CEMİYET’İN POPÜLER restoranı Masa’nın sahibi Umut Özkanca
Kendini göstermek için gelen de var paparaziler yüzündengelmeyen de...
Gün geçmiyor ki bir ünlümüz daha İstinye Park’taki Masa Restaurant’ta yakalanmasın! Yaz aylarının sonlarına doğru esmeye başlayan “Masa’da yakalandı” haberleri magazin sütunlarında hep bir numara. Geçen hafta Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı ağırlayınca yine dikkatleri çeken Masa’nın sahibi Umut Özkanca ise “Elimde olsa magazincileri almazdım. Bu yüzden gelmeyenler de var” diyor.
Pınar Altuğ kızı Su’yla alışveriş molası verdi, Eda Taşpınar dostlarıyla kahve içti, Serdar Ortaç İsrailli sevgilisiyle tatlı yedi... Hepsi de Masa’da. Kimine göre aslında hiçbir özelliği yok... Kimi yemeklerini beğeniyor kimi lokasyonunu... Kimi süslenip püslenip sadece “piyasa yapmaya” geliyor kimisi ise paparaziler geliyor diye elini ayağını çekmiş; magazincilerin olmadığı akşam saatlerinde geliyor. Aslında dışarıdan bakıldığında sıradan bir restoran gibi duruyor. Mönüsünde bir olağanüstülük yok. Pizza, makarna, salata, et ve balık çeşitleri... Son derece sade bir dekorasyonu var. Ve oldukça fazla sayıda masa... Ama şu sıralar İstanbul’daki onlarca ünlü ve özellikli mekan arasında kentin en popüler restoranı burası...
Bir günde 1400 kişi Masa’da yemek yedi
Adı neden Masa?
Türkçe ve kısa bir şey olsun istedik. Meydanda zaten her yer yabancı marka. Basit olsun, sempatik olsun istedik. “Masa ne demek?” diyenler çok oldu. İtalyanca mı diye soranlar oldu. Türkçe bir isim ve yemekle ilgili bir isim. Yabancıların da telafuz edebileceği bir isim.
Burası nasıl bir mekan, Masa’yı nasıl anlatırsınız?
Babam, ben ve amcamın oğlu Ali Özkanca, üç ortak olarak çok büyük bir hedef kitlesinden yola çıktık. Dışarıdan baktığınızda zannediliyor ki buraya sadece ünlüler geliyor. Ama burada hafta sonları bir günde 1400 kişi yemek yiyor. Bunun içinde öğrencisi var, society de (sosyete), iş adamı da... Geçen cumartesi günü burada 1400 kişi yemek yedi. Herkes kendine göre bir şey bulabiliyor. Kimi spordan çıkıp eşofmanla, gelebiliyor kimisi akşam yemeği için çok şık da gelip yemek yiyebiliyor. Bizim yaratmak istediğimiz buydu.
Kim, ne zaman geliyor buraya?
Öğlen 12.00’den başlıyor, gece 00.00-01.00’e kadar devam ediyor. Hafta içi profiliyle, hafta sonu profili; öğlen profiliyle akşam profili tamamen farklı. Hafta içi öğlen daha çok alışveriş için gelen kadınlar; Maslak’ta, İstinye’de ve yakın yerlerde çalışanlar geliyor. Hafta içi akşamları ciddi iş yemekleri oluyor, Sarıyer ilçesi genelinde yaşayan aileler geliyor ve iş yemekleri oluyor. Hafta sonu ise herkes geliyor.
Masa’nın sahibi şefler okulu birincisi
Umut Özkanca henüz 32 yaşında. Dünyanın en önemli şeflerinin mezun olduğu New York’taki French Culinary Institute’ü birincilikle bitirmiş. Borsa lokantalarının sahibi Rasim Özkanca’nın oğlu... Babası ve amcasının 25 yaşındaki oğlu Ali Özkanca’yla ortaklaşa 1.5 Euro’luk yatırımla kurmuşlar Masa’yı...
High society meydanı
Masa Restaurant D&G, Dior, Ferre ve dünyanın en lüks markalarının toplandığı açık alanda bulunuyor. Mekanın dışarıda 250 içeride ise 160 kişilik bir kapasitesi var.
Elimde olsa paparazilere izin vermezdim
Yaz sonuna doğru birden Masa furyası esmeye başladı. Ünlüler burada görülmeye başlandı, neden?
Burada alışveriş merkezinin verdiği kararlar var. Haziran’dan önce de biz buradaydık ve ünlüler geliyordu... Şimdi de geliyor, tek fark şimdi basına çıkıyor. Daha önce bu avluda basın yoktu. Alışveriş merkezinin izin vermesiyle ilgili bir şey.
Siz nasıl karşılıyorsunuz bu kararı, rahatsız oluyor musunuz?
Bu benim verebileceğim bir karar değil. Basın yüzünden gelmeyen müşterim de var; ya da akşam geliyor. “Biz akşam geliyoruz” diyorlar, çünkü basın akşam olmuyor. Bu haberlerin artı tarafı var ama tabii eksi tarafı da var.
Neden ünlüler burayı tercih ediyor?
Sadece onlar değil ki, buraya 100 kişi geliyorsa yüzde 1’i, 2’si ünlü. Akşamları gelen gözükmeyen ünlüler de çok var.
Ama kimileri de gözükmek için geliyor...
Tabii ki sadece görünmek için gelenler de var.
Sizden gazetecileri engellemeniz isteniyor mu?
Bunu isteyen olmuyor, çünkü öyle bir alan ki burası engelleyemezsiniz. Burada ancak içeride oturması gerekiyor. Çekilmemek, gözükmek istemeyen de akşam geliyor. Akşam gazeteci alınmıyor. Zaten flaş patladığı zaman daha çok rahatsız eder.
“Magazin terörü” deniyor. Siz de öyle mi düşünüyorsunuz?
Kendim okumuyorum. Hayatım boyunca da okumadım. Fazla bilgim de yok. Burası bir alışveriş merkezi. Tamamen çevresiyle bize ait bir yer olmuş olsaydı nihai kararı ben verirdim. Loft’ta da gazeteciler geliyordu biz gözükmek istemeyeni arka kapıdan çıkarıyorduk. Terasa sokmuyordum ama kaldırıma bir şey yapamıyoruz. “Eskiden boştu şimdi doldu” diye bir şey de yok, her zamanki gibi. Artısı var gibi gözüküyor ama eksi tarafları da var. Sırf bu yüzden gelemeyen müşteri de var.
Mönüyü hazırlarken çıkış noktamız uluslararası bir bistro hazırlamaktı. Baktığınızda Türk mutfağından pideli köfte de var külbastı da... Ama bunun yanında acılı tortellini de var. Makarnalar, pizzalar, Uzak Doğu lezzetleri, balık çeşitleri... Pizza fırını İtalya’dan getirttiğimiz çok özel bir odun fırını. Ekmeklerimizi de kendimiz bu fırında yapıyoruz. Ama en çok külbastı ve pizzalar ilgi görüyor, makarnalardan ise bolonez.