Ne mutlululuk, ne mutluluk... Katil zanlısı yakalanmış!!!
Öyle diyorlar...
Hiç gerek yok zahmet edip zanlı manlı demeye...
Katil deyin çıkın işin içinden...
“Katil 17 yaşındaki o çocuk...”
Neydi adı?..
Ogün...
Soyadı?..
Samast...
Bu öyle bir katil ki, dünyanın en sansasyonel 20 hedefinden birini öldürür, otobüs terminaline gidip, 21 numarada bileti alarak ‘gâri’ otobüsle memleketine döner...
Sanırsınız manavdan portakal çaldı kendisi...
Öylesine rahat...
Cebinde 1 lirası var...
Ama silahı ateşlerken taktığı beyaz beresi, 7’si şarjörde 15 mermisi ve tabancası otobüste yakalanmayı bekliyor...
Pes!..
İstanbul’un göbeğinde çanta kapan, kapkaççılar bile, tanınmamak için kıyafet değiştiriyorlar bu ülkede...
Sen dünyayı ayağa kaldıracak adamı İstanbul’un ortasında güpegündüz vur...
Kafandaki beyaz bereyi bile atmayı akıl etme...
Cebinde de 1 lira...
Biri bizle fena halde dalga geçiyor ama kim?..
Adam kalkacak İstanbul’dan Samsun’a, Samsun’dan Trabzon’a 24 saat yol katedecek?..
Canı köfte ekmek de mi çekmez ki cebine 10-20 lira koyup öyle yolculuk etsin?..
Sen git Türkiye’yi kana bula...
Sonra da uslu uslu git terminale...
Cebinde beyaz bere...
Beraberinde silah ve mermilerle...
Hrant Dink’i mükemmel koruduktan sonra, Vali Bey yakalamayı gururla açıklıyor:
“İyi ki silah da yanındaydı... Yoksa bir ’meczup genci karşımıza katil zanlısı diye çıkardılar’diyeceklerdi..”
Vallahi helal olsun...
Tevekkeli...
Yarım saat herkese teşekkür etti Vali Bey...
Ben pek anlamam ama adama sormazlar mı?..
Hani sanki “yakalanmak istiyor” gibi değil mi bu çocuk?..
İnsan adam vurduğu silahı, gayr-ı ihtiyari bir yerlere atmaz mı, bir tarafa gömmez mi?..
Elinde kabak gibi silahla yakalanmak niye?..
“Hani ben yaptım... Arkamda da kimse yok” demek için olamaz mı?..
Yoksa?..
Beyaz bereyi annesine hatıra niyetine mi götürmektedir Trabzon’a?..
Çerçeveletip evinin duvarına mı asacaktır, arkadaşlarına göstermek için, “bakın adamı vurduğum beyaz berem” diye?..
Ben de Sayın İstanbul Valisi gibi herkese teşekkür ediyorum etmesine de...
Hani anlayamadığım bir husus var?..
Bütün televizyonlar aralıksız çocuğu gösteriyor?..
İnsan televizyonlarda kendisini bütün dünyanın aradığı adam olarak görse, Allah için kendine bir çeki düzen vermez mi?..
Saçını değiştirmez mi, sakalını kesmez mi?.. Hiçbirşey yapamıyorsa pazardan bir gözlük alıp takmaz mı?..
Bizimki öyle değil...
Utanmasa silahını da kucağına alıp öyle seyahat edecek...
Hiç mi bir süre saklanmayı düşünmez bu çocuk?..
Hayır çocuğa verilen “talimat” açık...
“Hiçbir şey yapma...
Koyun gibi yakalan...”
Tetikçi Ogün Samast...
Azmettiren Yasin Hayal...
Dosya tamam...
Hani sanki birileri, açarak bütün kartları...
Kapatmak istiyor geride kalanları...
Bizim Vali Bey de övünüyor:
“Silahı yanında bulduğumuz çok iyi oldu... Ya bulmasaydık...”
Ya beyler, beyefendiler...
Birileri bizimle fena halde dalga geçiyor olmasın sakın?..
Böylesi bir suikastin katili bu kadar açık açık bağırır mı “ben katilim” diye...
Bu kadar açık “Gelin beni yakalayın... İşte berem, işte silahım” diye...
Suikastin bir raconu da mı yoktur en azından Mehmet Ali Ağca’nınki kadar?..
Bu işler mi bu kadar ucuzladı, yoksa birileri bu kadar ucuzu öne sürüp, arkadakini gizliyor?..
Kimse kusura bakmasın!..
Eğer bu olay Trabzon’daki bir gençlik çetesinden ibaretse adama sorarlar...
“Bu çete, bir rahip öldürürdü, Mc Donalds’ı bombaladı, hala niye kimse bir şey yapmadı da Hrant’ı da hakladı?...”
Bu ne menem bir çetedir...
Herşeyi yapmakta, kimsenin ruhu duymamakta...
Herhalde birleri dalga geçiyor...
Sanmıyorum bu iş bu gençlik çetesinden ibaret...
O zaman Vali Bey’e sormam lazım?..
“Katili yakaladık” mı demiştiniz?..
Emin misiniz?..
Yakaladığınız “yakalanmak isteyenler” olmasın sakın.
“Biz vurduk işte” deyip bizi uyutmaya kalkanlar olmasın sakın?
