Sert tepki: 'Azarlanmak için gitmedik!'
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi Haşim Kılıç’ın açıklamalarını, “Üslup, bir yargı makamına yakışan bir üslup değildi” sözleriyle eleştirdi
KUTLAMA DÜŞÜNCESİYLE GİTTİK: Biz kutlama düşüncesiyle oraya gittik. Türkiye’de geçmişten beri bazı günler, toplumda aşırı derece merak ya da endişe günü olmuştur... Bunların başında, adli yılın açılışları, yüksek mahkemelerin kuruluş günleri, her defasında siyasetçiye yumruk çakmanın, siyasetçiye, siyasete ayar vermenin ve yüksek dozda siyasi mesajların verildiği bir gün olmaya başladı. Adeta orada siyaset suçlanır, her türlü eksik siyasette var, geri kalan her şey Türkiye’de düzgün.
- ÜZÜNTÜ DUYDUM: Bugün, buna benzer bir konuşma dinlemiş oldum. Bundan dolayı da üzüntü duydum. Evvela üslup, bir yargı makamına yakışan bir üslup değildi. Kimse oraya haşlanmak için, tokat yemek için, azarlanmak için gitmedi. Hukuk nezakettir. Hele hele davet ettiğin misafirine karşı. Hukukçuların da çok nazik bir üslupla konuşması gerekirdi.
- KENDİ YANLIŞLARINI DA İFADE ETSELER: Keşke her kurum, bunların başında da yargı kurumları, bu açılış günlerinde, siyasetin, siyaset kurumlarının, diğer erklerin, yasama ve yürütmenin yanlışlarını söyledikleri kadar kendi yanlışlarını da orada itiraf etseler, o zaman bu konuşmalar daha objektif, kalıcı olur.
- YETERİ KADAR GERGİNLİK VAR: Zaten yeteri kadar Türkiye’de gerginlik var, yeteri kadar sert bir siyasi mücadele ikliminden geçtik, bahara erdik derken şimdi yeni bir tartışma daha başladı.
- MEDYATİK OLMA SIKINTISI: Yargıda uzun bir süreden beri medyatik olmak gibi bir sıkıntı var. Soruşturmanın gizliliği gibi önemli bir ilke, geçmişte medyatiklik uğruna feda edildi. Özellikle DGM’ler döneminde naklen, maç nakleder gibi soruşturmalar, evlere baskınlar yapıldığı, demeçler verildi. Gelinen noktada en çok şikayet ettiğimiz husus, medyatiklik uğruna feda ettikleri soruşturmanın gizliliğidir.
- YARGIDA ALINGANLIK OLMAZ: Eleştiri bir hak ve ifade özgürlüğünün parçasıdır. Dolayısıyla verilen bir mahkeme kararıyla ilgili bir kısım insanlar, ‘bu karar doğru değil, o yanlıştır’ diyorsa veya daha ileri nitelemelerde bulunuyorsa o da o kesimin ya da o kişilerin ifade özgürlüğüdür, bundan dolayı alınganlığa gerek yoktur. Yargıda alınganlık olmaz.
- NASIL OBJEKTİF OLACAKSINIZ: Siz şimdi bu kadar net, açık, hukuki ambalaj içinde siyaset değerlendirmeleri, siyasetçileri değerlendirirseniz, yarın bu değerlendirmeleri yaptığınız kişilerle ilgili davalar önünüze geldiğinizde, nasıl objektif olabileceksiniz, nasıl kararınız tartışma konusu yapılmayacak?
- GÖMLEK DEĞİŞTİRMEK SİYASİ İFADE: Hele hele gömlek değiştirmek gibi ifadeler, bunlar siyasi ifadelerdir, siyasi beyanlardır. Bir yüksek mahkemenin kuruluş gününde kişisel kanaatiniz bu olsa bile konuşulacak ifadeler değildir. Kaldı ki mahkeme adına bu konuşmalar yapıldığına göre bu çerçevede yarın bir kısım davalar, mahkeme önüne geldiğinde kendilerinin şikayet ettiği yargı kararı nasıl tartışmasız olacak? Verilen karar nasıl tartışılmayacak? Bunlara dikkat etmekte fayda var. Türkiye’de yeteri kadar gerginlik var, tansiyon yüksek. Tansiyonu düşürecek olan, elbette hepimize sorumluluklar, görevler düşüyor. Yargı da bu işin bir parçası olmamalıdır. Yargı da işin parçası olursa çözüm daha da imkansızlaşır.
- HASTALIK NÜKSETTİ: Siyasete yön vermek, dizayn etme, demokrasiye ayar verme gibi bir hastalık nüksetti. Eskiden bunu başkaları vermeye çalışırdı. Siyasete, demokrasiye ayar vereceğiz derken, demokrasinin ve Türkiye’nin ayarı bozulduğu, bugünkü tatsız ortama gelindi. Başkalarının yine siyasete ayar verme, siyaseti düzeleme, dizayn etme gibi yeni bir role soyunmaması gerekir. Bu türlü bir görev, asla yargının görevi değildir.
- SİYASETE NİYETİ VAR MI?: Bunlar niyet okumalardır. Niyeti var mı yok mu tartışmasına asla girmem.