Üç sene önceki kozmik gündem

Haberin Devamı

“Ben de bekliyorum... Bu konunun mağduruysam, sonuç beklemek benim de hakkım.”

Bu sözlerin sahibi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç.

Arınç’ın, “Mağduru olarak sonuç beklemek hakkım” dediği konu ise üzerinden bir buçuk seneden fazla zaman geçen o ünlü, ‘Çukurambar suikast iddiası.’ Hani şu hemen ardından gelen kozmik oda aramasıyla tam bir krize dönüşen “Çukurambar suikasti iddiası.”

Bülent Arınç ile dün Meclis Kulisi’nde sohbet ettik. TBMM Başkanlık seçimi için yapılan oylamalara verilen araların birinde, “Ne oldu sizin şu olay yaratan suikast iddiası konusu” diye sorduk. Arınç, “Ben de bekliyorum... Yargının işine elbette karışmak olmaz ama açıkçası ben de bir an önce bir sonuç alınmasını umut ediyorum” diye başladı söze.

“Çok uzun zaman oldu ve hala ortada bir iddianame yok” dedik. Bülent Arınç devam etti: “Evet, gerçekten çok uzadı. Hiç unutmuyorum, 19 Aralık’tı... 2009’un 19 Aralık’ı... Ben Manisa’daydım. Bu çok önemli bir konu elbette. Üzerinden bir buçuk yıldan fazla vakit geçti ve ortada henüz somut bir gelişme yok.”

- Peki takip ediyor musunuz süreci? Ve ne olacağını tahmin ediyorsunuz?

“Arada sırada ben de avukatlarıma soruyorum, ‘Var mı bir haber’ diye. Şu ana kadar yok... Soruşturma aşamasından sonra bir dava açılacak mı, yoksa kovuşturmaya yer olmadığına mı karar verilecek bilemiyorum. Ama doğrusu ben de merak içindeyim. Ve eğer bu olayın mağduruysam, bir sonuç beklemek herhalde benim de hakkım, öyle değil mi?”

Başbakan Yardımcısı Arınç’ın, “Soruşturma neden bu kadar uzamış olabilir?” sorumuz üzerine söyledikleri ise yanıtlarının belki de en dikkat çekicisiydi: “Belki benimle ilgili olan kısmın dışında boyutları da vardır ve o sebeple uzamıştır. Bilemiyorum...”

***


Yukarıdaki, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile yaklaşık bir buçuk sene önce yaptığımız görüşme üzerine 5 Temmuz 2011 tarihinde bu köşede yazdığım yazının bir bölümü.

***


“Bu dava açılmadı bildiğim kadarıyla. Yani zaten sıkıntı veya beklenti bununla ilgili. Soruşturmayla ilgili savcıyı tanımıyorum ve ne olduğunu merak ediyorum.

Ben bunun suikast girişimi olduğunu da düşünmüyorum. Niye benim evimi gözetliyorlar ve niye benim evimin adresi onun elinde ve niye yutmaya çalışıyor.

Ben çatlıyorum, soramıyorum ne Adalet Bakanı’na, ne başsavcıya ne de bu işle ilgili olan insanlara. ‘Gördün mü şunu etkiliyor veya bunu etkilemeye çalışıyor’ demesinler diye. Bence bu bir gözetlemeydi. Bu gözetlemenin sonucunda ne olacağını bilemeyiz. Ama ceza hukuku bakımından eldeki deliller eğer doğru ise anlatıldığı kadarıyla benim evimin gözetlendiği ama sadece bununla kaldığı, bunun arkasından ne yapılmak istendiğini ben bilmiyorum. Sonra yine soruşturma sırasında zannediyorum 8 tane subayın veya astsubayın sorgulanmak üzere mahkemeye sevk edildiği, bunlardan 3’ü hakkında tutuklama beşi hakkında salıverilme istendiği ama hepsinin salıverildiği, savcının itirazına rağmen mahkemenin bunu reddettiğini yine gazetelerden okudum.

Aradan 3 sene geçti. 3 sene sonra bugün bir dava açılmadığını biliyorum. Açılsa haberim olurdu. Çünkü benimle ilgili vuku, kamu hukuku adına takip ediliyor. Dolayısıyla o kozmik odalarda ne çıktı, çıktı mı çıkmadı mı, ne kadar inceleyebildiler, ne kadar imkan bulabildiler inanın bu konuda hiç bir bilgi sahibi değilim.”

***


Bu bölüm de, Bülent Arınç’ın hafta sonu Habertürk’te katıldığı bir canlı yayında söyledikleri.

Bu hafta sonu... Yani olayın üç sene sonrasında...

***


Tam üç sene önce bugünleri hatırlarsınız...

Türkiye ayağa kalkmıştı bu olay üzerine. Ardından ‘Kozmik Oda’ olarak bilinen, Ankara Kirazlıdere’deki Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda günler süren aramalar yapılmıştı.

Aradan üç sene geçti.

Ve...

Orta yerde durmaya devam eden üçten fazla soru var.

*****


KEŞKE...

Karşımızdakini kendimiz gibi bilenler olarak, bu kadar çok hayal kırıklığına uğramasak.

DİĞER YENİ YAZILAR