Seçmen ‘kriz çıkar’ diye korkutuldu!
CHP lideri Kılıçdaroğlu seçmenin Ak Parti’nin ‘CHP gelirse faizler ve dolar yükselir, kriz çıkar’ propagandasından etkilendiğini söyledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Amerikan Wall Street Journal gazetesine seçim sonuçlarını değerlendirdi. ‘Ekononomik kriz çıkar’ propagandasnın tuttuğunu belirten Kılıçdaroğlu, Doğu ve Güneydoğu’da birçok yerde yüzde 1’i dahi aşamamalarını “Kürtlere yeteri kadar güven vermemelerine” bağladı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
NEDEN EKONOMİK: Yolsuzluklar konusunda AKP darbe yedi. Oylarında genel seçime göre bir düşüş var ama bu beklediğimiz kadar değil. Bizim toplumumuz, iktidarı kendi ekonomisiyle özdeşleştiriyor. Orada ciddi bir kırılma olmazsa, istikrarın sürmesinden yana tavır takınıyor. Nedeni de çok borçlu olması ve AKP’nin, ‘CHP gelirse faizler ve dolar yükselir, bu borçların altında kalırsınız’ propagandası. Gerçekten de kendine göre tutarlı ama bize göre son derece yanlış bir propaganda. O propagandanın tuttuğunu görüyoruz. Çünkü yurttaş borçlu ve bir şekilde kendisini riske atmak istemiyor. Ama hayatın da bir gerçeği var tabii. O gerçek de şudur: Ekonominin çok iyi yönetilmediğini biz çok iyi biliyoruz. Tümüyle sıcak paraya dayalı, Amerika Merkez Bankası kararlarından çok etkilenen bir ekonomi var. Saygın çevreler de Türkiye’nin en kırılgan ekonomilerden birisi olduğunu dile getiriyor. Son 12 yılı dolar bolluğunun bu kadar yüksek olduğu bir dünyada ekonominin temelleri çok daha sağlam atılabilirdi. Ama AKP hükümeti bunu beceremedi.
KASET SİYASETİ YANITI: Bize yeni yeni eleştiriler geliyor; ‘Siz tümüyle olayları yolsuzluk üzerine inşaa ettiniz’ diye. Siyasal iktidarın bu kadar kapsamlı yolsuzluk yaptığı bir durumda, ana muhalefet partisi olarak bizim sessiz kalmamız çok yanlış olurdu. Bu bir demokrasi ayıbı olurdu. Siyasetçinin topluma hizmet etmek gibi temel bir görevi var. Biz hem daha saydam bir toplum olacağız, öte yandan yolsuzluğu görmeyeceğiz. Belli çevreler böyle bir tavsiye mektubu yazmaya başladı. Biz bunu kabul etmedik, etmediğimizi de dile getirdik.Halktan yana olan güçler CHP çatısı altında olsun istiyoruz. Sadece CHP’lilerin oy verdiği bir parti olmak istemiyoruz.
DENGELER DEĞİŞEBİLİR: Ankara’da itirazımızı yaptık. Bunlar YSK tarafından ne kadar dikkate alınır, onu bilmiyoruz tabi. Tümü dikkate alınırsa, dengelerin değişebileceğine inanıyoruz. Demokratik yollardan mücadeleyi sürdüreceğiz. İstiyoruz ki devletin kurumları yansız çalışabilsin. Yargı, yasama ve diğer kurumlar. Bunlar tüm topluma hizmet etmeliler, AKP’nin arka bahçesine dönüşmemeliler.
CHP’DEN MHP’YE KAYMA OLDU: Kaymalar sadece MHP’den CHP’ye olmadı. CHP’den MHP’ye de oldu. Örneğin Manisa; Genel seçimlerde ikinci partiydik, yerelde üçüncü olduk. Adana ve Mersin de öyle..
AKP TABANI BİZİ DİNLEMİYOR: Erdoğan, muhalefetin söylemlerine tümüyle kapalı bir taban oluşturdu. O taban bizim söylemlerinizi dinlemiyor bile. Tek kanaldan besleniyor, o da Erdoğan. Şimdi bizim, onların, bizi dinleyebilecekleri kanallar açmamız gerekiyor. Bunu çözecek olan da sosyologlar. Biz o kitlelere nasıl fikirlerimizi aktarabiliriz konulu özel bir çalışma yapıyoruz. Bir ay içinde sonuçlanır. CHP örgütlerinin de buna hazır olması lazım. Sadece genel başkanın ve yardımcılarının söylemleri değil, il başkanı, ilçe başkanının da bu bağlamda o kitlelerle ilişki kurarken belli bir üslubu yakalamaları gerekiyor.
Kürtlere güven veremedik
Kürtlere yeteri kadar güven vermediğimiz kanısındayım. Çok güzel söylemler geliştirdik o bölgeyle ilgili olarak. Olabildiğince o bölgeye gittik. Yeni projelerimizle gittik, öneriler götürdük. Çözüm sürecinin AKP tekelinde olmadığını, CHP iktidarında da sorunun çözümü için olağanüstü çaba harcayacağımızı ifade ettik. Yüzde 10 seçim barajını kaldırabileceğimizi, kaldırmak istediğimizi ve BDP’nin hülle yoluyla değil, doğrudan BDP kimliği ile parlementoya girebileceğini defalarca söyledik. Diyarbakır ve Hakkari’de yokuz. Kars, Ardahan, Elazığ, Adıyaman’da aldığımız sonuçlar fena sayılmaz.
Köşk için işbirliği
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir olasılıkla muhalefetle işbirliği olabilir. Zaten iki turlu bir seçim. İlk turda yüzde 51 aşılmadığı zaman, ikinci turda ister istemez bu birliktelik olacaktır. Bizim kafamızda birkaç isim var. Ama şimdi deklere edecek birşey yok. (İlk turdan işbirliği ihtimali olabilir mi?) Onu zaman gösterecek. Önce şu noktada uzlaşmamız lazım; Siyasi kimliği çok öne çıkmamış, bir partiye olan aidiyeti çok öne çıkmamış, toplumun her kesimini kucaklayan biri. İyi eğitim almış, yabancı dil bilen, dünyayı ve Türkiye dengelerini iyi bilen bir kişi üzerinde uzlaşırsak, birinci turda da olabilir tabi.
Erdoğan seçilemez
İktidarın CHP’de olduğu, Köşk’te Erdoğan’ın olduğu bir senaryoda ülke kilitlenir mi?) Herşeye karşın toplum vicdanı kabul etmez. Seçileceğini düşünmüyorum. BDP’nin destek vereceğini sanmıyorum. BDP’nin de yolsuzluklar konusunda duyarlı bir parti olduğuna inanıyorum.