‘Arkadaşlar isterse’ bir dönem daha!
Başbakan, ‘en fazla üç dönem peş peşe seçilebilme’ kuralı için, “Kendi adıma öneride bulunmam söz konusu olamaz. Ancak arkadaşlar isterse kongreye giderim” dedi
17 Aralık sürecinin ardından AK Parti içinde 3 dönem kurulanının değiştirilmesi talepleri yeniden yüksek sesle dillendirilmeye başlamış, fakat Erdoğan “Vatandaşa verilmiş sözümüz” diyerek bu konunun tartışılmasına imkan tanımamıştı. Ancak son dönem Erdoğan katı tutumunu yumuşattı. Erdoğan ilk olarak Şubat başında El Cezire TV’yde yayınlanan röportajında, “Bu kararı değiştirebilecek merci kongremizdir. Ben kendim böyle bir teklifi asla getirmem” diyerek, topu kongreye attı. Erdoğan’ın dün de yerel medya temsilcileriyle yaptığı toplantının kapalı bölümünde soru üzerine “Kendi koyduğum bir şartı sanki makam, mevki meraklısı gibi kendi adıma bir öneride bulunmam sözkonusu olmaz. Ancak arkadaşlar isterse kongreye giderim. Benim dileğim üç dönem çalışma bir dönem dinlenme. Sonra tekrar göreve devam” ifadelerini kullandığı öne sürüldü.
AKP tüzüğündeki 3 dönem sınırlamasına göre, bir milletvekili peş peşe en fazla 3 dönem seçilebiliyor. Bu kuralın değişmemesi halinde Erdoğan dahil AK Parti’li 73 isim 2015 seçimlerinde aday olamayacak. Üç dönem kuralının aşılması için iki farklı formül de konuşuluyor. Bunlardan ilkini Bakan Hayati Yazıcı dile getirmişti. Yazıcı, süre düzeltmesi konusunda AK Parti MYK’sının yetkisi olduğunu söyledi.
Bir başka formül ise, yargıdan karar çıkarmak. TOBB Yasası’ndaki iki dönem sınırlamasının Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesini örnek veren eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, “Bu kararı emsal göstererek AK Partililer tüzüklerindeki 3 dönem kısıtlamasının iptali için mahkemeye gidebilir” değerlendirmesinde bulunmuştu.
‘Emine Hanım’ın hastanesi diyorlar..’
Başbakan Erdoğan, Memorial Ankara Hastanesi’nin açılışnda konuştu. Erdoğan, “Hanımla nereye gitsem, ‘burası’ diyorlar ‘Emine Hanım’ın hastanesi’. Bir pastaneler zincirinin açılışına gittik, orası Emine hanımın oldu. Şimdi korkuyorum Memorial’da bizim hanım buraya ortak olmuş olacak. Allah siyasette kimseye böyle muhalefet vermesin. Yalan iftira çok fazla” dedi. “Sağlık konusunda hep Kanuni’nin lafı aklıma gelir” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Ama bu televizyon dizilerindeki Kanuni değil. Bizim Kanunimiz, at sırtından inmeye fırsat bulmadı... Bir sağlıklı nefesi Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’ye feda eden bir ecdadın torunlarıyız biz. Amerika şu anda bizim verdiğimiz sağlık hizmetiniveremiyor. Obama değişiklik yapmak istedi hala başaramadı.”
‘Çok pislik dökülecek’
Başbakan Erdoğan, “Dinlemeler o örgütü kontrol eden devlet ya da uluslararası çevreler adına yapıldı” dedi ve ekledi: “Hesabını vermeye başlayacaklar. Ortalığa çok pislik dökülecek”
Miting programına dün ara veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen, ‘Yerel Medya ile Buluşma’ programında ‘paralel yapı’, telefon dinlemeleri, seçimler ve siyasi geleceğiyle ilgili mesajlar verdi. Her gün bazı tapeler yayınlandığını ve bunların ‘yasal dinleme’ olduğunun söylendiğini anlatan Erdoğan, “Bu yayınlanan dinlemeler yasal dinleme değildir... Savcı, tamamen keyfi bir şekilde devletin mahrem telefon görüşmelerini dinlemiştir” dedi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
‘Gürüntüler de var’
“Bu olaylar içerisinde sadece dinleme de yok, görüntüleme de var. Hele hele bu görüntüleme, ahlaki değerleri tamamen yok farz eden, bir ailenin mahremine girecek kadar, aile dışında ilişkileri dahi görüntülemek suretiyle, bunu da sosyal medyadan yayınlama hakkını size bir internet anlayışı veriyorsa, ben böyle bir interneti kabul etmiyorum.”
Verileri çalmışlar
“Güvenli hat” diye söylenen bu kriptolu telefonlar, bunu inşa eden, tesis eden, üreten yer tarafından merkezde dinleniyor, orada depolanıyor. Sonra da bu veri depolamaları, son olaylardan sonra görüyoruz ki bunlar kopyalanıp, çalınıp götürülüyor... Dinlemeler bir örgüt adına, örgütün çıkarları adına, o örgütü kontrol eden devlet ya da uluslararası çevreler adına yapıldı. Bu örgüt de güya bir hizmet yapılanması.”
‘Siyaseti bırakırım’
“Çok açık, net söylüyorum. Eğer partim bu seçimlerden birinci olarak çıkmazsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım diyorum. CHP, MHP’nin genel başkanları bırakabilir mi?”
