Bale eğitimi alan genç çevresiyle barışık olur
.
1967 yılında kapılarını öğrencilerine açan Dilek Bale Okulları, sanatla dolu 45. yılını geçen hafta Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde sanatseverler ve öğrencileri ile birlikte kutladı. İngiltere’de ve Rusya’da gördüğü eğitimi sentezleyerek, uluslararası dansçılar yetiştiren Okul Müdürü Ceylan Lek’le Türkiye’de balenin geldiği noktayı konuştuk.
Merkezi Şişli’de bulunan Türkiye’nin en köklü bale okullarından Dilek Bale Okulu’nun Sahrayıcedid ve Ataşehir’de de şubeleri bulunuyor. Okul, İzmir Devlet Konservatuarı ve İstanbul Üniversitesi bale bölümü mezunu ve 13 yıl konservatuvarda bale öğretmenliği yapmış Dilek Sunam tarafından kuruldu. Özel Dilek Bale Kursları’nın Türk Çocuk Nöroloji Vakfı ile işbirliği içinde gerçekleştirdiği 45. Yıl resitalinde 4-25 yaş arası 300 öğrenci rol aldı. Resitalde, kurucu Dilek Sunam ve Ceylan Lek’in sahneye koyduğu, Elena Torbeeva Antalya ve Çiğdem Tezcür’ün sahne danışmanlığını yaptığı Paquita balesinden bölümler; Uyuyan Güzel Pas de Deux; tasarımını Dilek Sunam, koreografisini ise Ceylan Lek’in yaptığı Alaaddin’in Maceraları adlı çocuk balesi; koreografisini Ceylan Lek’in yaptığı Doğu Ezgileri ve yine Ceylan Lek ve Arda Lek’in modern dans koreografileri yer aldı. Arda Lek, 2011 Sofya Uluslararası Bale yarışmasında ikincilik, 2012 İstanbul Kasdav Liselerarası Dans Maratonu’nda en iyi erkek dansçı ödüllerini aldı.
Düzgün duruş, fiziksel estetik kazanıyorlar
Dilek Bale Kursları Müdür ve Bale Bölüm Başkanı Ceylan Lek, Rusya’da Kazanskoye Muzıkalnoe Uçilişe Auhadeeva Devlet Konservatuarı ve İngiltere’de Londra Surrey Üniversitesi Royal Academy of Dance yüksek bale bölümünden mezun olmuş. Türkiye’de son yıllarda özellikle büyük şehirlerde baleye olan ilginin arttığını söylüyor: “Devlet Opera ve Balesi tarafından sergilenen eserler kapalı gişe oynuyor, pek çok TV kanalı baleye yer veriyor. Aileler çocuklarına düzgün duruş, yürüyüş, fiziksel estetik kazanmaları ve kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri için bale eğitimi aldırıyor. Bale eğitimi kendine güveni tam, kendiyle ve çevresiyle barışık gençler yetiştiriyor. Bale yapan gençler akademik hayatlarında da daha başarılı oluyorlar.”
Üç yaşındaki çocuğa baleyi oyunla öğretiyorlar
3 yaş ve üzeri öğrenci kabul edilen okulun bale eğitim programında, okul öncesi bale öğrencileri “baby class” adıyla adlandırılıyor. Baby class grubuna hem bale hem de çocuk eğitmenliği eğitimi görmüş uzman öğretmenler ders veriyor. Çocuklar baleyi oyunlarla öğreniyorlar. Yıldız topluyorlar, Pamuk Prenses gibi masal kahramanlarını izliyorlar. Kısacası bu yaş gurubu öğrencileri baleyi bir oyun olarak algılıyor ve eğlenerek öğreniyor. Türkiye’de balenin hep “kadınlara yakıştırılan” bir dans olarak bilindiği görüşüne katılmadığına değinen Lek, erkeklere baleyi nasıl sevdirdiğini şöyle anlatıyor: “Biz okulumuzda aynı yaşta erkek çocukları bir araya getirdik, kızlarla birlikte yapılan derslerin yanı sıra erkek öğretmen tarafından ayrı bir erkek sınıfı oluştu. Kendisi de bu okuldan mezun olan ve iyi bir dansçı olan oğlum Arda onlara dansı sevdirdi. Arda’yı sahnede izlemek de onların kendileriyle ilgili hayaller kurmalarına neden oldu. Ayrıca erkek öğrencilere okul olarak yüzde 50 burs veriyoruz. Erkeklere baleyi sevdirmek için balede erkek dansçının kız dansçılardan farklı hareketlerinin olduğunu göstermek, görsel bir sanat olan balenin ancak erkek dansçıların eşliği ile tamamlanabileceğini anlatmak gerek. Balenin erkeklere özel hareketleri, vücut kaslarını geliştirir ve hiçbir spor dalında elde edilemeyecek güzellikte bir üçgen vücut yapısı oluşur.”