İstanbul sözleşmesi nedir, ne zaman imzalandı? İstanbul sözleşmesi maddeleri neler? İstanbul sözleşmesi son durum'
İstanbul sözleşmesi tartışmaları gündem olmayı sürdürüyor. Abdurrahman Dilipak’ın İstanbul Sözleşmesini savunan kadınlar için sarf ettiği sözlerin etkisi devam ediyor. Son olarak AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam, Abdurrahman Dilipak'ın, İstanbul Sözleşmesi'ni konu aldığı "AKP'nin papatyaları" yazısıyla ilgili 81 ilde suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Yaşanan gelişmelerin ardından İstanbul Sözleşmesi hakkında yapılan araştırmalar da her geçen gün artarak devam ediyor. Peki, İstanbul Sözleşmesi nedir? İstanbul Sözleşmesi kabul edildi mi? İşte İstanbul Sözleşmesi son durum…
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kabul edilen uluslararası bir metin olma özelliği taşıyor. 11 Mayıs 2011'de Avrupa Konseyi tarafından İstanbul'da imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi, Mart 2019 itibarıyla 46 devlet ve Avrupa Birliği tarafından imzalandı. Peki İstanbul Sözleşmesi nedir? İstanbul Sözleşmesi maddeleri neler? İstanbul Sözleşmesi son durum ve içeriği…
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla, Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan uluslararası bir sözleşmedir.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ MADDELERİ
Önleme
- Kadınlara yönelik şiddetin kabullenilmesine neden olan tutumların, toplumsal cinsiyet rollerinin ve klişelerin değiştirilmesi;
- Mağdurlar üzerinde çalışan profesyonel kadroların eğitilmesi;
- Farklı şiddet türleri ve bunların travma yaratıcı özellikleri hakkında farkındalık yaratılması;
- Eğitimin her kademesinde, eşitliği ele alan konuların ders müfredatına dahil edilmesi;
- Halka ulaşabilmek için STK’larla, medyayla ve özel sektörle iş birliği yapılması.
Koruma
-Tüm tedbirler içinde, mağdurların ihtiyaçlarına ve güven içinde olmalarına en büyük önemin verilmesinin sağlanması;
- Mağdurlara ve çocuklarına psikolojik ve hukuki danışmanlığın yanı sıra tıbbi yardım da sağlayan özelleşmiş destek hizmetlerinin düzenlenmesi;
- Yeterli sayıda sığınma evinin tahsis edilmesi ve günün her saati kullanılabilecek ücretsiz telefon yardım hatları sağlanması.
Yargılama
- Kadınlara yönelik şiddetin suç sayılmasının ve gerekli cezaların verilmesinin sağlanması;
- Gelenek, töre, din, ya da “namus” gerekçelerinin, herhangi bir şiddet eyleminin bahanesi olarak kabul edilmemesinin sağlanması;
- Soruşturma ve yargılama sürecinde mağdurların özel koruma tedbirlerinden yararlanmalarının sağlanması;
- Kolluk kuvvetlerinin yardım isteyenlere anında yardıma gidebilmelerinin ve tehlikeli durumlara yetkinlikle müdahale etmelerinin sağlanması.
Bütüncül politikalar
- Yukarda belirtilen tüm tedbirlerin kapsamlı ve koordineli politikaların bir parçası olmasının sağlanması ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir mukabelede bulunulmasının temin edilmesi.
SÖZLEŞME KAPSAMINDA ALINAN SUÇLAR
Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kιlmaktadιr.
- ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
- taciz amaçlı takip;
- tecavüz dahil, cinsel şiddet;
- cinsel taciz;
- zorla evlendirme;
- kadınların sünnet edilmesi;
- kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.
Burada açıkça verilmek istenen mesaj, kadınlara yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin özel hayatta saklı kalacak konular olmadığıdır. Aksine, mağdur olan kimse failin eşi, hayat arkadaşı ya da ailenin bir ferdi ise, aile içinde işlenen suçların özellikle travma yaratıcı etkisini vurgulamak üzere bu kişinin cezası daha da ağırlaştırılabilir.