"Denetim ağırlıklı sisteme geçtik"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, artık Türkiye'nin ruhsat odaklı bir sistemden, yapıdan, denetim ağırlıklı bir sisteme doğru geçtiğini söyledi.
''Ankara'nın deprem riski bu zamana kadar neredeyse hiç konuşulmadı. Şehir merkezinden fay geçmemesine rağmen etrafı faylarla çevrili. Özellikle yapı denetimi konusunda Sincan, Etimesgut, Demetevler gibi muhitlerde çok ciddi sorunlar olduğu belirtiliyor. Bugün basında da bazı haberler var. Ankara için bakanlık olarak bir denetim planınız var mı?'' sorusu üzerine Bayraktar, yapı denetim sisteminin, 1999 depreminden sonra gündeme geldiğini belirterek, 2000 ve 2001'li yıllarda da yasanın çıktığını kaydetti.
Bayraktar, yaklaşık 10 senelik bir mazisi olduğunu, bunu günün şartlarına ve gelişmişlik teknolojisine göre geliştirip, yenilediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Artık Türkiye ruhsat ağırlıklı, ruhsat eksenli, ruhsat odaklı bir sistemden, yapıdan denetim ağırlık bir sisteme doğru geçiyor. İnşaatların temelinden çatısına, hafriyatından kat mülkiyetinin kurulmasına kadar her safhasını adım adım denetleyeceğiz. Otokontrol sistemleri getireceğiz. Hem kendi içerisinde denetim sistemleri hem de bakanlık tarafından yapı denetimlerini denetleyen bir üst denetim sistemi getirmek suretiyle modern, bilimsel dünyanın teknik alanda yaptığı neyse biz de bunlardan edindiğimiz tecrübelere göre, daha ilerisini yapacağız. Şunu özelikle ifade etmek istiyorum. 1999 depreminden sonra Türkiye'de 5 milyonun üzerinde (hane bazında söylüyorum) konut yapıldı. Bunun özellikle büyük bir kısmı bizim iktidarımız döneminde yapıldı. 4,5 milyondan fazla, 5 milyona yakın konut. Bunun 500 binini TOKİ yaptı. 4,5 milyona yakınını da özel sektör yaptı. Bunların hemen hemen yüzde 90-95'i sağlamdır. Zaten konut, inşaat sektöründe göreceli olarak bir gelişme, bir kalite, bir sağlamlaşma var. Müteahhitler büyüdü, müteahhitlik sektöründe iş yapan firmalar kendini geliştirdi, yetiştirdi. Ama ara teknik eleman, mühendislik bilimi ve teknik altyapı konusunda biraz daha yapmamız gerekenler var. Bunun için yasal düzenleme çalışmalarımız var.''
Ankara'nın bir deprem bölgesi olduğunu ve bunu bildiklerini dile getiren Bayraktar, deprem aksı üzerindeki iller başta olmak üzere Türkiye'yi bir mercek altına aldıklarını, bakanlıklarının da bunun için kurulduğunu kaydetti.
-Van'daki deprem-
Bayraktar, ''Van'daki depremle ilgili kesin hasar tespit çalışmaları ne aşamada?'' sorusu üzerine de ''Kesin hasar tespit işi, yasal mevzuata bağlı bir süreçtir. Daha fazla ince eleyip, sık dokuma suretiyle yapılan bir iştir. Net sonuçların çıkması 3-3,5 ay sürecek'' yanıtını verdi.
''TOKİ Van'ı yeniden ne zaman inşa etmeye başlayacak?'' sorusu üzerine Bayraktar, ''TOKİ yapmaya başladı zaten. TOKİ Başkanı sık sık bölgede. Ekipleri orada. İnşaat yapılacak alanları tespit ediyor, zemin etütlerini yapıyor. İhaleleri yapmak için ön hazırlıkları bitirmiş vaziyette. TOKİ'nin orada geniş çaplı elemanları var. Bakanlığımız da yardım ediyor kendilerine. Devletin bütün kurumları orada yardımlaşma içerisinde devam ediyorlar'' diye konuştu.
-İran Büyükelçisi Hüseyinpur ile görüşme-
Bakan Bayraktar, İran ile Türkiye'nin bin yıla dayanan, özellikle son 400 yıl içerisindeki kardeşlik ilişkilerinin son 8-10 yılda görülmedik derecede pekiştiğini söyledi.
Yaklaşık 9 gündür deprem bölgesi Van'da bulunduğunu belirten Bayraktar, İran'dan çok büyük yardımların bölgeye ulaştığını kaydetti.
Bayraktar, şu anda Van'da 3 yerde İranlıların kurduğu büyük çadırkentler bulunduğunu, İranlı milletvekillerinin ve üst düzey yöneticilerin bölgeyi ziyaret ettiğini dile getirerek, ''İran ile ne kadar yakın bir kardeş olduğumuzu bir sefer daha fiziken, yerinde gördük. İran halkına ve hükümetine bir kez daha teşekkür ve şükranlarımı iletmek istiyorum'' dedi.
Ankara'nın İran Büyükelçisi Hüseyinpur da Van'daki depremde hayatını kaybedenlere ve Türk milletine başsağlığı dileğinde bulundu.
Depremin olmasının ardından İran'dan ekiplerin yardım amacıyla hemen bölgeye gittiğini, bunun etik ve komşuluk görevleri olduğunu ifade eden Hüseyinpur, ''Bazılarının bizim yakınlığımızı görecek gözleri olmamasına rağmen İran ve Türkiye her zaman birbirine yakındır'' dedi.