Kılıç’ın ‘özgül ağırlığı’ ve mesajları
Haşim Kılıç, AKP’yi iktidarının ilk yıllarından itibaren topa tutan “statükocu” yargı geleneğinin tamamen dışındaki bir isim. AYM üyeliği boyunca AKP’nin de içinde olduğu geleneğin çizgisindeki kararlarıyla bunu net biçimde gösteren Kılıç’ın AKP eleştirileri bu açıdan herhangi bir yargı organının eleştirileriyle kıyaslanmayacak kadar “özgül ağırlığa” sahip.
‘Derin yarılma’
Başbakan Erdoğan’a yönelik olarak yorumlanan “gömlek değiştirme” eleştirisiyle birlikte iktidarın gücünün sınırlanmasına yönelik vurguları, Kılıç’ın hukuki ve siyasi kimliğiyle birleştiğinde, AKP’nin oluşturduğu koalisyondaki derin yarılmayı da gösteriyor. “Yargının vicdanını işgal edenlerin kutsalları ne olursa olsun” sonucun değişmeyeceğini söylemesi de tartışmanın “içsel” karakterini ortaya koyan önemli bir örnek. Yargı üzerindeki baskıları AKP’yi bir dönem oldukça rahatsız eden “Mahalle baskısı” kavramıyla açıklayan Kılıç’ın, demokrasi konusunda 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın “komünizm ve faşizm gibi totaliter rejimlerle” mücadelesini örnek vermesi ve Gorbaçov’un bir sözünden alıntı yapması da hükümete yönelik otoriterlik eleştirilerinin yoğunlaştığı bir dönemde AKP’yi oldukça zorlayan bir tonu ifade ediyordu.
Cemaate uyarıları
Kılıç’ın çubuğu hükümet eleştirilerine bükmesi nedeniyle yargı içindeki cemaat yapılanmasına yönelik uyarıları büyük ölçüde görmezden gelindi. Halbuki Kılıç’ın eleştirilerini daha dikkate değer kılan tam da bu nokta. Kılıç, 2010 referandumundan sonra yargıda önceki vesayetin yerine “yeni bir renkte vesayet” geldiğini belirterek AKP-cemaat ortaklığına yönelik eleştiri getirdi. Kılıç’ın “paralel devlet” iddialarının yargıda ve toplumdaki yargı algısında yarattığı tahribatlara dikkat çekmesi, bu iddianın yarattığı psikolojik travma, ayrışma ve bölünmelere işaret etmesi, esasında “cemaat”e yönelik olarak okunması gereken ağır eleştirilerdi. Kılıç, cemaat kadrolarının tayiniyle bu işin çözümlenmeyeceğini ve deliller ortaya konularak üzerine gidilmesi gerektiğini söylemesi de “Kimse bu yeni oluşumun günahından kendini soyutlamaya çalışmasın” vurgusunu yapması da AKP ve cemaatin 2010’dan sonraki ortaklığına yönelik esaslı eleştirilerdi. Kılıç, “sorun üreten değil, sorun çözen yargı” sözleri ile kriz yaratan kurum olma algısını bertaraf etmek istedi. Meydan okumalara cevap vermeyeceklerini belirten Kılıç’ın “hak ve özgürlük yollarının açılması süreci mahkememizce kararlı bir şekilde sürdürülecektir” sözleri de Twitter ve HSYK kararlarına kadar AKP’yi üzecek ciddi bir karar almayan yeni bir dönemin açıldığının da tescili olarak kayıtlara geçti.