Ölüm çok şey gösterir!

Haberin Devamı

Yine gösterdi. Çocuk ölümleriyle kararmış yüzümüzü gösterdi. Berkin’i ölüme gönderen karanlık yüzümüzü gösterdi.

Bedeninden 13 kurşun çıkarılan on iki yaşındaki çocuğun yanına Berkin’i de yollayan insanların büyük oyunlarının acımasızlığını da gösterdi.

Acımasız ve anlamsız.

Çocuk ölümlerinin bile aşamadığı kabuklarımızı gösterdi. O kabuklar ki, her ölümde biraz daha katılaşıyor, aklımızı ve vicdanımızı iyice görünmez hâle getiriyor.

Berkin ilk değil, son da olmayacak, çünkü aklımız iyiyi kötüyü ayırt edecek, vicdanımız “durun” diyecek olgunluğa erişmedi.

Gördüğümüz, bildiğimiz

İnsanın değerinin en yüksek değer olduğu bir toplumda yaşamayı görmediğimiz, bilmediğimiz için sürekli zorlanıyoruz.

Gördüğümüz, bildiğimiz, her ölümden yeni ölümler üretmek, şiddetin ve gücün imkânlarıyla başkaları için hayatı cehenneme çevirmek.

Bütün insanların insanca yaşadığı bir toplumu hayal bile edemiyoruz, ufkumuz yetmiyor.

Bütün insanların insanca yaşadığı, adına şimdilik demokrasi denilen bir insan ilişkileri düzeninin ister gibi yapıyoruz, ama aslında istemiyoruz.

Ele güne karşı ayıp olmasın, bizi hor görmesinler; bizi geri ve ilkel bulmasınlar diye ister gibi yapıyoruz.

“Gibi” yapmaya öyle alışmışız ki, asla aynaya bakmıyoruz, kendimizi görmekten kaçıyoruz.

Sonra bir çocuk ölümü daha geliyor, bizi bize gösteriyor. Ölümün bütün çıplaklığıyla gösteriyor.

Umut umuttur...

Öyle kabuklar içinde burulmuş kalmışız ki, yine görmemek için direneceğiz.

Direndikçe çocuklar ölecek, direndikçe insanlar biraz daha mutsuz olacak, direndikçe umut ve hayal kelimeleri hafızamızdan düşecek.

Bu çocuk tabutunun arkasına geçsinler, onun üzerinden bize, kendilerine baksınlar. Bir daha baksınlar. Sonra eve gitsinler, kendi çocuklarına baksınlar ve onları neye mahkûm ettiklerini düşünsünler.

Berkin’den önceki çocuk ölümleri, genç ölümleri kabukları kıramadı, akılları ve vicdanları düzeltemedi. Ama umut umuttur, belki Berkin bazı gözleri açar.

Açmazsa da yeni Berkin’lerle ağlar, sadece ağlayarak körleşmenin en ucuna kadar gideriz.

DİĞER YENİ YAZILAR