Biraz önce pub''da biramı yudumlarken seyrettiğim yağmur hızını kaybetmiş, çiseler hale gelmişti. Boş sokaklar ıslanmış, durakta duran iki katlı klasik Londra otobüsünün kırmızı rengi kaldırıma yansımıştı. Ceketimin yakalarını kaldırdım, adımlarımı sıklaştırdım. Royal Oak da içimi hâlâ sıcak tutuyordu. Bazı ale biralar
öyledir, içerken sizi serinletir, doyurur, sonra da içinizi ısıtır. Borough Market''e ulaştığımda yağmur tamamen durmuştu. Sokaklardaki boşluk birden yerini pazaryerine alışverişe gelenlerin kalabalığına bıraktı. Londra''nın çevresindeki kırsaldan gelen çiftçiler tarlalarından topladıkları ürünleri Kraliçe Victoria döneminden kalma görkemli bir hal binasının içinde sergiliyorlardı.
Kendinizi Kraliçe Victoria döneminde sanabilirsiniz...
Burada köşede Borough Market kadar eski bir pub var. İçeriye girdim, Market Porter''in barmeni yüz yıllık bar tezgahının üzerindeki 10 kadar seramik bira pompasından mahzendeki ale''leri çekiyordu. Biralara kısaca bir göz attıktan sonra bir pint (yarım litre kadar) Harvey''s Sussex Best Bitter istedim. Pub oldukça kalabalıktı, yağmur da durmuştu, bardağımı alıp kaldırımda biralarını içenlere katıldım. Biradan birkaç yudum alıp önümde yükselen binaya baktım. Borough Market sanayi devriminin başlarının eseri, o devirlerde adet olduğu üzere gerektiğinin iki üç katı demir kullanılarak yapılmış bir hal binası. İnsanların kıyafetlerine bakmazsanız kendinizi hâlâ Kraliçe Victoria döneminde sanabilirsiniz.
Ale ile iyi giden İngiliz peynirleri
Market Porter''in hemen solunda sadece İngiltere''nin değil, Avrupa''nın en iyi istiridye restoranlarından Wright Brothers Oyster & Porter House var. Dışarıda bira eşliğinde istridye yiyenleri görünce biramı bitirdikten sonra onlara katılmaya karar verdim. İrlanda''nın Carlingford istridyeleri olağanüstüdür ve yanlarında bir Meantime London Stout bira ile muhteşem gideceklerdir. Ama bardağımdaki Harvey''s bitter daha bitmemişti. Market Porter''in önündeki kaldırımdan sokağın karşısındaki pazarı dolaşan kalabalığı seyretme çok keyifli idi. Biraz sonra yanımızda bir pazarcı belirdi, kocaman bir tekerlekten peynir parçacıkları kesip bira içenlere ikram etmeye başladı. İngitere''nin bazı peynirlerinin ne kadar lezzetli olabildiklerini ve iyi bir ale ile ne kadar iyi gittiklerini biliyor muydunuz? Sonra birden Borough Market''in tavanından aşağıya sallanan bayraklardan birisinde yazan yazı dikkatimi çekti: "Bira Tanrı''nın bizi sevdiğinin ve mutlu olmamızı istediğinin ispatıdır... Benjamin Franklin"
Biraseverler için cennet gibi üstü açık bir dükkan Utobeer
Amerika''nın "founding fathers", yani kurucu babalarından biri olan Franklin''in resmi 100 dolarlık banknotların ön yüzünü süsler, yani oldukça önemli bir adamdır. Böyle bir bayrağın altında ne olabilir diye merak edip Borough Market''in içine girince karşıma gördüğüm en muhteşem bira dükkanlarından biri çıktı. Utobeer üstü açık, ama her tarafı kütüphane misali raflarla sarılmış, raflarında dünyanın önemli biralarının neredeyse hepsinin bulunduğu biraseverler için cennet gibi bir dükkan. 600 kadar farklı bira satıyorlarmış. Bir tarafa Belçika''nın manastır biralarını dizmişlerdi. Efsanevi Orval, şarap şişesi boyunda şişelerde Westmalle, Chimay, Achel. Bir tek dünyanın belki de en zor bulunan birası Westvleteren yoku, onu da zaten alabilmek için keşişlerin bira yaptıkları günlerde Belçika''nın Ypres kenti yakınlarındaki manastıra gitmek, hatta bazen önünde kuyruğa girmek gerekir. Öte taraftaki rafarda ise Anchor Steam, Liberty Ale, Brooklyn Lager, Brooklyn East India Pale Ale, hatta Black Chocolate Stout ie Goose Island Honker''s Ale dizilmişlerdi. Amerika''nın "craft brew" merkezi Oregon''dan bile birkaç bira vardı, Utobeer''de İngiliz ve İskoç biralarından ise neredeyse yok yoktu. Fanatikleri iyi ale biraların pub''lardaki elle çekilen pompalardan içilmesi gerektiği konusunda hemfikirdirler, ama son yıllarda şişelenen ale''ler arasında da olağanüstü biralar dikkat çekmeye başladılar. Türkiye''ye ithal edilen ünlü Londra birası Fuller''s London Pride ile 19. yüzyılda kaybolmuş olan Porter tarzının iyi bir temsilcisi olan Fuller''s London Porter rastlandığı yerlerde denenmeye değer biralar.
İskoçya viskide olduğu gibi bira konusunda da dikkate alınmalı
Geçenlerde Mikla''nın sahibi ve şefi Mehmet Gürs ile Şans restoranın sahiplerinden Niso Adato ile yaptığımız "İskoçya adaları biraları tadım yemeği"nde tattığımıza göre İskoçya viskide olduğu gibi bira konusunda dikkate alınması gereken bir ülke. Utobeer''den İskoçya''nın epeydir tatmak istediğim birası Broughton Scottish Oatmeal Stout, karanın bittiği yerde Kuzey Denizi''ne savrulmuş Orkney adalarının muhteşem Dark Island Ale''i ve birkaç bira daha alarak ayrıldım. Etrafınız domatesler, patatesler ve peynirlerle sarılıyken dünyanın en iyi biralarından bazılarını alabilmek hoş bir duyguydu. Thames nehrinin kıyısını takip ederek otelime doğru yürürken yağmur tekrar çiselemeye başlamıştı, ama artık hiç değilse elimdeki torbada içimi ısıtacak biralar vardı.
İçinizi serinleten, doyuran sonra da ısıtan biralar
Londra sokaklarında biranın en iyi adreslerinin izini sürdüm. Yağmur eşliğinde lezzetli biraların tadını çıkardım...
Haberin Devamı