19 yaşıma dek çıkma teklifi almadım
.
Model Özge Ulusoy (31), sunuculuk ve oyunculuk meziyetlerinin yanına bir halka daha ekledi; yazarlık... Kendi uyguladığı güzellik sırlarını “Güzelim Güzelsin Güzel” adlı kitapta anlatan Ulusoy, “Yolda beni görenler cildine, saçına ne yapıyorsun diye soruyordu. Ben de oturdum yazdım” diyor... Üniversite ikinci sınıfa dek bakımsız, sıska bir kız olduğunu anlatan ünlü model, yaşlanmaktan ise asla korkmadığının altını çiziyor.
Kitap yazma fikri nereden çıktı?
Beni sosyal medyadan ve televizyondan takip eden insanlar cildim, saçım, makyajım hakkında çok soru soruyorlardı. Postiga Yayınevi de bana kitap yazmam için öneri getirince, “tamam” dedim. Yoksa benim aklımda, çocuk kitabı yazma fikri vardı. Ama ilerde onu da yazacağım.
En çok sorulan soru nedir peki?
Cildime ne yaptığımı soruyorlar. Açıkçası öyle çok farklı ya da değişik bir şey yapmıyorum. Düzenli bakım, cilt temizliği, doğru beslenme... Bunları da anlattım.
Nasıl bir kitap bu; Güzelim Güzelsin Güzel?
Beş ayda yazdığım kitabımı günlük gibi tasarladım. Diyelim ki o gün bir davete veya düğüne gidiyorum; nasıl hazırlanıyorsam aynen yazdım. “Ben şu tip bir elbise giyiyorum ama sizin boyunuz kısaysa şu tip bir elbise giyin” diyorum. Yüz tiplerine göre saçınızı nasıl kestirmeniz gerektiği bile var. Ya da mesela ben seyahatlerim nedeniyle çok uçağa binen biriyim ve vücudum şişiyor. O şişlikleri hangi bitki çaylarıyla atıyorum, onu da yazdım. Kısacası kendime uyguladığım basit güzellik tüyolarımı beni sevenlerle paylaştım diyebilirim.
Sadece güzellik mi var peki?
Hayır. Modayla ilgilenenlere de yardımcı olmak istedim. Bir moda sözlüğü, ünlü modacıların kısa tarihçeleri ve moda ikonlarının hikayeleri de var. Türk kadını bence çok şık. Ancak en büyük yapılan yanlış vücudunu tanımaması. Mesela benim ince uzun bir vücudum olmasına rağmen bana da yakışmayan kıyafetler olabiliyor. Örneğin diz altı etek yakışmıyor; dizimin mutlaka üstünde olmalı. Mini de de öyle; dizimin 15 cm yukarısında olmalı. Şalvar pantolon, vatka da yakışmıyor. Yani her vücuda yakışan yakışmayan şeyler var; illa kusursuz bir vücuda sahip olmak gerekmiyor. Önemli olan bilinçli giyinmek ve bakım yapabilmek.
Gelirini bağışlayacak mısınız?
Bu kitapla ilgili en gurur duyduğum şey gelirini Koruncuk Vakfı’na bağışlayacak olmam. Allah hepimize bazı şeyler veriyor ve bizim bunların bir kısmını paylaşmamız gerektiğini düşünüyorum.
‘51 kiloyum; annemle hâlâ aynı beden giyiyoruz’
Genetik şans diye bir şey de var ama değil mi?
Var. Benim annemin de cildi pırıl pırıl; yaşından 10 yaş daha genç gösteriyor. Hep zayıftı; hâlâ aynı beden giyiyoruz. Tabii ki genetik şans diye bir şey var ama genetiğimizde olmayan şeyleri değiştirmek elimizde.
Bana herkes, “Çok zayıfsın” diyor. 51 kiloyum ve bu model için çok sağlıklı bir kilo. Hiç bir zaman zayıf kalmak için pamuk yutmadım ya da yediklerimi çıkarmayı denemedim. Sadece düzenli beslendim.
Bu kitabı okuyup, yazdıklarınızı uygulayanlar sizin kadar güzel olacak mı acaba?
Sizin kadar demeyelim, estağfurullah... Ama tabii ki olacaklar; çünkü kendini seven, kendine değer veren her kadın güzeldir.
Modellik göründüğünden ne kadar kolay ya da zor?
Sevilerek yapıldığında dünyanın en güzel işi bence. Çok değişik hayatlar yaşıyorum; bir gün bir adaya gidip üç ay kalıyorum; başka zaman ekranda dans ediyorum. Ancak kesinlikle dışardan gözüktüğü kadar kolay değil. Bir kere çok disiplinli olmam gerekiyor. Hem ailemden hem baleden gelen katı bir disiplinim var benim de. Bugünden yarın sabah ne giyeceğimi, hangi programa katılacağımı, kaçta nerede olacağımı planlayan biriyim. Hiç bir zaman sabah kalkıp da, bugün ne giyeceğim demedim. Hep bir gün öncesinden ne giyeceğim, saçımın makyajımın nasıl olacağı bellidir. Çünkü çok yoğun bir hayatım var; katılmam gereken davetler, televizyon programları, çekimler...
