Çocuktur kıskanır
'Yeni’ kardeş gelince 'eski’ kardeşin pabucu dama mı atılır? Herkes onunla ilgileniyor. Büyük kardeş, hem kardeşi olduğu için seviniyor hem de onu kıskanıyor. Çok da normal! Kardeş kıskançlıklarının her ailede yaşanabileceğini belirten uzmanlar, ailelerin bu konuda doğru adımları attığı zaman bu süreyi kolay atlatabileceklerini belirtiyor.
Doğal bir duygu olan kıskançlık, sevilen kişinin bir başkasıyla paylaşılamamasından ve temelde güvensizlikten kaynaklanır. Kardeş kıskançlığının en temel nedeni, o ana kadar çocuğa yöneltilen ilginin kardeşine yöneltilmesinden doğan bir rahatsızlık. Kıskançlık derecesinde rol oynayan bir başka etken de kardeşler arasındaki yaş farkı. Yaş farkı az olan kardeşlerde kıskançlığın görülme sıklığı, yaş farkı fazla olanlara oranla biraz daha yüksek. Kardeşler arası kıskançlığın derecesi ise, yeni bir çocuğun doğumuyla anne-babanın tutumunda olan değişikliklere bağlı. Ayrıca büyük çocukla ebeveyn arasında yerleşmiş olan ilişkiye ve bebeğe olumsuz bir davranışında anne-babasının hoşgörüsüyle de ilgili. Çocuk Gelişimi Uzmanı, Uzman Psikolog Özge Altan ile “kardeş kıskançlığı” üzerine görüştük.
KISKANÇLIK BELİRTİLERİ
İçe kapanma
Çocuğunuz, o güne kadar evde kendisi ilgi odağıyken, birden kendini ikinci plana itilmiş hisseder. Artık anne-babası ve diğer yakınlarının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşmak durumundadır. Sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içe kapanır, yemek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir.
Bebeklik dönemine dönüş
Çocuğunuz kabus gördüğünü, çişinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üzerine çekmeye çalışır. Altını ıslatma, parmak emme gibi davranışlarla önceki gelişim evresine gerileme görülebilir.
Saldırgan davranışlar
Hem gün içinde, hem de geceleri aşırı sinirli olur. Huzursuz bir görünümü vardır; sakinleşmekte zorlanır ve kimi zaman çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilir. Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilir.
Psikosomatik belirtiler
Evden ayrılmayı reddetmeyle birlikte (örneğin okula gitmek istememe) baş ağrısı, mide bulantısı gibi psikosomatik belirtiler ile huzursuzluk, isteksizlik ve diğer stres belirtileri sık sık gözlenebilir. Ayrıca çocuğunuzun önemli bir rahatsızlığının olmadığından emin olmak için fiziki muayene yaptırmalısınız.
Aşırı sevgi ya da nefret gösterimi
Bazı çocuklar, kıskançlık duygularını açıkça ortaya koyarak kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma, sözel olarak onu sevmediğini söyleme gibi davranışlar gösterirken, bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterir, bu davranışın altında çoğu zaman, anne-babanın sevgisini kaybetme, tepki görme korkusu yatar.
“Beni seviyor musun?” sorusu
Anne babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü emin olamama yaşanabilir.
ANNE-BABALARA ÖNERİLER
Aileye yeni biri geliyor
Kardeşi doğmadan önce ona anlayabileceği bir dilde aileye yeni bir üyenin geleceği, evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabileceği anlatılın. Örneğin eve sık sık misafirlerin gelip gideceğinden, annenin hem yorgun olacağı, hem de bebekle daha çok vakit geçirmek zorunda kalacağından söz edin. Küçük bir bebeğin gereksinimleri olacağından ama aynı şeylerin o doğduğunda da yaşandığını ve her şeyin zamanla tekrar düzene gireceği anlatılabilir. Böylece çocuğunuz psikolojik olarak daha hazırlıklı olacaktır. Bunları anlatmak için son ana kadar beklemeyin.
Endişelenmeyin
Öncelikle rahatlayın, çocuklar etraflarındaki yetişkinlerin davranışlarından etkilenirler. Büyük çocuğunuzun kardeşine nasıl tepki göstereceği konusunda endişeliyseniz, o da gergin olacaktır.
Yardımcı birilerini bulun
Hamilelik döneminde babası ya da başka bir aile üyesi(anneanne, babaanne) büyük çocuğun bakımıyla ilgili yemek yedirme, banyo yaptırma, uyutma gibi işlere başlayabilir. Böylece siz hastanedeyken ya da bebekle meşgulken, çocuğunuz kendini ihmal edilmiş hissetmez ve yaşantısının değiştiği fikrine kapılmaz.
İş bölümü yapın
Anne-baba aralarında işbölümü yaparak, anne yeni bebekle ilgilenirken babanın diğer çocukla ilgilenmesi çocukta kendisiyle de ilgilenildiğini hissetmesini sağlar.
Aşırı ilgi göstermeyin
Kıskanmasın diye çocuğa aşırı hoşgörü göstermek, durumu kötüleştirecektir. Örneğin, önceden yalnız yatan çocuğunuzun sizinle beraber yatmasına izin vermeyin. Çocuğunuza kıskanmasın diye gösterilen aşırı ilgi, bu sefer de kardeşinin onu kıskanmasına neden olabilir.
