Suriye iç savaşı başladığında “bu savaşa karışmamamız gerektiğini” birçok kez yazdım, deneyimli siyaset bilimciler, tarihçiler de aynı görüşteydi.
Daha savaşın başında Esad muhaliflerine destek vermemiz, Esad güçlerinin bu bölgeden çekilerek geniş bir alanı PYD-PKK’ya bırakmasına neden oldu.
IŞİD ve PYD’nin anlaşmış gibi yer değiştirmesi, örneğin IŞİD’in Tel Abyad gibi kentleri hiç çarpışmadan PYD’ye bırakması, bir ortak projenin söz konusu olduğunu baştan gösteriyordu.
Bölgedeki Türkmenler “ABD ve IŞİD’in, Tel Abyad’ı PYD-YPG’ye verdiğini” söylemekteydi.
Akdeniz’e koridor…
PYD-PKK (YPG, SDG hepsi bir) arkalarında ABD’nin verdiği destekle sınırımız boyunca ilerlediler. Türkiye’nin “Fırat’ın batısı kırmızı çizgimiz” uyarılarına rağmen Fırat’ın batısından da hiç çekilmediler.
Sınırımız boyunca Akdeniz’e varacak bir PYD koridoru açılmak istendiği açıkça ortadaydı.
PYD-PKK-SDG’nin Hatay’ın bitişiğindeki Kürt kantonu Afrin’i, doğudaki Kobani kantonuyla birleştirmek için Cerablus’u da alma niyetinde olduğu görüldüğü için Türkiye Fırat Kalkanı operasyonunu başlattı ve Cerablus’u DAEŞ’ten aldı.
Bildiğiniz gibi son olarak El Bab da DAEŞ’ten temizlendi, TSK kent merkezine girdi.
Türkiye’nin çok sayıda şehit verdiği Fırat Kalkanı operasyonu sırasında ABD, koalisyon ülkeleri, Esad, Rusya pek ortada görünmediler.
PYD’yi koruyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türk ordusu El Bab’dan sonra Menbiç’e yönelecek” dedikten sonra her şey değişiverdi.
Son yazılarımın hepsinde “El Bab’dan sonra TSK çekilmezse büyük bir savaşın ortasında kalabiliriz. Başta ABD olmak üzere Esad da, Rusya da, Barzani de bu küresel planda (Kürdistan) PYD’yi destekler. Söz verilse de güven olmaz” uyarısında bulunmuştum.
Salı günü “Menbiç’e yapılacak bir operasyona karşı ABD tankları ile birliklerinin Menbiç çevresine ve kent merkezine girdiğini” duyduk.
ABD Merkez Kuvvetler CENTCOM Komutanı Joseph Votel, PYD’ye “Menbiç’in koalisyon güçleri koruması altında olduğu” sözünü vermiş.
Yaptığı bir açıklamada da “Türkiye’nin Menbiç bölgesindeki Kürt güçlere saldırmasının IŞİD’e karşı mücadeleyi zorlaştıracağını” söylemiş.
Fırat’ın batısı, doğusu!
Aynı sırada CENTCOM sosyal medyada PYD-PKK-YPG’li kadın militanların fotoğrafını yayınlayıp üstüne “Suriyeli IŞİD karşıtı kadın savaşçılar” yazdı.
Bunları birleştirdiğinizde, ABD’nin kendine müttefik olarak kimi seçtiği, olası bir Menbiç operasyonunda ne yapacağı, ‘bugüne kadar güvenli bölgeye neden karşı çıktığı’ netleşiyor.
Menbiç, Fırat’ın batısında ama Afrin de öyle. Ayrıca Fırat’ın doğusundaki kantonların daha az risk yaratacağı da düşünülemez.
Irak Musul’da da PKK ile IKBY benzer bir oyunu sürdürmekteler.
Gelişmeler Suriye sınırımızın ve dolayısıyla Güneydoğu bölgemizin nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu konuda kaybedecek zaman yok, referandum dikkatimizi dağıtmamalı!