Bordo bereler Çukurambar’da kaldı

Haberin Devamı

“(...) Ben bunun suikast girişimi olduğunu da düşünmüyorum.”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 19 Aralık 2009‘da yaşanan ve Türk siyasi tarihine ‘Çukurambar olayı’ ya da ‘Arınç’a suikast girişimi iddiası’ olarak geçen o unutulmaz vaka ile ilgili olarak, üzerinden geçen üç yılın sonunda böyle dedi.

***


Olayı biliyorsunuz...

Biliyorsunuz da; devamında ‘Kozmik Oda aramaları’nın geldiği o gün, ‘aslında ne olduğu’nu, yani gerçeği, hâlâ hiçbirimiz bilmiyoruz.

***


Önceki gün de yazmıştım...

Arınç, hafta sonu katıldığı canlı yayında, konuyla ilgili olarak aynen şunları da söylemişti:

“(...) soruşturma sırasında zannediyorum 8 tane subayın veya astsubayın sorgulanmak üzere mahkemeye sevk edildiği, bunlardan 3’ü hakkında tutuklama beşi hakkında salıverilme istendiği ama hepsinin salıverildiği, savcının itirazına rağmen mahkemenin bunu reddettiğini yine gazetelerden okudum.

Aradan 3 sene geçti. 3 sene sonra bugün bir dava açılmadığını biliyorum. Açılsa haberim olurdu. Çünkü benimle ilgili vuku, kamu hukuku adına takip ediliyor. Dolayısıyla o kozmik odalarda ne çıktı, çıktı mı çıkmadı mı, ne kadar inceleyebildiler, ne kadar imkan bulabildiler inanın bu konuda hiç bir bilgi sahibi değilim.”

***


Başbakan Yardımcısı, olayın muhtemel şüphelileriyle ilgili bilgisinin, medyada yer alan haberlerle sınırlı olduğunu söyledi.

Evet medyada, konuyla ilgili birçok haber çıktı, bu doğru.

Doğru da; bu haberlerin hiç birinde, olayla bağlantısı olduğu iddia edilen subay ve astsubayların akıbeti konu edilmedi.

Haklarında dava açılmayan, hatta iddianame dahi tanzim edilmeyen bu kişilerin yaşadıklarını kimse konu etmedi.

Galiba kimse merak da etmedi bu insanların başına gelenleri.

***


Ben anlatayım...

***


Kamuoyuna ‘suikast hazırlığında’ diye

tanıtılan iki subay, Çukurambar’da ‘suçüstü’ (!) yakalanmıştı.

Haberler bu yöndeydi, hatırlarsınız.

Biri albay, biri binbaşı rütbesindeki bu iki kişi Özel Kuvvetler mensubuydu. Yani ‘Bordo

Bereli’ydiler.

O albay ve o binbaşı, Kirazlıdere’deki

Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge

Başkanlığı’nda görevliydi.

Olayın ardından...

- Bahse konu albay ve binbaşı ile birlikte o birimde görevli olan personelin tümü, önce Ankara Gölbaşı’nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı Karargahı’na alındı.

Sonra...

- Albay Afyonkarahisar’a tayin edildi.

- Binbaşı (şu anda yarbay) Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’na (EDOK) atandı.

- Dönemin Özel Kuvvetler Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanı albay (karargahtaki görevinin ardından) 2012 Ağustos Şurası’nda kadrosuzluk sebebiyle emekliye sevk edildi.

- Yine aynı dönemde aynı yerde (Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı) görevli olan bir başka albay Genelkurmay Karargahı’nda görevlendirildi.

Kirazlıdere’de görevli iki de astsubay vardı...

- Bordo Bereli astsubaylardan biri Gaziantep’e tayin edildi.

- Diğer astsubay ise kendi isteğiyle emekli oldu.

***


Yukarıda bahsettiğim subay ve astsubayların sadece kariyerleri değil, kaderleri de değişti o gün itibariyle.

Her şeyden önce ‘Özel Kuvvetler’ bünyesinden çıktılar.

Bu durum, özlük haklarında bir kayba yol açmadı belki ama ciddi bir prestij erozyonu yaşadılar.

Resmi olarak haklarında herhangi bir suçlama yoktu ancak yapılan haberler ve oluşan gündem üzerine en yakınlarının gözünde dahi ‘şüpheli’ konumuna düştüler.

Özel yaşamları etkilendi, aile üyelerinin hayatları değişti.

Özetle, o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı onlar ve aileleri için.

***


Son bir not:

2009’un Aralık ayında Özel Kuvvetler Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı‘nda görevli personelin akıbeti böyleyken...

Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı korgeneral terfi etti.

Bugün, orgeneral rütbesi ile TSK’nın komuta kademesinde görevine devam ediyor.

*****


KEŞKE...

Armutların sapları ile üzümlerin çöpleri bu kadar rahatsız edici olmasa.

DİĞER YENİ YAZILAR