Üniversite rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu 5 yıldır Silivri Cezaevi’nde yatıyor.
Suçu 2003 yılında hazırlanan YÖK tasarısı hakkında Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’u ziyaret ederek bilgi vermesi;
Bir de 3 Mart 2004’te ATO’nun düzenlediği “hilâfetin kaldırılması” konulu panele katıldıktan sonra bir grup öğretim üyesi arkadaşı ile yemek yemesi..
Bu aktiviteler terör örgütü kapsamında değerlendirildi, Ergenekon davasında yargılandı ve 23 yıl ceza aldı.
Prof. Hilmioğlu’nun aynı zamanda avukatı olan kardeşi Hayati Hilmioğlu, kim bilir kaçıncı defadır yardım çağrısı yapıyor.
Fatih Hilmioğlu’nun ağır siroz, karaciğer kanseri ve depresyon durumunu belgeleyen 6 rapor bulunmasına rağmen yeni bir sağlık kurulu oluşturularak yeni bir rapor daha istendiğini ifade etti.
İsyanını bastırmayı başaramadı:
“Bizim derdimiz hastane kapılarında Fatih’in ölümünü seyretmek değil!”
Mahkemenin Adli Tıp’tan rapor beklediği ifade ediliyor.
Devletin zamanı çok. Prof. Hilmioğlu’nun yakınları onun kalan günlerini özgür geçirmesini diliyorlar.
Hilmioğlu niçin hâlâ tutuklu?
Adalet merhamet duygusuna bu kadar mı yabancılaştı?
Yoksa büyüklerimizin bazı yetkilerini eşit ve dürüst kullanmamaları mı asıl mesele?
Necmettin Erbakan “kayıp trilyon” davasından aldığı hapis cezasını Altınoluk’taki yazlığında ev hapsi şeklinde çekiyordu.
Cumhurbaşkanı Gül, Anayasa’dan aldığı yetkiyi kullanarak rahmetli “hoca”sını kurtardı, özgürlüğüne kavuşturdu.
Erbakan’a lâyık görülen bu imkân Prof. Hilmioğlu’ndan esirgenmemeli.
Adalet sancısı - Doğum sancısı
İktidar partisi “demokrasi paketleri” hazırlamakta uzmanlaştı.
Bir tane de acele kendisi için hazır etmeli.
Partiden ihracı istenen İstanbul Milletvekili Muhammed Çetin’in anlattıkları, AKP’deki dışa kapalı ağabeyler yönetiminin vekilleri bunaltmış olduğunu düşündürüyor.
AKP Meclis Grubu 17 Aralık’tan bu yana 8 eksilip 319 milletvekiline düştü.
“Rahatsızım, seçmenin önüne çıkamıyorum” diyen arkadaşları olduğunu anlatan Çetin, “yakında bu insanlar patır patır dökülür” öngörüsünde bulundu.
İstifasının asıl nedeni olarak adalet sancısı öne çıkıyor:
“Kasa kasa, gemi gemi giden paralar, havuzlar, villalar hepsi var.
O kadar delil sunulmuş.
Hâkim ve savcıları değiştiriyorsun.
Senin getirdiklerin de ‘suç’ diyor onu da değiştiriyorsun.
O da olmadı hukuk sistemini değiştiriyorsun.
Dileriz bu istifa öfke değil anlama çabası ile karşılaşır...
Hilmioğlu özgür olsun
Haberin Devamı