Fasa fiso...

Haberin Devamı

Adalet ve Kalkınma Partisi, dün yapılan kurultayında 5 yıllık genel başkanını değiştirdi.
Yeni lider, ilk konuşmasında ülkenin laik toplumsal kanadı ile yakınlaşma sürecine girilmesi çağrısında bulundu.
Parti için merkeze doğru ciddi ölçekte bir kimlik değişikliği ifade eden bu konuşmanın önemli bölümü şöyleydi:
“Dini bir ajandamız yok. İnsanların hayatlarını ilgilendiren günlük meselelerin daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Eğer kadınların başını zorla örtmeye çalışır, erkeklere zorla sakal bıraktırır, insanları zorla camiye götürürsek o zaman kimse bize oy vermez!”
Tahmin ettiğinizi sanıyorum liderini değiştiren AKP, Fas’ın AKP’sidir.
Giden lider “Kendime Türkiye’deki AKP’yi model olarak seçtim” diyordu.
Yöneltilen suçlamaları da aynı Türkiye’nin AKP’si gibi karşılıyordu:
“Şeriatçı parti değiliz. Şeriat rejimi kurmaya çalışmıyoruz. Avrupa’daki Hristiyan Demokratlar gibi muhafazakâr demokratız.”
Haberi veren Reuters ajansı, aksi yöndeki iddialara rağmen “Parti içinde şeriat yanlısı bir kanadın bulunduğu da bir gerçek” yorumunu yaptı.
Fas’ta dinci parti AKP’ye karşı halkın ve parti kamuoyunun uyguladığı terbiye edici tedbirler hayranlık vericidir. Fas’taki demokrasi yanında bizimki adeta fasa fiso kalıyor!
Aşırılığa kaçan partiye son seçimde Fas halkı beklenen desteği vermemiş, ardından da kurultay partinin liderini değiştirmiştir.
Başında kral olan bir Afrika ülkesine imrenmek acı verici ama, aynı zincirleme reaksiyonu çalıştırmayı başaramadığımız müddetçe kaderimiz değişmeyecek.
Fas’taki AKP’nin yeni lideri Abdelilah Benkiran’ın “Ülkenin laik kanadıyla uzlaşma sürecine girilmesi” programını, Tayyip Erdoğan da benimsemişti. Ama 22 Temmuz’daki zafer sarhoşluğu ile unuttu.
Unutmasa, Türkiye bugün bambaşka bir yerde olurdu.
Fas’ın AKP’si, bizim AKP’yi örnek alarak lider değiştirmeye mecbur kaldığı bir noktaya geldi.
Şimdi bizim AKP de Fas’ın AKP’sini örnek alarak acele bir kongre toplasa ve partiyi kapatılma tehlikesine sürükleyen politikaları yüzünden liderini değiştirse fena mı olurdu?

*****


Seçim geliyor
Kapatma kararı çıkarsa bir baskın genel seçim bekleyebiliriz.
O nedenle kamuoyu araştırmaları ilgi çekici oluyor. Ve AKP’nin açık ara birinciliğinin hiç değişmemesi de merak sebebi...
Metropoll’un son araştırmasına göre “Oyum AKP’ye” diyenler seçmenin yüzde 40.4’üdür.
“Aralık ayında bu oran yüzde 51.9 idi” diyorlar ama bu fazla bir şey ifade etmiyor.
Çünkü tabloda ikinci parti CHP yüzde 14.4, üçüncü MHP ise yüzde 7.6 ile sıralanıyor. Bu perişanlıktan hiçbir alternatif çıkamaz!
Yüzde 25 kararsız var ama bunların da aslan payını AKP alacaktır.
Abdüllatif Şener baskın seçime yetişebilir mi, şüpheli.
Kapatma kararı halinde çıkacak karmaşa, AKP seçmeninin büyük fire vermeden gösterilen yeni adreste buluşmasına izin verir mi?
Kesin bir şey söylenemez ama belli ki AKP’nin yeni adresinde yine birinci parti oturuyor olacak.
Ülkedeki işsiz sayısına, büyüyen borçlara ve gelir dağılımındaki adaletsizliğe bakınca AKP böyle bir garantiyi hak etmiyor. Ama yoksullara yardım örgütlenmesi bu partiyi, iş veremediği insanları bile aç bırakmayan bir role sokuyor.
Muhtaçların artması, iktidarı eritir normalde burada oy getiriyor.
Çağdaş toplumlarda onurlu sosyal yardım istihdamdır. Ama aç insanlar için yardımı sadaka diye reddetme lüksü olmuyor.
AKP’ye rakip olmak isteyen partilerin ya bu gıda yardımını taklit etmesi ya da daha etkileyici bir alternatif getirmesi gerekecektir!

DİĞER YENİ YAZILAR