Şampiy10
Magazin
Gündem

500 yıllık Kapalıçarşı geleceğini arıyor

Tam 544 yıldır ayakta ama bugün bazı köşeleri, depremi bile beklemeden yıkılabilecek kadar zayıf ve yorgun... İstanbullu'nun alışveriş haritasından çıkalı çok olmuş. Son dönemde sokaklarında gezinen turistler de bir kahve içip, gidiyor çoğunlukla...

ABONE OL
Vatan Haber

Dile kolay... 3500 dükkan, 61 sokak, 18 kapı, 40 han, yaklaşık 20 bin çalışan ve kimi yaz günlerinde 400 binin üzerine çıkan ziyaretçi sayısı! Kapalıçarşı bu; şehir içinde apayrı bir şehir... Hem Orhan Veli'nin dediği gibi "kapalı kutu" bir bakıma, hem de bütün dünyaya, sayısız kültüre, dine ve dile açık yüzlerce yıllık bir miras... İstanbul'a ayak basan her turistin, kapısından içeri girmeden ülkesine dönmediği bir büyülü mekan...

Kapalıçarşı'nın çekirdeği ve uzun serüvenindeki başlangıç noktası, Fatih Sultan Mehmet zamanında, 1461'de inşa edilen Cevahir Bedesteni. Çarşı, o günlerden 1894'teki büyük depreme kadar sürekli genişleyerek gelmiş. O felakette önemli bir bölümü hasar görünce, sınırları daraltılmış. Tarihinde, başta yangınlar ve depremler olmak üzere, sayısız facia olan beş yüzyıllık bu kültür mirası, şimdi eski güzel günlerin anılarıyla yaşıyor. Sorunlar çok... İlgisizlik ve belirsizlik, esnafın krizi fahiş fiyatlarla aşma gayretiyle birleşince, Kapalıçarşı'mn imajı çok kısa bir sürede kötülemiş. Artık, Kapalıçarşı'nın o her daim serin sokaklarında dolaşarak alışveriş yapmaktan keyif alan İstanbullu sayısı yok denecek kadar az. Şehirde sayıları hızla artan çokkatlı alışveriş merkezleri, burayı turistlere bırakmış. Onlar da rehberlerde yazan "Aman pazarlık etmeden hiçbir şey almayın.

Kapalıçarşı'da kazıklanma ihtimaliniz çok yüksektir" gibi cümleler yüzünden ellerini ceplerine atmaz olmuşlar. Sonuçta, Kapalıçarşı sirkülasyonu yüksek ama cirosu günbegün azalan bir yer haline gelmiş. Bir tür müze gibi artı, ziyaretçilerin gözünde...

Çöpü kim toplar?
Tek sorun, alışverişin başka semtlere kayması ve esnafın gelirinin azalması değil. Yıllardır halledilemeyen ve katlanarak büyüyen başka dertler de, hayatım Kapalıçarşı'dan kazananları canından bezdirmiş. Sözgelimi, çöpler! Kapalıçarşı'da esnaf kendi çöpünü kendi topluyor, biliyor musunuz? Nedeni basit: Belediyenin çöp toplama araçları içeri giremiyor. Ama belediye, veremediği bu hizmet için esnaftan çöp vergisi almaya devam ediyor. Benzeri trajikomik durumlar, çarşının aydınlatması veya kanalizasyon sisteminin onarımı gibi konularda da yaşanıyor. Kökleri Osmanlı'daki lonca teşkilatına uzanan, 1952'de halen kullanmakta olduğu Kapalıçarşı Esnafları Derneği adını alan örgüt, kısıtlı bütçesiyle pek çok problemi çözmeye çalışırken, sık sık "bürokrasi hazretleri"ne tosluyor! İSKİ'nin ilgilenmediği patlayan kanalizasyonu tamir ettirdikten sonra, kırılan döşemenin yerine beyaz taşlar döşetmişler, misal... Taşların seçiminde bilirkişi olarak üniversite hocalarına başvurmuşlar. Sonuç: "Tarihi" asfaltı izinsiz söktürmek suçundan dernek yönetimi hakkında dava açılmış, beş yıl hapis istemiyle yargılanmışlar. Mahkeme, beraat kararı vermiş ama dosya hala Yargıtay'da...

Otopark, taksi durakları, çatının içler acısı hali, bazı kubbelerde derin çatlaklar oluşması gibi sıkıntılarını devletin her kademesine anlatmaya çalışan, oradan oraya atılan ve bu arada ciddi biçimde kan kaybeden Kapalıçarşı esnafı, 11-12 Şubat'ta İstanbul Ticaret Odası'nda düzenlenecek bir "Arama Konferansı" ile üzerindeki ölü toprağını atmaya çalışacak. Bu konferans için derneğin başkanı Hasan Fırat ve başkan vekili Atilla Özbey gece gündüz çalışıyor. Başbakan Erdoğan'ın açacağı, 70'i aşkın bilim adamı ile sivil toplum örgütlerinin katılacağı bu konferansta amaç, çarşının geleceğini sağlam temellere oturtabilmek. Kapalıçarşı'mn onda biri bile olmayan modern alışveriş merkezleri, güvenlikten acil durum önlemlerine kadar her konuda profesyonel birimler tarafından yönetilirken, 544 yaşındaki dünyaca ünlü bu çarşının düzenini sağlayan bir yönetmeliğin bile olmaması ne acı...

