Sivas Barosu’ndan Metin Feyzioğlu’na tepki
SİVAS Baro Başkanı Muharrem Eliş, Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisini çeken konuşmayı yapan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na tepki göstererek, "Bu şekilde çıkışlar demokratik düzen ile bağdaşmaz" dedi
Danıştay’ın düzenlediği programda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu arasında yaşanan tartışmanın ardından Sivas Baro Başkanı Muharrem Eliş yazılı bir açıklama yayınladı. Programda misafir sıfatı ile yapılan konuşmaların kendilerini derin bir üzüntü ve endişeye sevk ettiğini belirten Eliş, Yüksek yargı kurumlarındaki bu tür programların siyasiler ile hesaplaşma, baskı kurma, milletin iradesini ve vekaletini küçük düşürmeye yönelik seanslara dönüştüğünü ileri sürdü. Demokrasilerde hiçe sayılmayacak tek olgunun millet iradesi olduğu hatırlatmasını yapan Eliş, bunun da ancak milletin bizzat yetki ve vekalet verdiği temsilcileri ile tezahür ettiğini vurguladı. Milletin temsilcisine saygının, milletin kendisine gösterilen saygı olduğunu ve bunun en iyi avukatların bilmesi gerektiğini ifade eden Eliş şunları kaydetti: ’Daha yakın zamanda da bu üzücü sahneyi Anayasa Mahkemesi programında yaşadık. Bugün asıl ve en önemli mesele Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı ortak komisyonunca hazırlanan yeni avukatlık yasa tasarı taslağıdır. Bugün hararetle ve inatla dile getirilmesi gereken elbettek ki avukatlık mesleğinin ve avukatların içinde bulunduğu sorunlar ve çözüm önerileridir. Meslek örgütleri, öncelikle kendi meslek örgütlerinin ve mensuplarının sorunları ile meşgul olmalı ve bu sorunların giderilmesinde azami gayreti göstermelidir. Daha kendi mesleki problemlerini çözememiş bir yapının ülkenin sair meseleleri ile ilgilenmesi bana samimi gelmemektedir. Yapılan konuşmanın sadece cüzi bir kısmında esasa değinilmiş sonrasında esas meselenin merkezinden uzaklaşılmıştır. Günümüz siyasi hayatında bir muhalefet boşluğu var ise bu boşluğu dolduracak olan da yine milletin kendisine muhalefet yetkisi ve vekaleti verdiği siyasiler ve siyasi partilerdir. Bunun dışındaki müdaheleler doğrudan milli iradeye saygısızlıktır. Milli iradeyi sabote etmektir. Bu şekil çıkışlar demokratik düzen ile bağdaşmaz. Milletimiz kendisini temsil edecek yapı ve kişilerin kim olacağına sandıkta karar verir. Millet yetki ve azil işlemlerini sandıkta yapar. Bu demokrasinin gereğidir ve gerçeğidir. Bunun dışında hiçbir güç, kurum, kuruluş, yapı hiçbir ortamda millet iradesini hiçe sayamaz. Millet iradesi üzerinde şu veya bu şekilde vesayet kuramaz. Millet vesayete değil temsile değer verir. Eleştiri ve sorgulama olmadan elbetteki tam manası ile demokrasiden bahsedilemez. Ancak demokratik düzenlerde kurumların görev ve işleyişleri düzenlenmiştir. Avukat kendisine verilen vekaletin içeriğine göre işlem yapar. Vekaletinde bulunmayan bir konuda işlem ya da tasarruf yapar ise yapılan işlem doğru bile olsa yasalar önünde suçtur. Ülkemiz hali hazırda huzur ve istikrar ortamında iken bu tür çıkışlar bizleri üzmekte ve düşündürmektedir. Kardeşliğin, birliğin, beraberliğin, ortak aklın ortak güce dönüştüğü Türkiye’nin tesisi hepimizin görevidir. Bu tür açılış ve yıl dönümleri milletin temsilcilerini hesaba çekme ve milletin temsilcilerine yön verme haline dönüşmüştür. Millet kendisini temsil edenleri hesaba çeker. Millet kendisini temsil edenlere yön verir.’