Anne babanın üzerine titrediği 14 yaşında bir çocuğu korumak, şunun bunun değil, aslında bütün bir toplumun görevidir...
14 yaşında çocukları koruyabilmek için, o çocukları, onların hayallerini ve hayatlarını bilmek gerekir...
Çocukların hayallerini ve hayatlarını bilebilmek için, insanın içindeki çocuğun ölmemesi gerekir...
İçinde “çocuk”u yaşatamayanlar, çocukları yaşatamazlar...
Çocukla çocuk olamayanlar, çocukların hayallerinden hayatlar kuramazlar... Olamazlar...
İnsanlarının hayatlarını hoyratça harcayan toplumlar, çocukları kolayca harcarlar...
14 yaşındaki çocuk “Eve ekmek almaya mı gidiyordu?..”
Yoksa maske takmış protesto eylemi mi yapıyordu?..
Bu sorunun cevabından, “bir haklılık yaratılmaya uğraşılıyor...”
Ne yazık...
14 yaşındaki bir çocuğun maskeli protestosunun bile; “Bir oyun olduğunu anlamayacak kadar çocukluklarından uzaktırlar” bunu yayanlar...
Bir çocuk oyun oynar...
Bir çocuk maske taktığında da oyun oynadığını sanır...
O bir çocuktur...
Ona gaz sıkılmaz...
O bir çocuktur...
Ona “caydırma yapılmaz...”
O bir çocuktur...
Ona gösterici muamelesi çekilmez...
Berkin’in yaşındaki çocuklar, Çağlayan’da oyun merkezinde her hafta, polis oluyorlar, gazeteci oluyorlar, itfaiyeci oluyorlar, radyocu, televizyoncu, otelci, dişçi, benzinci oluyor, oyun oynuyorlar...
Oyun oynayan çocuklara, biber gazı sıkılmaz...
14 yaşında çocuklar protestocu sayılıp, gazlar arasında boğulmaz...
Çocukların hayatlarını korumak, insanların hayatlarını kollamaktan geçer...
İnsanın “hayatının saygı görmediği yerde yavrusunun hayatı da kıymet bulmaz...”
Sonunda “ne kadar insansa, o kadar da yavrusu”dur...
Bu gerçek değişmez...
Hoşçakal Berkin mi desem?..
Elveda yavru mu?..
Yoksa elveda insanlık mı?..
Bu da pek fark etmez!..