Rıza Usta'nın masası sahibini bekliyor
Şimdilerde imajı pek parlak olmasa da Kapalıçarşı, asırlardır alışverişin sözle yapıldığı, çeke, senete rağbet edilmeyen bir pazar. Hatta bu konuda dilden dile anlatılan öyküler var. İç Cebeci Han'da deniz eskilerini onarıp, dünya güzeli ev eşyaları yapan Rıza Usta'nın hikayesi de bunlardan biri:

Rıza Usta'nın dükkanına iki yıl kadar önce İsveçli bir turist gelir ve orada gördüğü bir pervaneyle ilgilenir. Pervane bir Rus gemisine aittir. Rıza Usta bu pervanenin üzerine bir Amerikan teknesine ait olan dümeni yerleştirip, en üste de cam kestirerek bir yemek masası yapmaya çalışmaktadır. Birkaç gün sonra ortaya çıkan eseri çok beğenen İsveçli, hiç pazarlık etmeden bu orijinal masayı satın alır, parasını da hemen öder. Ancak İstanbul'dan evine dönmeyeceği, seyahatini sürdüreceği için, bu ağırlıkta bir yükü yanında taşıması mümkün değildir. Kargo şirketlerinin fiyatları da çok yüksek olunca. İsveçli satın aldığı masayı orada bırakmaya karar verir. Masa o gün bugündür Rıza Usta'nın dükkanında duruyor. Sahibi arada sırada Stockholm'den telefon edip hal hatır sorduğunda, ustanın cevabı hazır: "Merak etme, masan burada. İstediğin zaman gelip alabilirsin."

Buluşma noktası: Difenbahya yaprağı
Kurulduğu günden bu yana yalnızca İstanbul ticaretinin kalbi olmakla kalmamış Kapalıçarşı... Osmanlı İmparatorluğu'nun dört bir yanından, hatta komşularından gelen malların satıldığı, dinlerin, kültürlerin buluştuğu, sayısız dilin konuşulduğu "büyülü" bir mekân olarak tanınmış her zaman... Çarşının bu özelliğini en iyi anlatan sembollerden biri Ermeni zanaatkar Nick Merdenyan'ın, difenbahya yaprağı üzerine yaptığı el yazması. Bu yaprakta hilal, haç ve Yahudi yıldızı bir araya geliyor. Tam da Kapalıçarşı'da yüzyıllardır bir arada ekmek kavgası veren esnaf gibi...

Orhan Veli'nin çarşısı
Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin
Sandık odalarında
Senin de dükkanın öyle kokar işte
Ablamı tanımazsın
Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı
Bu teller onun telleri
Bu duvak onun duvağı işte
"Ya bu camlardaki kadınlar?
Bu mavi mavi
Bu yeşil yeşil fistanlı
Geceleri de ayakta dururlar mı böyle?
Ya şu pembezar gömlek?
Onun da bir hikayesi yok mu?
Kapalı Çarşı deyip de geçme
Kapalı Çarşı
Kapalı kutu

Diğer Haberler

  1. Sehiv secdesi nedir, nasıl yapılır? Hangi durumlarda Sehiv secdesi yapılmalıdır?
  2. 'Arka Sokaklar' bitiyor mu? İlker İnanoğlu son noktayı koydu
  3. Ayçiçeği alım fiyatı açıklandı! Bakan Kirişci duyurdu
  4. Amenerrasulü duası nasıl okunur? Amenerrasulü duasının Türkçe Arapça okunuşu ve tefsiri... Ramazan ayında Amenerrasulü Duası yararları ve faziletleri...
  5. Celcelutiye duası nasıl okunur? Celcelutiye duasının Türkçe Arapça okunuşu ve tefsiri... Ramazan ayında Celcelutiye duası yararları ve faziletleri...
  6. Akşam namazı kılınışı - Akşam namazı kaç rekat? Nasıl kılınır ve vakitleri
  7. Merkez Bankası'ndan flaş rezerv açıklaması
  8. Cumhuriyet Bayramı mesajları ve 29 Ekim sözleri! Cumhuriyet Bayramı ile ilgili sözler ile resimli Cumhuriyet Bayramı kutlama mesajları seçenekleri!
  9. Zorunlu karşılık nedir? Zorunlu karşılık oranı ne kadar?
  10. Bakan Soylu, evlat nöbeti tutan ailelerle buluştu: Artık herkes HDP'nin iç yüzünü görsün

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.