‘Hesap sorulacak’
“Hukuk içinde bu darbe girişiminden hesap sorulması için hazırlıkları yapıyoruz. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Kısa süre zarfında hesabını vermeye başlayacaklar. Ortalığa çok pislik dökülecek. Kurban kesim faaliyetlerinden zekat toplanmasına, bankacılıktan sınavlara, ajanlık faaliyetlerinden tehdit, şantaj, haraç toplamaya kadar çok geniş bir yelpazede, çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıkacak. Makbuzsuz toplanan paraların nerelere vardığı ortaya çıkacak. Failleri de yargı önüne çıkacak.”
Gül’le devam mesajı mı?
Başbakan Erdoğan, programın basına kapalı bölümündeki konuşmasında da önemli mesajlar verdi. Erdoğan’ın, yerel medya temsilcileriyle toplantısının basına kapalı bölümünde, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak mısınız?” sorusuna, “Şu anda gündemimizde öyle bir şey yok. Mevcut Cumhurbaşkanımız devam edebilir” diye yanıt verdiği iddia edildi. Ancak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, “Bu toplantıda Cumhurbaşkanlığı adaylığı gündeme gelmemiştir ve Başbakan’ın konuyla ilgili olarak sarf ettiği tek kelime olmamıştır” dedi.
“Haram yiyenin gırtlağına yapışırım. Ben Hacı Ahmet Kaptan’ın oğluyum” diyen Erdoğan’ın, “Seçimden sonra MİT dışında Yargıtay ve Danıştay için düzenleme yapılacak” dediği de öğrenildi.
‘Adalet Bakanımla görüşmem doğal’
Başbakan, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile arasında geçtiği öne sürülen konuşmayla ilgili ses kaydına da değindi. Sözkonusu konuşmada Ergin’i arayan Erdoğan’ın, Aydın Doğan ile ilgili SPK davasında ‘hızlandırma talimatı’ verdiği duyuluyor. Erdoğan istediği yönde karar çıkmadığını Ergin’e aktarırken, Ergin’in ise hâkimin “Alevi olduğunu” söylediği duyuluyor. Erdoğan, dün şunları söyledi: “Dönen dolapları biz biliyoruz. Benim Adalet Bakanıma ‘Bunu yakından takip et’ dememden daha doğal, daha tabii ne olur? Bana ilgili kuruluşumun verdiği bilgiler, SPK’nın verdiği bilgiler çok çok tehlikeli bilgiler ve paralel yapı veya dışında yapılar, kirli ilişkiler, ister istemez ‘Burayı yakından takip et’ dememi gerektiriyor. Bunu ben ülkem için, milletim için istiyorum. Çünkü bugüne kadar bu ülkede her şey maalesef bunların elleri ile iki dudağının arasındaydı. Bunlar spor kıyafetlerle, blujeanlerle, evlerinde Başbakan ağırlamış tiplerdir. İstedikleri gibi hükümet kurmuşlar, hükümet indirmişlerdir.”
Erdoğan’dan MİLGEM’le ilgili ses kaydı izahı: ‘Devlet yüzlerce milyon dolar kazandı’
Koç grubundayken iptal edilen ihale Kalkavan’a verilmişti. Başbakan Erdoğan, Kalkavan’la görüşme yaptığını kabul etti
Başbakan Erdoğan’ın, milli gemi (MİLGEM) ihalesiyle ilgili işadamı Metin Kalkavan’la yaptığı görüşmenin ses kaydı internette yayınlandı. Görüşme yaptığını doğrulayan Erdoğan, “Birçok ihaleler yapılıyor birisi saf dışı edilmiş olabilir, şahsıma müracaatı olabilir, ben de dava et diyorum. Bu neticede devletin yüzlerce milyon dolar kazancı oluyor. İşte bunlar bu görüşmeyi dinleyecek kadar karaktersiz” dedi.
Koç Grubu’na ait RMK Marine’nin kazandığı 1 milyar 150 milyon Euro’luk MİLGEM savaş gemisi ihalesi, ‘ihaleye çağrılmayan şirketlerin şikayeti’ gerekçe gösterilerek Ağustos 2013’te Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da bizzat katıldığı Savunma Sanayi toplantısında iptal edilmişti. Milli Gemi Projesi kapsamında Heybeliada ve Büyükada adlı savaş gemileri daha önceden tamamlanmıştı. RMK, ek olarak kazandığı ihaleyle diğer 4 gemiyi inşaa edecekti.
Kalkavan’a verildi
İhale daha sonra 26 Aralık 2003 tarihinde Metin Kalkavan’a ait Sedef Gemi İnşaatı A.Ş.’ye verilmişti.
Yayınlanan ses kaydına göre, Başbakan ile Kalkavan olduğu öne sürülen isimler, Koç Grubu’nun kazandığı MİLGEM ihalesi üzerine konuşuyor. İlk konuşma, Koç Grubu kazandığı halde ihalenin Savunma Sanayi İcra Komitesi tarafından iptalinden 5 ay önce 16 Nisan 2013’te gerçekleşiyor. Bu konuşmada Erdoğan, Kalkavan’ı arayarak, MİLGEM ihalesi için başvuruları olup olmadığını soruyor. Kalkavan da ihaleye davet edilmediklerini ifade ediyor. Erdoğan ise Kalkavan’dan ‘ihalede tam rekabet oluşmadı’ gerekçesiyle Başbakanlık Teftiş Kurulu’na, Başbakanlık Özel Kalemi’ne ve Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) başvuruda bulunmasını istiyor. İkinci görüşme Kalkavan’ın şikâyeti üzerine ihalenin iptal edilmesinin ardından 27 Eylül 2013’te gerçekleşiyor. Başbakan, Kalkavan’a fiyat dışında tüm şartların oluştuğunu ifade ediyor.