Bir diğer zorluk, kendinize çok iyi bakmanız şart. Bir gün bile sokağa çıkarken, bugün de pijama altıyla çıkayım diyemiyorum. En azından mutlaka eşofman altımı giyip, cilt kremlerimi sürüp şapkamı takıp çıkarım. İşin bir de magazin tarafı var. Özel hayatınız didik didik ediliyor. Bundan rahatsız olan arkadaşları da anlıyorum fakat benim bakış açıma göre rahatsız oluyorsanız bu hayatı tercih etmeyeceksiniz.
Göz önündeysen insanlar seni merak eder. Sen de onlara kararında cevaplar vermek zorundasın. Ancak şu da var; yanımda her gördükleri erkeği sevgilim diye yazıyorlar. Keşke bir telefon açıp sorsalar.
‘Hakan’la evlilik henüz yok’
Magazin sayfalarında sizi sevgiliniz Hakan Baş’la bir ayırıyorlar, bir barıştırıyorlar...
Bizim 10 günlük bir ayrılık sürecimiz oldu Hakan’la ama sonra devam kararı aldık. Benim pek çok arkadaşım bu tarz şeyler yaşıyor ama benimki gazeteye çıkıyor; yapacak bir şey yok...
Evlilik var mı?
Şu anda hayır. İkimiz de birbirbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Hakan’la ilişkimiz daha çok yeni. Sadece sekiz ay oldu. Birbirimizi hâlâ tanıyoruz; hayırlısı...
En büyük hayalim annelik, dediniz mi?
En büyük hayalim olduğu doğru ama tek hayalim bu değil. Başarılı bir işkadını olabilmek de istiyorum. Yaşım daha ilerlediğinde ise eğitimini aldığım küratörlüğü yapmak, kendi sanat galerimi açmak istiyorum. Hem anne olan hem de işinde başarılı insanları takdir ediyorum. Pınar Altuğ’u çok takdir ediyorum mesela. Çağla Şıkel, Ebru Akel de örnek aldığım isimler.
Çocuk yapıp bu piyasadan çekilen çok meslektaşınız var... Sizin kafanızda modelliği bitirme yaşı var mı?
Çocuk olunca bir süre ara verebilirim ama işimi hiç bir zaman ikinci planda tutmak istemiyorum. Tasarımcılar beni tercih ettiği ve ben de vücuduma güvendiğim müddetçe modellik yapmaya devam edeceğim. O benim ilk gözağrım... Bu yıl ise oyunculuğa ağırlık verdim. Ocak ayında yeni filmim vizyona girecek. Nasıl ki güzellik yarışması ve Survivor hayatımdaki önemli dönüm noktaları olduysa bu film de öyle olacak.
İltifat almayı severim
Eğer model olmasaydım veya ekrana çıkmasaydım da kendime aynen bakardım. Çünkü bu öncelikle insanın kendine olan saygısını gösteriyor. İltifat almak çok güzel bir şey, seviyorum. Beni yakından görenlerden, “Ekrandakinden daha zayıfsın, daha güzelsin” gibi pekçok iltifat alıyorum. Çok mutlu oluyorum.
Özge’den güzellik tüyoları
- En önemlisi su. Günde 2-2 buçuk litre su içmemiz gerekiyor.
- Cildimize iyi bakmak demek çok pahalı kremler kullanmak demek değil. Kitabımda evde yapılan pek çok bakım tarifi verdim.
- Stresten arınmaya çalışın.
- Düzenli uyku uyuyun.
- İçerden kendinizi beslemeniz gerekiyor; belki doktora danışıp vitamin almak da gerekebilir. Her besinden vücudunuzun gerektirdiği kadar alın. Diyetisyen yardımı da alabilirsiniz; ben de Yelda Kahvecioğlu’yla bir yıl çalıştım.
- Makyajını temizlemeden hâlâ yatan kadınlar var. Bu en büyük yanlış. Sabah bir çekime gidiyorsam ve akşam başka bir programım varsa gün içerinde makyajımı siliyorum ve tekrar yapıyorum.
Vücut şişkinliği (ödem) için...
5 kuru kayısı, 5 kuru erik, 1 avuç at kuyruğu otu, 2 kabuk taçın, 2 parça zencefil, avokado yaprağı... Bunları 2 buçuk litre suda kaynatıyorum. Kaynayınca 2 litreye iniyor zaten. Onu da gün içinde tüketiyorum. Önemli davetlerden bir gün önce bunu için. Ancak normal su içmeyin. Karnınız dümdüz olacak.
‘Yaş almak bana yaradı’
Lisede çirkin bir kız mıydınız?
Çirkin demeyelim de kendine bakmayan belki de kendinin farkında olmayan bir kızdım; üniversitenin ilk yılında da sürdü bu durum. Kendime bakmıyordum. Çok idealist bir balerin olarak günde 8-9 saatini stüdyoda geçiren, hiç sosyal hayatı olmayan, tek kaşlı sıska bir kızdım. Üniversite ikinci sınıfta yani 19’unda kendimi keşfettim. Üniversite ikinci sınıfa dek çıkma teklifi bile almadım.
Yaşlılık bu kadar güzel bir kadını korkutuyor mu?
Anneme bakıyorum ve hiç korkmuyorum. Hatta eski fotoğraflarıma bakınca yaş almanın bana çok yaradığını düşünüyorum. Sadece nasıl giyinmem, makyaj yapmam gerektiğini öğrendim. Hatta bende estetik müdahale olduğunu söyleyenler oluyor. Tekrar cevap veriyorum; yok. Olsa da saklamam zaten. Zamanı gelince de yaptıracağım.