Mahkemeden çarpıcı gerekçeler!
‘Dinlemeler tek başına delil değil’
İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi, tahliye kararını, “soruşturmanın başında, teknik takip sonucunda tesadüfi olarak elde edilen delillerin, hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu” gerekçesiyle verdiğini açıkladı. Kararda, yapılan inceleme ve değerlendirmelerde şüpheliler hakkındaki delillerin birçoğunun CMK 135. Maddesi gereğince iletişim tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve CMK 140. Maddesi gereğince teknik araçlarla izleme ve neticesinde görüntülerin kayda alınması yoluyla elde edildiği belirtildi.
‘Tesadüfi kanıtlar’
Ayrıca iletişimin tespiti yoluyla elde edilen delillerin tek başına esasa ilişkin olarak delil mahiyetinde bulunmadığı ve yan deliller, olgu ve bulgularla desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Kararda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararlarının irdelenerek CMK 138. Maddesine göre “tesadüfen elde edilmiş kanıtın soruşturma ve kovuşturma aşamasında kullanılamayacağı, CMK 138/1-son cümle gereğince delilin muhafaza altına alınacağı ve durumun başsavcılığa derhal bildirileceği amir hükmünün bulunduğu, bu hükme rağmen şüpheliler hakkında iletişim tespiti yapılırken bazı kamu görevlilerinin dinlemeye takıldığı, mahkeme kararı olmadan bazı kamu görevlileri hakkında teknik araçlarla izleme ve neticesinde görüntü alındığı kaydedildi. Söz konusu hükümlere rağmen elde edilen delillerin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu yönünde kanaat oluştuğu vurgulandı.
‘Dekontlar ve tanıklar’
Rüşvet suçunun TCK’nin 252. Maddesinde düzenlendiği belirtilerek şüpheli Süleyman Aslan’ın savunmaları, evinde yapılan usule uygun arama kararına istinaden ele geçirilen paraların miktarı, savunmadaki paraların kaynağına ilişkin banka dekontu, tutuklama kararından sonra dinlenen tanıkların beyanları incelendiğinde suçun değişme ihtimalinin dikkate alındığı ifade edildi.