Tansiyon yükselmez, düşer

Ankara’da herkes aynı sorunun yanıtını arıyor: “Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında neler oluyor?”

Doğrusu, bu sorudan ziyade, asıl, bu sorunun doğurduğu başka sorularla ilgileniyorum. Bir, hatta birkaç adım ötesi ile yani...

Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında ortaya çıkan mevcut durum nereye varır?

Medya aracılığıyla, yani kamuoyu önünde verilen ‘karşıt’lık görüntüsü devam eder mi?

Gerginlik bir ‘ayrışma’ya evrilir mi?

***

Önce Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’ndan ayrılıp siyasete girme kararına gösterdiği tepki ve nihayetinde aldığı sonuç...

Ardından, çözüm süreci konusunda hafta sonu yaptığı açıklamalar...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kritik noktalarda tavrını koymaktan, gündemi belirlemekten, ağırlığını hissettirmekten geri durmuyor.

Onu tanıyanlar, yapısını bilenler için sürpriz değil bu durum.

***

Burada dikkat edilmesi gereken, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hareket tarzı.

Hakan Fidan vakasını, kendi açısından mümkün olan en az hasarla atlatan Davutoğlu, şu anda da dikkatli ve ihtiyatlı bir çizgide durmayı tercih ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile - hele de kamuoyu önünde - karşı karşıya gelmemeye özen gösteriyor.

Haberin Devamı

Fakat kimileri, bu tavrın, Davutoğlu’nun yaşananlardan rahatsız olmadığı anlamına gelmediğini söylüyor. “Belli ki, rahatsızlığını - belki açıkça değil ama - diplomatik bir üslup ile mesai arkadaşlarından bazılarıyla paylaşıyor Başbakan” diyenler çoğunlukta.

(İlk günden beri parti ve hükümet içindeki özgül ağırlığına vurgu yapan, kendini Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün ardından bu siyasi hareketin ‘3 numarası’ olarak konumlandıran) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın çıkışının ardında da “belli ki” denilen bu durumun olduğu konuşuluyor.

Yaygın görüş, Arınç’ın o açıklamaları; Davutoğlu’nun talimat ya da talebi üzerine değil ama onun nabzını tutarak yaptığı yönünde.

***

Başta da söyledim... ‘Dün’e değil, ‘yarın’a bakmak gerek.

Cumartesi İstanbul’da gerçekleşen Cumhurbaşkanı - Başbakan görüşmesi önemli.

Bu noktada, davet sahibinin Cumhurbaşkanı olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor.

Haberin Devamı

Ve bu görüşmenin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasının tonu ve içeriği mühim.

Erdoğan bıraktığı yerden devam etmedi. Çözüm süreci ve izleme kurulu konularında son söylediklerini yinelemedi, konunun üstüne gitmedi. Hedefine Bülent Arınç ya da hükümeti değil, PKK’yı ve HDP’yi koymakla yetindi.

“Hükümetimiz, devletimiz...” vurgusu da önemliydi elbette.

Gerek gördüğünde yine sesini yükseltmekten çekinmeyeceğini gizlememekle birlikte, Cumhurbaşkanı’nın dünkü konuşmasına, Davutoğlu ile yaptığı görüşmede oluşan havanın yansıdığını tahmin etmek mümkün.

Tabii dolayısıyla o görüşmede, Davutoğlu’nun Erdoğan’ı rahatlatacak mesajlar verdiğini düşünmek de...

***

Sonuç olarak...

Karşılıklı açıklamalarla ortaya çıkan Beştepe - Çankaya hattındaki gerilimin, artacağını değil düşeceğini tahmin ediyorum. Mesajlar alındı.

Tabii bu noktada, yaşananlar üzerinden durumdan vazife çıkartıp sürece dahil olanların yaratacağı artçı sarsıntılara, üst kademelerden prim verilip verilmeyeceğine de bakacağız.

Haberin Devamı

***

Bu arada, yukarıdaki cümlede geçen ‘Çankaya’dan kastım hükümet elbette.

Ankara’nın siyaset terminolojisinde bir değişiklik var artık.

Çankaya Köşkü, eskisi gibi Cumhurbaşkanlığının değil, bundan böyle Başbakanlığın adresi olacak.

Dün Bakanlar Kurulu’nu ilk kez Çankaya’da toplayan Davutoğlu artık eski Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde çalışacak.

DİĞER YENİ YAZILAR