Al Pacino’nun şeytan tüyü
.
Danny Collins 1971 yılında henüz toy ve içine kapanık bir şarkı yazarıyken, fırlama bir gazeteciyle röportaj yapar. Gazeteci Collins’e bir Bob Dylan kadar yetenekli olduğunu ve çok büyük bir şöhretin onu beklediğini söyler. Collins gazeteciyi neredeyse korkudan titreyerek dinler. Kestik... 2013 yılındayız. Collins, o şöhretli rock star olmuş, tüm rock star klişelerini hayata geçirmiştir. Yarım kilo kokain çekip, içi geçmiş ve bedbaht bir biçimde otururken, en yakın arkadaşı Frank ona bir hediye getirir. 1971 yılında yaptığı o röportajı meğer John Lennon okumuştur ve Collins’e bir mektup yazmıştır. Fırlama gazeteci mektubu Collins’e vermemiştir. Mektubu Frank bir koleksiyoncudan bulmuştur. Mektupta kısaca John Lennon Collins’den çok etkilendiğini söyler. Ve ona nacizane bir tavsiyede bulunur. ‘Sakın şöhretin müziğini etkileyeceğini düşünme. Bunu ancak kendine ‘sen’ yapabilirsin’ der. ‘İstersen bir buluşup, konuşalım, ne dersin?’ diye bitirir Lennon. Mektup Danny’e 40 yıl geç ulaşmıştır. Danny yıkılır. 40 yıl önce o mektubu okusaydı hayatı nasıl olacaktı? Şimdi ihtiyar bir Danny olarak neyi değiştirebilir? Danny Collins bu soruyla harekete geçer ve yola çıkar...
Danny Collins, Al Pacino’nun son dönemde canlandırdığı en çarpıcı karakter. Pacino, Danny Collins’te kendi hayatıyla parellikler kurmuş olmalı ki müzisyeni büyük bir empatiyle hayata geçirmiş. Collins, şöhreti bencillikle ve şımarıklıkla geçmiş ve Lennon’un mektubuyla tokat yemiş gibi bir farkındalıkla her şeye yeniden başlamaya çalışıyor. Al Pacino karşı konulamaz şeytan tüyü ile hayatı sallamamakla derin bir keder arasında bir yandan bizi güldürürken, bir yandan içimize işliyor.
Filmin tam olmamış hissi veren gelişme kısmı biraz klişelere düşse ve şaşırtıcı olmaktan uzak olsa da, duygusal sahiciliğini ve melankolik mizahını sevdim. Kıvamında bırakılmış iniş çıkışlarla şöhretin bedeli ve gerçek sevgi bağları üstüne bir tık Jim Jarmusch rüzgarı estiren sevimli ve mütevazı bir film Danny Collins. Filmde yer alan dokuz Beatles şarkısı da tatlı bir bonus.