Kömür ateş gibiydi herkes biliyordu!
Ocaktan kurtulan madenci ihmalleri tek tek Vatan’a anlattı
Madendeki sıcaklık patlamadan 10 gün önce artmaya başladı. İnanılmaz derecede ısı vardı. Kömürün içten içe yandığı belliydi. Söyledik ama kimse bir şey yapmadı. Patlamadan 1 gün önce o galeride metan gazı yükseldi. Sensör gazı algıladı, sistem kendi kendini kapattı. Çift fan koyup gazı dağıttılar, üretime devam ettiler.
Facianın yaşandığ gün VATAN, Soma’da çalışan bir işçiye ulaşmış ve kazanın sebebine ilişkin tahminini almıştı. Yetkililer trafo patlaması derken, o işçi madendeki ısının günler önce arttığını, gaz çıkışı olduğunu, kazaya trafo patlamasının sebep olamayacağını söylemişti. O işçi ile tekrar görüştük ve son bir hafta madende olanları detaylarıyla dinledik
Eğitim, tatbikat hiç yok
4 yıldır madendeyim. Bu süre zarfında hiçbir şekilde eğitim almadım, tatbikat görmedim, denetleme yapan müfettişe de rastlamadım. Verdikleri hayat kurtarıcı maske hiçbir şekilde bakıma girmedi. Sadece dış yüzeyini çamurundan arındırıp temizleyip bize iade ediyorlardı. Üretim yılı 1950.
Bu sıcaklıkla ilk kez karşılaştım
Facia yaşanmadan 10 gün önce maden ocağında sıcaklık artmıştı. Galerilerde inanılmaz derecede ısı vardı. Böyle bir sıcaklıkla ilk defa karşılaştım. İçeride zor nefes almaya başlamıştık. Kömürün içten yandığı belliydi. Durumu herkes biliyordu fakat kimse önlem almadı. Bir olay yaşancağından korkuyordum.
1 gün önce metan çıktı
H panosunda yani patlamanın olduğu yere yakın mevkide metan gazı çıkmıştı. Gaz yükselince sensör gazı algılayıp elektrik sistemi kapatır. Olaydan 1 gün önce gaz yükselmesinden dolayı sistem kendi kendini kapattı. Oraya çift fan koyulup hava girişi sağladılar. Gaz dağılınca retime devam ettiler. Kömür üretimi orada çok olduğu için gazlı galeri tekrar üretime açıldı ve işçiler orada çalışmaya devam etti. Sıcaklık hiç düşmedi hep vardı.
Tavanlar çok alçaktı
Galerilerin tavanı, anayolların tavanı ağaçla kapatılmıştı. Sanıyorum oluşan yangında bu ağaçlar da yandı. Kurtarmaya katılan arkadaşlar tavanın yanıp göçük olduğunu ve bu sebepten dolayı da cenazelere geç ulaşıldığını söylediler. S panosu ile patlamanın yaşandığı H panosunun tavanı çok alçaktı. Yerden yüksekliği 50-60 santim civarındaydı. Oradan geçerken sürünerek ilerliyorduk. Oradaki malzemeleri çekerek çıkarıyorduk. Orayı duman bastı diyorlar. Dumanda insanlar buradan nasıl geçecek ki?
Genç işçi olay gecesi de VATAN’a konuşmuş, gaz çıkışını anlatmıştı. Yeniden o madende çalışmak zorunda. İşten atılma korkusu nedeniyle adını ve yüzünü yayınlamıyoruz.
İşten atarız tehdidi hep var
Sürekli kömür istedikleri için 8 saat boyunca 5 dakika mola yapmadan çalışıyordu. Yemek yememize bile 10 dakika müsaade ediliyordu. Sürekli üretim yapmamızı istiyorlardı. 100-150 kiloluk malzemeleri 1 kilometre boyunca omuzlarımızda taşıtıyorlardı. Bel ağrısı şikayeti olanlar rapor alırdı, tekrar işe geldiğinde azarlarlardı ‘neden rapor aldığın’ diye. Baskı ve işten atarız tehtidi vardı.
Çizmeyi bile kendimiz alıyoruz
Bize çizme vermiyorlardı, çizmemizi kendimiz alıyorduk. Bizim çizmelerimiz 15 lira, demirli çizmeler ise 70-80 lira. Gücümüz olmadığı için alamıyorduk. Yemeğimizi bile evden getiriyorduk. Yemeğimizi üretim yaptığımız galerilerde yiyorduk. Burada herkes bin 100 liraya mecbur bırakılıyordu.
Banda binene 50 lira ceza
İnsanların yürüyen banda çıkmasını yaksakladılar. Çünkü bu bantta kömürler dışarı çıkarılıyordu. Banda çıkan işçiye bir günlük yevmiye cezası veriliyordu. Bu da 50 liraya denk geliyor. Bunun için işçiler 3 kilometrelik mesafeyi yürüyerek çıkıyorlardı. Ama malzemeli ama malzemesiz herkesi yürütüyorlardı. Bu cezayı işletme müdürü Akın Çelik uygulamaya koydu. İnsanlar ekmek parası için bunlara katlanıyordu.