkat ediyorum.
Babanızın da kurucularından olduğu AK Parti’nin geldiği yeri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konuda çok fazla fikir beyan etmek haddim olduğunu düşünmüyorum. Benim alanım da değil. Ortada bir liderlik var. Kim ne derse desin.