Cemal Hünal, ‘Kızım ve Ben’ isimli yeni filminde kızını tek başına büyütmek zorunda kalan bir babayı oynuyor. Hünal’ı vaktinin çoğunu geçirdiği at çiftliğinde
ziyaret edip, yeni filmini konuştuk.
ABONE OL
Eylem Kaftan / kaftaneylem@gmail.com
Kızım ve Ben’i bir de senden dinleyebilir miyiz?
Tek başına kızını büyütmek zorunda kalan bir özel harekat polisinin hikayesi. Senaryoyu okuyup, çok beğendim. Filmin gelirinin şehit ailelerine gidecek olması çok mutlu etti beni.
Biraz da gönüllülük ruhuyla girdin projeye o zaman…
Oyuncu için farklı fırsatları farklı yönetmenlerle değerlendirmek her zaman tecrübe katan bir şey. Her zaman derdimiz gelirle doğru orantılı gitmiyor. Kızımız Zülal Memişoğlu çok yetenekli bir partnerdi benim için. Kayıtta olduğumuz saatler dışında sorularıyla benim zekamı zorlayan bir partnerdi.
Ne gibi sorular soruyordu?
Hiperaktiviteme takıldı. Sen niye sürekli hareket ediyorsun, dikkatimi dağıtıyorsun, otur bir yere, diyordu. Sürekli elinde senaryo “laflarımızı çalışmamız lazım” diyordu. Büyük bir şans ve sadece beş yaşında.
Kız çocuklarında içgüdüsel bir olgunluk var sanki..
Uzun saatler çalışıyorduk. Çocukların dikkat sürelerini zorlayabiliyor. Ama çok profesyoneldi. Kayda girdiğimizde gerçekten baba kız gibi oluyorduk.
En büyük aşk baba kız aşkı
Beş yaşında bir çocuk parçalanmış bir aile gibi dramatik bir konuyu nasıl algıladı?
Çok güzel bir soru. Çocuklar toplum içindeki bozuklukları anında tespit ediyorlar. Onların kamil zekası ve gönlü yargılamadan onu bir yere koyabiliyor. Özgüven çok anahtar bir kelime burda. Zülal kafasında hikayeyi çok iyi oturtmuştu. Kalbinde beni bir yere yerleştirdi.
Gerçek bir hikayeden ilham alınarak mı yazıldı senaryo?
Evet ama gerçek hikayeyi özellikle çok anlatmadılar. Hikayenin detayına girmek istemediler. Evrensel gerçekliği olan bir hikaye sonuçta.
Film süreci erkeğin gözünden anlatılıyor. Sadece erkek mi haklı burada?
Hayır, kadının hamilelik sürecinde adamın ona ilgi gösteremediğini, işine odaklandığını ve kadından uzaklaştığını da gösteriyoruz. Özel harekatçı olduğu için toplumsal huzuru korumak zorunda. Bunun için silah taşımak zorunda olan insanlar çok büyük bir vebalin altında yaşıyorlar. Görev arkadaşlarını kaybediyor. Ölebilir. Kızına kim bakacak stresi yaşıyor.
Daha büyük bir aşk değil mi baba kız ilişkisi?
Çok daha büyük bir aşk. Dünyada bulup da eşleştiğin bir şey değil, kendi parçan netice itibariyle.
Helikopterden atlamak özel bir tecrübeydi
Set nasıl geçti paylaşmak istediğin bir an var mı?
Özel harekat polisleriyle beraber çalışma fırsatım oldu. Silah çekme egzersizleri, atış egzersizleri vs. Nefes aldırmadılar bana. Silahı sök, silahı topla.. (gülüyor) On beş saniye daha hızlı yapabilirsin diyip zorluyorlardı beni.
Çok zorlandın mı bu sahnelerde?
Aksine çok esprili geçti. Sete geldiğimde operasyon ekibinde gibiydim. Helikopterim hazırdı. Çok özel bir tecrübeydi.
Çok aktif bir insan olarak bu rol için çok uygunsun...
Aktif değil, hiperaktifim! (Gülüyor)
Atladın mı helikopterlerden?
Atladım (Gülüyor). Ama yere inmek üzereyken atladım. Çok eğlendim. O gün oğlum da geldi. Daha üç yaşında bile değildi. ‘Ben de binecektim’ diye ağladı.
At üstünde ok atmada dünya birincisiyim
Başka neler yapıyorsun? Bu çiftlikte neler yapıyorsun mesela?
Burası Mavi At Binicilik Kulübü. Türkiye’deki en köklü atçı okçuluk kulüplerinden bir tanesi. Türkiye’de kaybolan geleneksel savaş sanatlarını, atlı okçuluk sanatını biz burada tekrar hayata geçirdik.
Sen de atın üstünde ok atıyor musun?
Dünya ikinciliğim ve Türkiye birinciliğim var.
Diriliş Ertuğrul dizisi nasıl gidiyor?
Çok iyi. Orada sezona kötü adam olarak başlayıp, sonra müslüman olup, şimdi iyilere katıldım. İlk devşirmelerden biri oldum. Çalışma saatleri çok düzenli. Çok iyi bir yönetmenle çalışıyoruz. Orada da atlarla aksiyon sahneleri çekmek çok keyif veriyor.