Defin görevlisi o anları anlattı
Okuyorken gözleriniz dolacak
Mustafa Kemal Paşa'nın ölümünün 75. yıl dönümünde Atatürk'ün defini sırasında kabir odasında bulunan hayattaki son sivil olan Yekta Güngör Özden törenin detaylarını anlattı.
NAKLİNDE DEFİNDE GÖREV ALDI
Türkiye Milli Talebe Federasyonu Yayın Komisyonu Başkanı olması nedeniyle Atatürk'ün naaşının nakli ve defin sırasında görev alan eski Anayasa Mahkemesi Başkanlarından Yekta Güngör Özden, tören sırasında yaşadıklarını anlattı.
"NÖBET TUTACAK ÖĞRENCİLERİ BELİRLEDİM"
O dönem Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenci olduğunu belirten Özden, kendisine verilen görev kapsamında ilk olarak Etnografya Müzesi'nde saygı nöbetinde bulunacak öğrencileri belirlediğini söyledi. Kendisinin de bulunduğu öğrencilerin 4 Kasım 1953'te saygı nöbeti tuttuğunu ifade eden Özden, nakil töreninde de görev aldıklarını bildirdi.
"YÜRÜYÜŞTEKİ SESSİZLİK ÇOK DUYGULUYDU"
Naaşın Anıtkabir'e nakli sırasında çok sayıda vatandaşın güzergahta beklediğini anlatan Özden, "Şimdi bile insan duygulanıyor, yürüyüşteki sessizliğe. Güzergah boyunca bütün pencerelerde, halk yollara dolmuş, ağaçlarda gençler var ancak top arabasının, askerin ayak sesi ve güzergahı dolduranların hıçkırıklarından başka bir şey duymuyorsunuz. Büyük bir saygı, huşu vardı" diye konuştu.
"UZUN UZUN AĞLADIM"
Kortejin bir saati aşkın sürede Anıtkabir'e gelebildiğini dile getiren Özden, görevi kapsamında diğer öğrencilerle kortejin düzenini sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
"10 kişiydik"
Anıtkabir'de Aslanlı Yol'un başında naaşın askerlerin omuzlarına alındığını aktaran Özden, buradan mozole binasının önündeki katafalkta konulduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın konuşma yaptığını anlatan Özden, daha sonra tabutun yeniden askerlerin omzuna alındığını söyledi. Naaşın mozoleden mezar odasına indirildiğini ifade eden Özden, odada bazı askerlerin dışında Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Atadan ve kendisinin de bulunduğu 10 kişi olduğunu söyledi.
"MAKBULE HANIM KIÇKIRARAK AĞLIYORDU"
"Bunların hiçbiri hayatta olmadığına göre bu on kişiden hayatta kalan tek ben oluyorum" diyen Özden, şunları kaydetti:
"Defin işlemi sırasında toprak atılırken Makbule Hanım hıçkırarak ağlıyordu. Ben de kenarda onları izliyordum. O kadar insanın içinde bulunmanın verdiği bir sevinç ama aynı zamanda Atatürk'ü ebediyen sizden uzaklaştıran bir işlemi görüyorsunuz, onun üzüntüsü var. İkisinin arasında çalkantılı bir durumdayım. Defin işleminin tamamlanmasının ardından tutanaklar imzalanınca Makbule Hanım iyice ağlamaya başladı. Yanına gittim, koluna girerek odadan çıkmasına yardımcı oldum."
"ANLADIM Kİ BİR DAHA GELMEYECEK "
Törenin ardından kaldığı yurda gittiğini belirten Özden, "Uzun uzun ağladığımı hatırlıyorum sonra uyumuşum. Anladım ki Atatürk bir daha gelmeyecek. Sanki 15 sene önce ölmemiş de o gün ölmüş gibi hissettim" dedi.
Özden, o gün bir çelenkten aldığı parçayı hatıra olarak sakladığını da kaydetti.