Haberin Devamı
Zeka, mantık, akıl yolundan yürüyen her öngörü, her tahlil, öyle uzun boylu yol alamadan gelip kör bir çıkmazda tıkanıyor bu ülkede.
Burada çoğu davranış, zekayla, akılla, mantıkla bağdaşmıyor çünkü.
“Günlük çıkarlar” genellikle insanların gözünü öylesine karartıyor ki o çıkar için yaptıkları karşılığında bütün geleceklerinden, kişiliklerinden, isimlerinden vazgeçtiklerini kavrayamıyorlar. Günlük çıkar sağlamak için aklın, mantığın yolundan uzaklaşmakta, zekasızlığın çıkmazlarına sapmakta bir sakınca görmüyorlar.
Pazartesi günü Taraf Gazetesi’nde “Kullanışlı Aptallar” başlıklı yazıyı okuduğumda ilk aklımdan geçenler bunlar oldu…
Bir insan kendisi hakkında böyle bir yazı yazdıracak işler yapmamalı diye düşündüm.
“Kullanışlı Aptallar” başlıklı yazı şöyle başlıyordu:
“Bu ağır hakaret sözlerini söyleyen biz değiliz. Bizzat kendileri, bu tanımlamayı kendilerine yakıştırdılar.
‘Biz kullanışlı aptallardık’ diye yazdılar.
Siyasi iktidar, yolsuzluk işlerinin tam ortasında kuş gibi yakalanınca, hukuktan kurtulabilmek için kendine bir sığınak aradı. O sığınağı da, askerin kışlasında buldu. Şimdi darbeci askerlerle kader ortaklığı sesleri çıkarıyorlar. ‘Milli orduya ve kendilerine aynı güç tarafından kumpas’ kurulduğunu söylüyorlar. Çünkü ‘hırsızlık suçlamasından kurtulmaları için, askerlerin de darbecilik suçlarından’ kurtulması gerekiyor.
Oysa bir zamanlar, ordunun ‘vesayetinden’ şikayet ediyor, sayfa sayfa darbe planlarını yazıyorlardı. Şimdi ise hükümete yaranabilmek için, ‘Biz o zaman aldatıldık, kafeslendik. Biz kullanışlı aptallar olduk’ diyorlar.”
Yazı şöyle devam ediyor:
“Zekaları, yıllarca kandırılmaya müsait olacak kadar kıt... Karakterleri de, her isteyenin kullanacağı kadar zayıf olunca... ‘Kullanışlı aptal’ olmak, onlar için kaçınılmaz bir alın yazısı oluyor tabii.
Yıldıray Oğur, beş yıl boyunca Taraf’ta, askeri vesayeti, darbeleri ve internet andıçı haberlerini yazdı. Şimdi, ‘Beni kafeslediler’ diyor. Beş yıl boyunca kafeslenmiş çocuk... Kafeslenmeye ne kadar yatkın bir yapısı varmış. Suratına çarpılacak onlarca, yüzlerce yazı yazmış biri, eğer bugün hükümetin gözüne girebilmek için ‘kafeslendiğini ve kullanışlı bir aptal’ olduğunu söylemekten çekinmiyorsa, şu soruyu da cevaplamak ona düşüyor:
Sen, belki de bugün kafesleniyorsun. Kullanışlı bir aptal olarak bugün kullanılıyorsun! Olayları kavrayacak bir zekaya sahip olmadığın anlaşıldığına göre, bugün kandırılmadığını sen nasıl anlayabileceksin ki?”
Oğur’un yanında Fehmi Koru’yu da değerlendiriyor yazı:
“Tek aptalla bahar gelmediği için, daha tecrübeli olanları da göreve çağırdılar. Fehmi Koru da koşarak saflara katıldı. O dönemde Genelkurmay açıklaması hakkında, ‘Yalnız bir dakika! Açıklamada, ‘dış tehdide ilişkin bir plan’ denildiği halde, yayımlanan senaryo ve hemen ardından seminere katılan subayların yaptığı değerlendirmelerin deşifresinde ‘iç düşman’ kavramı sıkça geçiyor. Hazırlığı yaptıran komutan da, ekranda kendisini savunurken, yapılan çalışmanın ‘iç düşman’ algılamasıyla ilgili olduğunu söylemişti” diye yazan da aynı Fehmi Koru... Bugün Balyoz’a çok şaşan ‘kullanışlı’ da aynı Fehmi Koru.
Hatta, ‘İç veya dış düşmana karşı yapılan askeri hazırlıklar, ne zamandan beri bir bakanlar kurulu listesi ve hükümet programı da içeriyor?’ sorusunu soran da aynı adam. Anlaşılan, durum değişince sorular da değişiyor. Kullanışlı olmak böyle bir şey işte.”
Yazının tümünü internette bulabilirsiniz, uzunluğu nedeniyle hepsini almam mümkün olmadı.
İnsanların kendilerini bu hallere düşürmeleri, iktidara yaranmak için geçmişlerini inkar etmeleri, kendilerini “kullanışlı” ve “aptal” ilan etmeleri doğrusu ya içimi acıttı.
Bugünkü çıkarları için her aşağılanmaya razılar.
Halbuki akıl ve mantık onlara “önünde daha uzun bir yol var, hayatın boyunca taşıyacağın bir lekeyi alnına böylesine iştahla sürme” demeliydi.
Dememiş. Demiyor…
Bir ülkede çöküntü başlayınca orada çürümekten, lekelenmekten çekinmeyen bireyler de çoğalıyor demek ki…