'Meclis laiklik ilkesine dokunamaz !'
Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin’den türban uyarısı
AKP ve MHP’nin üniversitelerde türban yasağını kaldırmak için uzlaştıkları Anayasa ve yasa değişiklikleri tekliflerine Yargıtay’dan tepki geldi.
Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, 9. Hukuk Dairesi Başkanı Osman Güven Çankaya ile 8. Ceza Dairesi üyesi Erol Özgenç’in yaş haddinden emekliye ayrılmaları dolayısıyla düzenlenen törende konuştu.
Emekli olan iki arkadaşıyla İstanbul Hukuk Fakültesi’nde 1960 yılında birlikte okuduklarını anlatan Şirin, şöyle konuştu:
Ne oldu o üniversitelere: Hukuk Fakültesi’nin içinde ne örtünme ihtiyacını duyan bir kızımız vardı, ne de kapıda ’örtünmeliyim’, ’dini inancımın gereği budur’diye eyleme giden bir kişi vardı. Hiçbirisi mevcut değildi. Türkiye’de 3 üniversite vardı. Her birisi çağdaş görünümleriyle, o mükemmel tavırlarıyla, o coşkulu ve birbirini katiyetle ayırmayan giysileriyle eğitimlerini sürdürdüler. Ne oldu o bizim güzide üniversitelerimize? Bugün kapılarında ’inancımın gereğidir’diye bar bar bağırılıyor ve ’inancı gereğidir’diye o bağırmalara kendi anlayışları doğrultusunda destek verenler, bugün Türkiye’nin gündemini sadece ve yalnız diğer gündemleri unutarak ya da gerilere öteleyerek, anayasa ve yasa değişikliklerini konu ediyorlar.
Bildirinin arkasındayız
Sözlerimizin arkasındayız: Anayasa’daki kuvvetler ayrımı devlet organları arasında üstünlük sıralaması değildir. Medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu hükmü bugün acaba ne durumda? Anayasa değişikliği hazırlıkları evresinde Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 28 Eylül 2007 tarihinde yayımladığı bildiride, Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri korunmuş gibi görünse bile, başka maddelerde yapılacak değişikliklerle Cumhuriyetin temel ilkelerinin, zaafa uğratılmasının benimsenemeyeceğini, Cumhuriyetin vazgeçilmez temel dayanağını oluşturan laiklik ilkesinin ve Yüksek Mahkeme kararlarıyla çerçevesi çizilmiş olan laiklik ilkesinin doğrudan veya dolaylı yeni düzenlemelerle zayıflatılmasının kesinlikle kabul edilmez olduğunu belirtmiştir. Bugün Yargıtay bu sözlerinin arkasındadır, hukuken arkasındadır, hukuki eylemlerle de arkasında olacaktır. Yargı, her kararında norm olarak ele aldığı Anayasasını ve yasalarını yasama herhangi bir değişikliğe tabi tutmak istediğinde, buna fikrini beyan etmeyecek mi? Mutlak surette uygar işbirliğinde, bu beraberlikte birbirimizi etkilemek, dinlemek zorundayız.
Vazgeçilmezimizdir: Yargı, her kararında norm olarak ele aldığı Anayasası’nı ve yasalarını yasama herhangi bir değişikliğe tabi tutmak istediğinde, buna fikrini beyan etmeyecek mi? Geri mi duracak? ’Bu sadece sizi ilgilendirir’mi diyecek? Demek mümkün değil. Mutlak surette uygar işbirliğinde, bu beraberlikte birbirimizi etkilemek, dinlemek zorundayız. Kontrol edilemez bir hızla bugüne gelen ve çarşamba gününden itibaren de ivme kazanarak, devam edeceği belli olan bu davranış mutlaka yasama tarafından sorgulanmalıdır.
Beyin, akciğer: Yasama bu ülkenin beynidir. Yargı da onların Anayasa ve yasalara yansıttığı hükümleri dayanak almaktadır. Yürütme de bu ülkenin kalbidir. Bu işbirliğinde yargı akciğerler görevi görmektedir. Ancak yargı teneffüsü sağladığında diğer organlar ayakta durabilir. Beynin ve kalbin akciğere, akciğerin beyin ve kalbe hasım olduğu düşünülebilir mi? Onun içindir ki Anayasa bir uygar işbirliğinden bahsetmektedir. Mutlaka sözler duyulmalı, dinlenmeli ve sorgulanmalıdır.
Bu sözlerimiz yasamanın yasa yapma, değiştirme, Anayasa değiştirme yetkisine müdahale değildir. Mutlak surette o yetkiler kendilerinindir ama o yetkiler hiçbir Meclis’in dahi gücüne ulaşamayacağı, yaşamımızın vazgeçilmezi olan laiklik ilkelerine dokunmaya imkan tanımaz, istesek de tanınamaz. Ama isteyen yoktur. Ben, yüce Meclisimde yürütmenin de yargının da bu ülkenin mutluluğu için çalıştıklarına inanıyorum. Zaten o sorumlulukla bu ateş çemberinde, bu kadar sorunun var olduğu bir dönemde, Ortadoğu’nun haritasının biçilmek istendiği bu evrede biz asıl gündemimizi yakalamak durumundayız. Örtünmeyle ilgili gündemin yerine yargının sorunları ve yargı sistemindeki iyileştirmeler alması gerekir.
60’ların fotoğrafı mı yoksa bugünkü mü daha güzel?
Şirin: 1960’ların fotoğrafını görüyoruz. O fotoğraf mı güzel, bugünkü fotoğraf mı güzel, diye mutlaka sorgulanmalıdır. Milli mücadeleyi onurla ve başarıyla yürüten yasama vazgeçilmezimizdir. Yasama, mutlak suretle ondan sonraki yıllarda da büyük başarılarla gerçekleştirdiği yasalaşma kültürünü bu olayda da sorgulayarak gerçekleştirmek zorundadır. Ülke hepimizindir. Biz kendi dönemimizi belli bir yaşa getirmiş olsak da çocuklarımızın ve torunlarımızın dünyasını mutlaka mağrur etmek mecburiyetindeyiz.
Cüppeyle Anıtkabir’e Çıkalım
Kadın yargıçlar, Yargıtay Birinci Başkanvekili Osman Şirin’i topluca ziyaret ettiler. Ziyaret sırasında TBMM’de görüşülen düzenlemenin laikliğe vereceği zarar ve kadınlar üzerinde oluşturacağı baskıya dikkat çeken kadın yargıçlar, Yargıtay’ın bu konuda sessiz kalmasından duydukları ra hatsızlığı dile getirdiler. Kadın yargıçların, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu’na inmeden tepkilerini ortaya koymaları gerektiğine ilişkin önerinin bugünkü Yargıtay Büyük Genel Kurul’un da görüşülmesi bekleniyor. Yargıtay üyeleri, bugün yapılacak olan ceza Genel Kurul toplantısının ardından Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun toplanarak bildiri hazırlamasının beklendiğini belirttiler.
Kadın yargıçların Şirin’e, “Cüppelerimizle Anıtkabir’e çıkıp tepkimizi ortaya koyalım” önerisinde bulunduğu da öğrenildi.