Türkiye’yi Anlama Kılavuzu 2015
Türkiye’nin yaşam tarzını araştıran 2015’te yapılan araştırmanın raporu açıklandı. Sonuçlara göre, Türkiye’de son dönemde yükselen en güçlü 3 karakteristik tutum; çevreye duyarlılık, inançlı olmak ve geçmişe özlem duymak
Türkiye’de 2003 yılından bu yana IPSOS tarafından toplumsal trendler, tutum ve davranışları anlamaya yönelik yapılan Türkiye’yi Anlama Kılavuzu 2015 Raporu açıklandı. Hane Tüketim Paneli tarafından 14 yaş üstü yaklaşık 16 bin birey ile gerçekleştirilen çalışmada, Türkiye’deki insanların yaşam tarzları çeşitli alanlardan inceleniyor. Aynı zamanda bireylerin alışveriş alışkanlıkları sosyal duruşlarıyla karşılaştırılıyor. Yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye’de her 10 kişiden 8’inde çevreye duyarlılık ve inançlı olma trendleri etkisi görülüyor. Her 10 kişiden 7’si geçmişe özlem duyuyor. Son dönemde artış gösteren trend ise çevreye duyarlılık oldu. Çevre kavramı toplumda güçlü bir yer edinerek yüzde 79 oranında artış gösterdi. Türkiye’de çevreye duyarlılık, inançlı olmak ve geçmişe özlem duymak dışında dördüncü sırada yüzde 70 oranıyla küçük lüksler yer alıyor. Bu tutumda insanlar bireysel mutlu olabilecekleri şeyler istiyorlar. Beşinci sırada yüzde 69 oranıyla evde yaşam yer alıyor. Bu tutumda Türkiye için ev başlıca yaşam alanı olarak görülüyor.
En zayıf tutum formda olmak
Yapılan araştırmada en güçlü tutumların yanında Türkiye’de en zayıf 5 tutumda belirlendi. Özellikle son dönemlerde büyük kentlerde çok yaygın olarak görülen formda olmak Türkiye’de yüzde 12 oranıyla en zayıf tutum olarak belirlendi. Sıralamayı teknoloji tutkusu, reklamın etkisi, zevkin intikamı ve özel hizmet arayışları takip etti.
TV izliyoruz
Türkiye’de TV izleme oranı yüzde 62. Diziler yüzde 77 oranla genel nüfusta en çok izlenen ikinci program tipiyken, kadınlar için ilk sırada yer alıyor. Bunu yüzde 57’yle haberler takip ediyor. Haberleri ise yüzde 41 oranı ile şans- bilgi yarışmaları izliyor. İnternete sansür konusunda ise ankete katılanların yüzde 60’ı içeriklerin ahlaki açıdan zararlı yayınlar olduğunu düşünerek medyaya sansür uygulanabileceğini belirtti.