Geçtiğimiz hafta NATO zirvesi sırasında AB’nin üst düzey yetkilileri ile görüşmeler yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB ile ilişkilerde bir yıllık bir takvim konusunda mutabık kalındığını açıkladı. AB’nin de üzerine düşenleri yapması gerektiğini hatırlatırken, referandum öncesinde yaşananların geride bırakılması gerektiğini söyledi. Gerek ekonomi gerekse de “çıpa” görevi görmesi açısından “AB’ye üyelik sürecinin” yeniden hızlanmasa da en azından referandum öncesinden farklı olarak, daha ılımlı bir patikaya girmesi önemli.
AB ile ilişkilerde bir “restorasyon” dönemine girilecek mi? Bunu yakından izlemekte fayda var. Toplam ihracatımızın yüzde 45’ini yaptığımız AB’den kopabilmemiz neredeyse imkansız. Ancak bu ilişkinin de bugünkü haliyle devam edebilmesi zor, yeni bir yol haritasına ihtiyaç olduğu aşikar. Yapılan görüşmeler buna imkân tanıyacak mı, önümüzdeki günlerde daha net anlama şansına sahip olacağız. “Genişletilmiş Gümrük Birliği” ile başlayacak sürecin “tam üyeliğe” evrilmesi belki zaman alacak ama sürecin devamı kritik öneme sahip.
Bir yandan ilişkileri restore etmeye çalışırken, diğer yandan Almanya ile İncirlik’teki Alman askerlerin ziyareti konusunda gerginliğin devam etmesi de şaşırtıcı. Yaşanan gerginliğin bir an evvel sona erdirilmesi, yeni yol haritası hazırlanırken tarafların samimiyetlerinin bir göstergesi olması açısından önemli.
Geçtiğimiz haftanın bir başka önemli olayı da OPEC toplantısıydı. Var olan ve daha önce altı ay olarak planlanmış olan üretim kotalarının 9 ay daha uzatılması konusunda mutabakat sağlandı. Daha fazla kesinti olabileceği “umuduyla” toplantı öncesinde 54.60 dolara kadar yükselen Brent petrolü Cuma günü 50.70 dolara kadar geriledi, haftayı 52.23 dolar seviyesinden tamamladı. Bu hafta içinde 53.35 dolar seviyelerine kadar bir toparlanma yaşanabilir ancak sonrasında 49 doların altına gerilemesi ihtimali artacaktır.
Gözler kabinede
Cumhurbaşkanının NATO zirvesi dönüşünden sonra AK Parti yönetimini netleştirmesi, sonrasında da kabine revizyonunu hayata geçirmesi bekleniyor. Revizyon, bu hafta içinde olabilir. Piyasaları yakından ilgilendiren ekonominin dümeninde kimin olacağı... Daha doğrusu Cumhurbaşkanı, ekonomi ile ilgili konularda hangi isim veya isimlerle bundan sonrasını yöneteceği önemli. Piyasaların dilinden konuşan birisi mi, yoksa bize has söylemlerle ekonomiyi yönetecek birisi mi olacak, piyasaları yakından ilgilendiriyor. Makulü temsil eden teknokrat bir isim fazla rahatsızlık yaratmaz. Ancak hamasi söylemlerin öne çıktığı isim/isimler gelirse olumsuz bir fiyatlama ile karşı karşıya kalabiliriz.
Bu fiyatlama ilk anda çok olumsuz bile olmayabilir ancak orta-uzun vadede bazı “yan etkileri” mutlaka olacaktır.
Bugün ABD ve Londra piyasaları tatil, bizim piyasalarımızdaki hareketler de sınırlı olacaktır.