Mardin'de bütün dinler Sırat Köprüsü"nden geçti

Hıristiyan, Müslüman, Türk, Kürt, Arap ve Süryani soyundan gelen Mardinliler'in tek amaa Mardin'i tanıtmak ve konuklarını mutlu etmek. Dünyada gördüğüm en güzel ve neşeli çocuklar Mardin'de. Herkese: "Hoşgeldin, sizi görmek ne büyük mutluluk" diyen bu çocuklara baktıkça bir saatlik mesafedeki Diyarbakır'da, çöplük içinde boş konserve kutusundan bir damla süt çıkarmaya çalışan çocukları düşündüm. Bu korkunç tezatın sırrının Mardin'deki değişik din sahibi insanların özel yaşamlarındaki hoşgörüde yattığını hemen anlıyorsunuz. Hiç kimsenin ağzından "BEN" sözcüğü çıkmıyor. Herkes söze "BiZ" diyerek başlıyor.

Çanlarla Ezanlar
Dinlerarası sempozyumun yapıldığı Kasımiye Medresesi'nde ezan sesiyle çan sesleri aynı anda gökleri inletirken havada uçuşan balonlar, kuşlar da birbirine kenetleniyordu. Yanyana bölümlerde oturan Süryani, Yahudi ve Müslüman gençlerin korolarından çıkan ilahileri dinlerken ve Filistinli çocukları kahrolarak düşünürken beyaz giysiler içindeki Mardinli çocuklar konuklara zeytin dalı uzatıyordu.

Medresedeki havuzun üstüne kurulan temsili "Sırat Köprüsü"nde ilk konuşmaya, Mardinli eşi Emine Aksu'yla katılan, Abdülkadir Aksu yaptı. Patrik Bartholomeos'u dinlerken 12 yıl önce Vatikan'ın muhteşem ama Mardin'deki sıcaklıktan yoksun salonunda yaptığı konuşmayı hatırladım. Patrik o gün Kosova'da Müslümanlar'a yapılan vahşete "Dur" diye haykırıyordu. Mardin'de ise, artık insanların barışa sırtlarını döndüğünü, oysa barışsever, âdil ve dürüst olmaları gerektiğini hatırlatıyordu. Ama kendisi de bu dünyanın kaderini ellerinde tutan politikacılara sesini duyuramayacağım biliyordu. Elindeki kuşları uçururken umutsuzluğu gözlerinden belliydi.

Mardin kalesi'ndeki ışıktan gerdanlık
Kültürlerarası Diyalog Platformu tarafından düzenlenen "Hz. ibrahim'in Aydınlığında Dinler ve Barış" konulu sempozyum Harran Ovası'nda, Mardin Kasımiye Medresesi'nde yapıldı.

Mardinliler'in Eğitim ve Dayanışma Vakfı MAREV, Mardin'in enerji küpü Valisi Temel Koçaklar, heyecanlı Belediye Başkanı Metin Pabuççu ve Yazarlar Vakfı'nın gerçekleştirdiği 24 saatlik programa, özellikle Amerika'dan birçok din, bilim ve düşünce adamı katıldı.

İki özel uçağın taşıdığı konuklar başdöndürücü bir hızla Kasımiye Medresesi'ne, oradan aynı hızla Mardin Sit Alanı'ndaki Kırklar, Süryani Kilisesi (müze), Mardin Ulu Camii, Erdoba Konağı, Hatuniye Medresesi, Deyru-1 Zaferan Manastırı'nın avlusundaki yemekten sonra, Deyru-1 Umur (Mor Gabriel) Manastırı'nı, Nusaybin'deki Mor Yakup Manastırı ve kazı çalışmalarını Prof. Metin Sözen'in şiirsel ve bilimsel anlatımını dinleme ayrıcalığını yaşadık. Midyat'taki Devlet Konuk Evi'ni eski sahibesi ile gezdik. Duvarlardaki yöre taşından yapılan harikulade el işçiliğini hayranlıkla seyrederken ev sahibesi gözyaşlarını haklı olarak tutamadı.

Aile fertlerinden hiçbirinin katılamadığı, Zeynel Abidin'in dedesinin adını taşıyan türbesi ve camii gezilirken aşırı cömertçe fırlatılan havai fişekler en çok oradaki birbirinden güzel ve şeker çocukları mutlu, gereksiz harcanan parayı düşünen bizleri de mutsuz etti.

Görenlerin unutamayacağı, ışıklandırılmış kaleyi seyrettikten, Büyük Mardin Oteli'nde yemeğimizi yedikten sonra sabaha karşı, Mardin'e tekrar dönmek üzere veda ettik.