Sorumluluk verin
Çocuğa kardeşiyle ve evle ilgili küçük sorumluluklar verilirse, çocuk kendini hala sevilen, önem verilen bir kişi olarak hisseder. Bebekle ile ilgili işlerde çocuğunuzdan yardım isteyin. Örneğin bebeğe isim seçme, biberonunun soğutulması, oyuncak ya da giysi seçimi, bebek odasının düzenlenmesi gibi konularda büyük çocuğun katılımı sağlanabilir.
Karşılaştırmalardan kaçının
Kardeşler arasındaki karşılaştırmalardan kaçının. Çocuğun da bir zamanlar küçük bir bebek olduğu, aynı bakım ve özenin kendisine de gösterildiği çocuğa anlatılabilir. Küçülmüş giysileri, bebeklik fotoğrafları gösterilerek, o bebekken yaşanan anılardan ve onun sevimli hallerinden bahsedilerek kendini daha iyi hissetmesi sağlanabilir.
Bırakın duygularını ifade etsin
Kardeşe yönelik olumsuz duyguları reddedip önemsememek yerine, onları kabul edip, tanımaya çalışın. "Anne, hep bebekle ilgileniyorsun" sitemine, "Hiç de değil, daha biraz önce sana kitap okumadım mı?" şeklinde cevap vermek yerine "Bebeğe bu kadar zaman ayırmam pek hoşuna gitmiyor galiba" diyerek onun, "Hayır, hiç hoşuma gitmiyor" gibi cevaplar vermesini sağlayarak duygularını ifade etmesini sağlayabilirsiniz.
Ailece vakit geçirin
Ailenin bütün olduğu duygusu, herkes tarafından hissedilmelidir. Bunun için bütün ailenin birlikte yapabileceği, gezinti, piknik, alışveriş, film izleme gibi etkinliklere yer verilmelidir.
Ona zaman ayırın
Kıskanan çocuğunuzla mümkün olduğunca nitelikli zaman geçirmeye çalışın. Daha önce yapmaktan hoşlandığı alışkanlıklarını gerçekleştirmesine olanak verin. Yeni gelen kardeşle birlikte önceden gerçekleşen oyun parkına gitme, akşam yemeğinden sonra masal okuma gibi etkinlikler birdenbire son bulmamalı. Bu sayede çocuk statü kaybına uğramadığını fark eder ve özgüvenini yitirmez.
KAVGA EDERLERSE…
Çocukların kavgalarında hakem rolü oynamayın. Anne-babalar çocukların tartışmalarına katıldıkları zaman çocukların her biri anne-babasının diğerinin tarafını tuttuğunu düşünür. Bu da rekabetin yoğunlaşmasına yol açar.
Anne-baba, ne kadar yansız olmaya çalışsa da, işe yaramaz; bu nedenle kardeşler anlaşmazlıklarını kendileri çözmelidir. Fiziksel şiddetin olmadığı durumlarda anne-babanın araya girmemesi sorunun çözümünü kolaylaştırır. Çocuk kardeşinin canını yaktıysa, görünüşte çok kötü olan bu davranışın gerçekte bebeğe zarar vermek için değil, bir parça düşmanlık içeren bir incelemeden başka bir şey olmadığını bilin. Burada önemli olan aşırı tepki göstermemek, kibarca reaksiyon gösterip sinirlenmeden (yoksa sizi sinirlendirmek için bu davranışı tekrarlayabilir) uyarıda bulunmaktır. Çocuk mesajı alsa da, almasa da, iki kardeşi yalnız bırakmayın. Çünkü 5 yaşına gelene kadar çocuklar, zarar verip vermediklerini kavrayamazlar.
Kimin başlattığını sormayın
Çünkü olayı kimin başlattığını öğrenmeye çalışmak, çocukların birbirini suçlamasına neden olur. Her bir çocuğun kavganın çıkmasında aynı derecede suçlu olmasından yola çıkarak, sonuçlarına eşit şekilde katlanmaları sağlayın.
Endişelenmeyin
Kardeşler arasındaki kıskançlık ve geçimsizlik ne kadar yoğun olursa olsun birbirlerinden ayrı kaldıklarında çok özlerler. Bu durum, ilişkilerinin bazen çok bozuk olduğunu düşünseniz de aslında birbirlerini çok sevdiklerini açıklar. Bu yüzden endişelenmeyin, onlar kardeş, bir kavga ederler, bir barışırlar.
Ne söylemeliyiz?
Bebeğe sürekli "bebek" demek yerine doğrudan adını söylemeye başlamak bebeğin bir nesne değil de canlı bir varlık olduğunu kardeşine anımsatacaktır.
Ağabey ya da ablasına kardeşini sevmek zorunda olduğu söylenmemeli, "Sen artık ablasın" diyerek, yaşının üzerinde olgunluk beklemeyin. Ve onun da, hala çocuk olduğunu unutmayın.
Bebek için söylenen "Ne kadar yaramaz, sürekli ağlıyor. Sen çok usluydun. Seni daha çok seviyorum." gibi cümleler çocuk tarafından inandırıcı bulunmaz. Tam tersine onu kandırmak istediğiniz inancı yaratabilir. Bu da en başta çocuğun size olan güvenini zedeleyecektir.