Kenan’ın burnu da kurtaramadı

Tanıtımlarından itibaren gümbür gümbür geliyorum diyen, reytinglerde ise ummadıkları şekilde çuvallayan, büyük prodüksiyonlu, yüksek maliyetli iddialı dizi “Mehmed Bir Cihan Fatihi”nin başarısızlığından kim sorumlu?

Fatih Sultan Mehmed genç yaşına rağmen atalarının yapamadığını yapıp İstanbul’u fethetmiş ancak, Fatih’in TV ekranını fethi maalesef iki seferdir başarısızlıkla sonuçlanıyor. Beklenen oldu ve yayınlandığı andan itibaren olumsuz eleştirilerin hedefinde yol almaya çalışan diziyi Kenan İmirzalioğlu da kurtaramadı. “Mehmed: Bir Cihan Fatihi” şayet bir değişiklik olmazsa ki olacağını sanmıyorum, altıncı bölümüyle son ekran yolculuğuna çıkacak. Bu tarihi karakterin dizi olarak umduğunu bulamayışı ilk değil. 2013 yılında yine Kanal D’de yayınlanan ve bu kez Sultan Mehmed’i o dönemin popüler ismi Mehmet Akif Alakurt’un canlandırdığı “Fatih” dizisi de, tıpkı şimdiki diziye benzer eleştiriler ve reyting sıralamasında umduğu başarayı yakalayamaması sebebiyle beşinci bölümde ekrana veda etmişti.
2011’de vizyona giren “Fetih 1453”ün ulaştığı izlenme rekorunun gazıyla ilk adımları atılan proje TV’de izleyiciyle buluşana kadar, yapımcısından kanalına, oyuncularına kadar bir sürü değişiklikten geçmiş, sonuç fiyasko olmuştu... Fatih’in kaderi midir, “Mehmed: Bir Cihan Fatihi” de yayın aşamasına gelene kadar, yönetmen, senarist, dekor gibi değişimlere maruz kaldı. Kaldı da ne oldu? Sonuç yine fiyasko... Peki cezayı kime kesmek gerek derseniz, eleştirilerin en başında gelen senaryo dili sebebiyle cezanın bir kısmını Mehmet Ercan Erdem’e kesebiliriz... Erdem daha önce efsaneleşmiş dizi “Behzat Ç.”nin senaryo ekibindeydi. Eh dönem dizisi yazmak zor iş... Behzat Ç.’deki gibi iki afili replikle izleyicinin gönlünü fethetmek gibi olmuyor... Bir kısım cezayı tiyatro sahnesi gibi dekor için bunun sorumlularına... Birazcık, jilet gibi ütülenmiş üniformalarla savaşan askerler izlediğimiz, kadınların okul müsameresindeymiş gibi giydirilmiş olmasından ötürü kostümcülere... Büyük bir ceza payını cast seçimine. Tiyatral oyunculuğuyla bizi hayal kırıklığına uğratan Çetin Tekindor’a. Yanlış yayın günü seçenlere... İmirzalioğlu’nun genç yaştaki Sultan Mehmed’i canlandırıyor olması sebebiyle çokça konuşulmasından ötürü, oyuncuyu her sahnede profilden izletmeye çalışıp, “bakın burnu benziyor” mesajı vermek isteyen yönetmene... Ve bu rolü kabul ederek kendine yazık eden Kenan İmirzalioğlu’na...
Peki biten her dizinin asıl cezası kime kesiliyor, asıl faturayı kim ödüyor? Elbette arka planda çileyi çekenler olarak, paralarını doğru düzgün alamadan işsiz kalan set ekibi... Bu sebeple de “başarısız madalyası”nı boynuna takabileceğimiz asıl sorumlu, bunca insanı peşine takıp, bunca tantanalı girişle, işi bir güzel eline yüzüne bulaştıran yapımcı diyebiliriz...
Veda eden edene!
Bir süredir dizi sezonu diye bir şey kalmadı. Kış ortası, yaz başı demeden hemen hemen her kanalda yeni diziler başlayıveriyor. Ancak devam edebiliyor mu? Asıl mesele de bu... Ekrana beklenenden erken veda eden tek dizi “Mehmed: Bir Cihan Fatihi” değil...
Masum Değiliz: Büyük umutlarla başlayan dizi üçüncü bölümü bile göremedi. Farklı bir senaryosu vardı. Bizim izleyicinin sıradan senaryolara olan düşkünlüğü ortada... Öte yandan iddialı bir başrol eksikliği de bu hazin sonu getirmiş olabilir...
Bir Mucize Olsun: Ekran yolculuğunu sonlandırmak zorunda kalan bir diğer dizi. Gündüz kuşağı dizisi tadındaydı. Bitmesi sürpriz olmadı.
Tehlikeli Karım: Amerikanvari bir dizi yapmaya çalışılırken aşırı sıkıcı bir şeye imza atılmış. Gonca Vuslateri ve Mustafa Üstündağ’ın donuk bakışları, Seçkin Özdemir’in yorucu oyunculuğu… Sonuç ortada.
8. Gün: Fişi çekilenler arasında bunu en hak etmeyeni diyebilirim. Musa Uzunlar’ın şahane oyunculuğu bile izlenmesi için yeterli olabilirken, “8. Gün”ü yayın günü yaktı.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR