Öpülmek istemeyen çocuklar vardır. Kol altından, bacak arasından kaçacak bir delik bulurlar mutlaka; ama orasından burasından kavrarsınız yine! Elleriyle salyalarınızı silerler, hatta bazen vururlar size; “Yaa! Bırak beni” diye inlerler, hiç aldırmazsınız değil mi? “Aman bu da hiç sevdirmez!” dersiniz, ardından minik bir kahkaha; ve yalamaya devam edersiniz çocuğu. Halasının, teyzesinin, amcasının, ablasının ‘suratsızı’dır o. Aslında ister öpülmek, kim istemez ki? Ama işte bir pozlar, bir şeyler… Buna da inandırırsınız kendinizi…
YANAKLARA SINIR İHLALİ
Dikkat edin; anası babası değildir çocuğu öpücükleriyle hayata küstüren… Konu komşu, 40 yılda bir gelen Almanya’daki teyze ve diğerleri… O yanaklar ve o gıdıklar üzerindeki sınır ihlalleri ikinci, üçüncü, dördüncü derecelerin eylemidir genelde!
AĞZININ KENARIYLA GÜLECEĞİ DANGALIKLAR
İşte Nejat İşler’in hastalığının duyulduğu günden bugüne, atılan her tweet’te, yazılan her yazıdaki hissiyatım bu. İyi de neden öptürmek istemiyor bu adam peki? ‘İçti, içti… Olacağı buydu! Hak etti!’ler gün yüzüne çıkar diye mi? Hiç sanmıyorum… Böylesine avam bir şöhretler aleminde acayip havalı bir yer edinebilmiş, kariyerinin ilk gününden bu yana mekân çıkışı ‘ağza mikrofon dayamaların’ hepsinde ‘Nejat Bey!’ olabilmeyi başarmış bir adamın ağzının kenarıyla güleceği dangalaklıklar bunlar…
NEREDEN SİZİN ‘OĞLUNUZ’ OLUYOR, PARDON?
Ama işte… ‘Diren Nejat’larda sorun yok da, hiç görmediği kadınlardan, aynı masada 5 dakika oturmaya bile tahammül edemeyeceği adamlardan ‘Diren be oğlum’ gelince; o zaman sorun var işte! Hastaysa, yardıma muhtaçsa, ölüm döşeğindeyse ‘oğlum’ olur; incelir bütün duvarlar o yatağında yatarken; kimse ona sormazken… Onca sene ilmek ilmek ördüğü korunağını, ‘seçmediği’ bir hastalık paramparça eder. İnanmazsınız ama; bu bazıları için ölümden daha beter olabilir. Evet, çok güç inanması ama; olabilir. “Vah vah yazık oldu”cular, ölmeden mezara koyanlar, di-li geçmiş zamanlarını ceplerinde taşıyanlar da cabası…
’AY DAHA GEÇEN BİR ŞEYİ YOKTU…’
"Daha geçen konuşmuştuk!"lar başlar çünkü sonra… İşin aslı 6-7 yıl önce bir galada, 6-7 kişilik grubun içindeki iki kişiden biri olabilmişlerdir belki de ama "Geçen konuştuk!" yalanlanamayacak kadar muammalıdır. Hadi, ben de katılayım madem o kervana; 2-3 mesajlık, 5 dakikalık anımı paylaşayım. Bundan birkaç sene önce Hürriyet’te mini mini bir stajyerken, 'canlı müziğin en iyi 10 adresi'ni seçiyoruz; jüri listemde de tabiî ki Nejat İşler var. Daha telefonunu bir gazeteci büyüğümden alırken başlıyor korku: “Yalnız bilmediği numaraları açmaz. Önce mesaj atılır ona, işi severse döner o!”…
SIKIŞTIRMAZSAN GELİR ZATEN KENDİLİĞİNDEN
Atıyorum kibar, korkak bir mesaj; en iyi müzik dinlediği 5 mekânı soruyorum. ‘Yok abi, beni karıştırma… Hadi eyvallah!’ diyor. Zaten benim için beklenen son olduğu için üstüne gitmiyorum hiç, teşekkür ediyorum. 15 dakika sonra bir mesaj… 2 mekân adı yazmış. 20 dakika sonra 3 tane daha… Sonra yeni bir mesaj: “Şimdi bunların sıralaması şöyle olsun…” Ve arıyor. Çat çat çat; listesini sayıyor 1’den 5’e… ‘Eyvallah’ diyor, kapatıyor. 1 saatini buna harcadığına yüzde yüz emin oluyorum. O gün nedense Nejat İşler bende ‘Öptürmek istemeyen çocuk’tan, ‘Sen sıkıştırmazsan, o gelir öper zaten’e evriliyor böylece.
İYİ DİLEK PORNOSUNA SİZ ENGEL OLUN!
Ne ben, ne bir başkası size o çok sevdiğiniz adamı ‘öpmemenizi’ öğütleyemez zaten. Kimsenin haddine değil. Ama 140 karakterde ‘iyi dilek’ pornosu çevirenlerin salyalarını silemiyor şu anda Nejat İşler; bildiğiniz gibi yoğun bakımda. Fakat siz silebilirsiniz, uyarabilirsiniz. Yalamak yerine, temiz bir buse kondurmayı seçenler, içinden böylesi gelenler… Siz yapabilirsiniz!
Öptürmek istemeyen çocuk: Nejat İşler
Bu yazının hiçbir yerinde ‘Diren be oğlum! Hadi dön aramıza!’lar yok; baştan anlaşalım. Çünkü ilmek ilmek yıllarca bir duvar ören, bir ‘duruş’ edinen bu özel adama sırf ‘hasta’ diye ‘oğlum’ diyebilmek haddim değil, kimsenin olmamalı!
Haberin Devamı