Milli tank için tarih belli oldu!
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, milli tank projesi Altay'ın testlerinin sürdüğünü belirterek, "2018'de Altay tankı, TSK'nın envanterine girer diye düşünüyoruz" dedi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Savunma sanayindeki gelişmelerin ardından yerli üretim helikopter ATAK ve piyade tüfeği askerlerin kullanımına sunuldu. Milli tank ve milli savaş uçağına ilişkin çalışmalar da yapılıyor. ATAK ile ilgilenen ülkeler var mı ve ihracatı yapılacak mı? Ayrıca, Milli Tank projesi Altay'ın ne zaman kullanıma hazır hale gelmesi hedefleniyor?" sorusu üzerine Yılmaz, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda, yeterli haberleşme sistemi bulunmadığından, kendi uçağıyla, gemisini vurmuş bir Türkiye'nin olduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin, kendi savunma sanayisi, dost, düşman ayırıcı sistemi olmadan, haberleşmeyi sağlamadan güçlü olamayacağını, savaşa giremeyeceğini, girse de başarıya ulaşamayacağını yaşayarak gördüğünü belirten Yılmaz, milletin de katkılarıyla, bir yerli savunma sanayi oluşturulması yolunda girişimin başladığını, en büyük atılımın da son 12-13 yılda yapıldığını ifade etti.
Mayına dayanıklı Kirpi'nin Tunus'a, insansız hava aracı "Bayraktar mini İHA"nın Katar'a ihraç edildiğini, TSK'ya teslimatı yapılan taktik seviyedeki "Bayraktar" üzerindeki çalışmaların devam ettiğini anlatan Yılmaz, 30 bin feete kadar çıkan ve 24 saatin üzerinde havada kalabilen insansız hava aracının üretildiğini kaydetti.
İnsansız hava aracı olarak ayrıca "Karayel" ve "ANKA"nın da bulunduğunu belirten Bakan Yılmaz, bu araçların silahlı olması için de çalışmaların devam ettiğini dile getirdi. "En iyi referans TSK" Bakan Yılmaz, Türkiye'nin kendi tankını, milli gemisini ürettiğini ifade ederek, "Altay tankımızda bir noktaya geldik, testleri devam ediyor. Seri üretime ilişkin çalışmaların başlatılması hususunda kararı aldık, çalışmalar devam eder, olumlu neticeler alınırsa, 2018'de Altay tankı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine girer diye düşünüyoruz" ifadesini kullandı.
Altay'ın, 2000-2010 yıllarının teknolojisiyle üretildiğini, atış kontrol, zırh ve diğer sistemlerinin yeni olduğunu anlatan Yılmaz, Altay'la ilgilenenlerin bulunduğunu, önceliğin seri üretime geçilip, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslimi olduğunu söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir marka olduğunu, kılı kırk yardığını belirten Bakan Yılmaz, şöyle devam etti: "A-400M uçağını her tarafa teslim ettiler ama bizim Türk Silahlı Kuvvetleri hemen almadı. Onun üzerine, 'haksızsınız falan', Fransa diyor ki 'ben aldım', İspanya, 'ben aldım da sen niye almıyorsun?' Sen alırsın ama Türk Silahlı Kuvvetleri almaz. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terazisi yüzde yüz, mükemmel bir eser almak. Yani 'kervan yolda düzülür' anlayışı yok. Silahlı Kuvvetlerimize teslim edildikten sonra diğer ülkeler için iyi bir referans olur. Silahlı Kuvvetlerimize teslim edilmişse demek ki o ürün başka ülkelerin silahlı kuvvetleri için de güvenilir bir ürün haline gelmektedir. En iyi referans Silahlı Kuvvetlerimizin, kendi ürettiğimiz ürünleri kullanmasıdır."
"İhraç edebilme yeteneği kazanacağız" Yerlilik için çok ciddi bir çalışma yapılması gerektiğinin altını çizen Bakan Yılmaz, "Önceden yüzde 85-90 Silahlı Kuvvetlerimizin dışa bağımlılığı varken, şimdi bağımlılık yüzde 50'nin altına düştü. Yerlilik oranı yüzde 55 oldu. Peki hedefimiz ne? Yüzde 100'ü sağlayabilmek" diye konuştu.
Bakan Yılmaz, Türkiye'nin ürettiği SOM füzesinin motorunun Fransa'dan alındığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "SOM füzesini bir yere ihraç etmek istediğinizde, Fransa 'bendeki olan motoru, üçüncü ülkelere ihraç edemezsin' diye bir kısıt koyduğunda, kendi ürününüzü de satamıyorsunuz. Demek ki bütün malzemeleri içinde bulunan, yazılım, motor, kamera dahil, hangi sistem olursa olsun, en ufacık bir sistem bile olsa, o sistemin yüzde 95'i sizin ama yüzde 5'i yabancı. O yabancılıktan dolayı yüzde 95'i ihraç edemiyorsun. Dolayısıyla yüzde 100'ü yakalamak bizim hedefimiz."