Sevgili anneler ve babalar;
Karneler verildi. Artık çocuğunuzla beraber geçirebileceğiniz uzun bir tatil sizi bekliyor. Hazır bolca vaktiniz varken çocuğunuzun içsel motivasyonunu artırabilmeniz için size birkaç ipucu vereceğim.
Hiç çocuğunuz yemek yemek istemediğinde “Yersen sana çikolata vereceğim” dediniz mi? Ya da “Ödevini bitirirsen sana oyuncak alacağım” veya “Oyuncaklarını toplarsan tabletini vereceğim” Yani çocuğunuzun yapmak istemediği şeyler için ona rüşvet teklif ettiniz mi?
Eminim çoğunuz “Evet, ben rüşvet teklif ediyorum!” diyorsunuz. Haklısınız da... Bugüne kadar size öğretilen yöntemleri siz de çocuğunuza aktarıyorsunuz. Ancak çocuğunuza istemeden zarar verdiğinizi biliyor muydunuz?
Ne zararı dediğinizi duyar gibi oluyorum. Size bunu Amerika’da Rochester Üniversitesi’nde yapılan bir deneyle açıklayabilirim:
Deneyde üniversite öğrencilerinden yapboz yapmaları istenmiş. Yapbozu doğru tamamlama karşılığında 1 dolar ödül konmuş. Öğrenciler yapbozu tamamlamış. Ertesi gün deney bu sefer ödül olmadan tekrar edilmiş ve öğrencilerin yapbozu tamamlamak için çaba göstermediği fark edilmiş. Yani öğrenciler başta konan ödül yüzünden ikinci gün içsel motivasyonunu kaybetmiş. Başarılı olabilmek için dış bir gücün yardımına ihtiyaç duymuş.
Bundan nasıl bir sonuç mu çıkarmalıyız? Ödül geçici bir motivasyon aracıdır. Önemli olan kişinin içindeki gücü bulmasıdır.
Çocuklara davranışları için ödül vadetmek içsel motivasyonu öldürmekte; çocukları ileriki yaşlarda talepkar, sorumluluk duygusu bilmez, karar almaktan aciz, beklenti içinde olan bireylere dönüştürmektedir. Çocukların stresini arttırmakta ve ödül almadığı zaman çocukta “yanlış bir şey yaptım”, “cezalandırılıyorum” düşüncelerini oluşturmaktadır.
Ödülü hiç kullanmayın demiyorum. Uzun yolculuk ve aşı yaptırmak gibi birçok çocuğun sevmediği ama zorunlu olan istisnai durumlarda masum rüşvetler verebilirsiniz.